Kayıtlar

Ekim, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tatil mi şimdi bu?

Tebrik ediyorum. Tüm evhanımlarını. Çalışmak ne kolay iş .Sen gel de bütün gün yeni ayaklanmış bir velete bak kolaysa. Bir kaç arkadaşım var,çocuklarına kendileri bakıyorlar. Sabır taşı olsa çatlar,onlar çatlamaz. Haftasonlarını iple çeken ben,bazı pazarlar öğleden sonra ,Pazartesi sabahı olsa da işe gitsem diyorum . Hele ki şu bitmez tükenmez diş çıkarma günlerinde. Ohhh ne ala.git işe,maillerine bak,kahveni getirsinler iç,sakin kafa işini yap,arada arkadaşlarla haftasonu muhabbeti yap. Ama evde öyle mi? Ihhhh diyor işaret parmağı ile göstererek birşeyleri.Ne istediğini Allah bilir.Zaten istediği yöne kucağımızda gittiğinde,orada karar veriyor ne istediğine.Sıkılmadan top oynamalısın sonra...Devamlı aynı kitabı okumalısın,onunla dansetmelisin,bıkmadan bisikletinde bir ileri bir geri hareket ettirmelisin.Bunların her arasında su içirmelisin,emziğini her yere attığında yıkamalısın,aralarda alt değiştirme,uyutmaya çalışma ve döke saça yemek yedirme cabası.Bir de ayaklandı ya,salonda da d...

Sanata çelme takanlar

Ben çok iyi bir sanatçı olma yolunda ilerliyorum. Ne sanatı mı? Çocuk yetiştirme sanatı. Hayatta okulu olmayan,tamamen yaratıcılığınıza bağlı olan,devamlı gelişmeye açık tek sanattır. Ustalardan yardım alsan bile ,icra ettiğin sanat senin yoğurmanla oluşur. Yorucu ve yıpratıcıdır,ancak bu sanata başlayıpta bırakabilen yoktur. Ancaaak, Sanatını icra ederken ayağına çelme takanlar da çıkabilir. Kocalar !!! Kerem'e "Hayır" diyorum. O,ben özgür yetiştireceğim diyerek,çocuğunu terbiyesiz ve şımarık yetiştirip sonra kafalarını ben ne yaptım diye duvarlara çarpan annelerden olmamak için. Televizyona avuçlarını vurduğunda, Dvd yi sürekli açıp kapadığında, kumandaları ağzına soktuğunda, telefonu yere çarptığında, cep telefonlarıyla oynadığında, okunmamış gazeteleri yırttığında vebazı vb vb vb... Ama eşim ,heeer istediğini eline veriyor. her yaptığını onaylıyor, gülüyor. Şımartıyor. Ve benim bütün kendimi paralamam çöpe gidiyor. 100 kez bak ,böyle yapma dedim. Yapıyor. Ne yapacağı...

Başlıksız yazı

Olayları ilk duyduğumda seyretmeyeceğim diye söz verdim kendime. Ama dün akşam sözümü tutamadım,arkadaşların evinde izledim. Dayanamadım, inanamadım, ağlamamak için dişlerimi sıktım. Minicik bebekleri ,çocukları nasıl hırpaladıklarını,işkence yaptıklarını,yerden yere vurduklarını izledim. Kendime verdiğim sözü tutamadım... Bu ilk mi? Bu filmi daha önce onlarca kez gördük.Hayır. Son mu olacak ? Her seçimde kazanan partinin üyelerine, bakan ve milletvekili yakınlarına iş açmak için işini bilen insanlar sokağa atıldıkça, Bu konuda eğitim görmüş genç insanlar sokaklarda iş ararken,hademeler işe bakıcı diye alınırsa, Devlet bir şeyler yapmak için basın ya da yayında bu konuda gizli kamera görüntülerinin çıkmasını beklerse, Kırk yılda bir denetlenen yuvalarda tesbit edilen yanlışlıkların sorumlusu çalışanlar, bir yerlerdeki ayılarına, dayılarına sırtını dayayıp,kurtulurlarsa, Çocuk hakları gerektiği gibi işlemezse,ülkede hukuk çalışmıyorsa, Hayır.Ne yazık ki son da olmayacak.

AAAAAAAAAAAAAAA

Bu sabah bağırmaktan sesim kısıldı. Her zaman bağırmıyorum oğluşuma. Ama bu sabah sabrım taştı. Ye mi yooor... Aslında zorlamam, acıkınca yer derim, ama oğluşumun inadı kimden geçti dersiniz,tuttu mu tutuyor. Ben yedireceğim diye inatlaşıyorum, o da yemeyeceğim diye. Döke saça yemeğin yarısı midede, kalanı yerde,saçlarda,mama sandalyesinde, berabere kalıyoruz. Ben bağırınca gelip bana sarılıyor ya da dudaklarını büzüp gözlerimin içine bakarak ağlıyor ki, 5000 tonluk suçluluk duygusu üzerime gümmm diye düşsün. Ben ağlayacağım şimdi yaaa diyorum ağlamaklı, kıkır kıkır gülüyor. Büyümüşte yemek seçiyor, annesiyle köşe kapmaca oynuyor, bir de dalga geçiyor. Offf boğazım ağrıyor...

Ebelendim

Sevgili Bücürük beni ebelemiş. 1-En son aldığın kitap ne? Atatürk!ten insanlığa yol gösteren sözler Truva yayınları Ferrerisini satan bilge Robin Sharma İhanet noktası Dan brown (Ödünç aldım) 2-Kaç tane kitabın var? 1.20 X 2.00 mt lik 2 kütüphane dolusu.Bazıları üstüste. 3-Okumakta olduğun kitap İhanet noktası (Geri vermem lazım) 4-En çok etkilendiğiniz kitap Eroin Christiane F. Veronica desides to die Paulo Coelho Benim adım kırmızı Orhan Pamuk Bir dinazorun anıları Mina Urgan O Stephan King (Okuyupta etkilenmeyen tanımıyorum) Ebeleyecek birisi kaldı mı? Sanırım Demet kaldı.

Kristal

Eşim uzakdoğudan kristal bir kolye ucu getirmiş,ne bilsin alırken elledi diye adamlar taşı ışıklı bir şeylere sokup temizlemişlermiş,aman ha ellemeden tak diyor.Ellemeden nasıl takabilirim ki?O kesin işin şov kısmıdır dedim.Yok mistik bir şeyler varmış onların inancına göre ,ve ellenirse enerji geçermiş,bozulurmuş,karışırmış.Uzunca kesilmiş,koyu yeşil bir taş.Ne taşı bu diye soruyorum,bilmiyor.Annem yeşim olabilir,oralarda kutsaldır ya diyor.Bir liste çıktı fatura ile,bir sürü taş ismi,şu işe yarar,yok aurayı yükseltir,bilmemne taşı rahatlatır, falan filan.Eeee benim taşım hangisi?Bilmiyoruz.Faturada yazan isim,o listede yok.Ne taşı olduğunu ve ne işe yaradığını bilmediğim bir kristali boynumda taşıyorum.Arada bir de elleyip,hmmm bütün negatifliğim gitti diye kendimi kandırıyorum. Ne taşı bu canım? Bilmem yeşil taşlı istemiştin ,aldım işte. Peki...

Hayat bazenlerle doludur.

Bazen hayatı çok ciddiye aldığımı düşünüyorum, bazen de bazı şeyleri ciddiye alamadığımı... Her gün Allaha şükrediyorum, ama bazen sevdiklerimin kalbini kırıyorum. Bazen çok çabalıyorum, ama kimseyi memnun edemiyorum. Bazen hiç umursamıyorum, insanların kalbini kazanıyorum. Bazen kırılıyorum,üzülüyorum,kızıyorum, ama affediyorum. Düşünüyorum da bir tek kendimi affedemiyorum. Eleştirirken insanları dinliyorum , insanlardan da aynı şeyi bekliyorum, ama bazen hiç anlaşılamıyorum. Bazen bazı insanlara tahammül edemiyorum, ama sabır en büyük erdem diyerek dayanıyorum. Bazen bunları düşünmek istemiyorum, ama düşünmeden de duramıyorum...

Eski günler

Where ever you go,whatever you do,I will be right here waiting for you... Biraz önce radyoda çalıyordu.O kadar iş güç içerisinde daldım gittim.Eve dönüş için serviste kankam Sinem'le aynı walkmani paylaşıyoruz.Boğaz köprüsünün üzerinden eve her geçimizde hayallerimizden konuşuyoruz.Bazen de aptalca şeyler düşünerek gözlerimizden yaşlar gelene kadar gülüyoruz.Bir gün köprüden geçerken servisi durdurup elele köprüden atlamayı düşünüyoruz,ördekli can simitlerimizle yine elele yüzerek uzaklaşmayı düşünüyoruz,tabii ki saçmaladağımızı biliyoruz ve bu saçmalıklarla çok eğleniyoruz.Chad Allen ve Eduardo Capatillo hayranıyız.Bir de Kylie Minoque ve Jason Danovon'dan "Especially for you " en sevdiğimiz şarkı.Serviste önce günün yorumlarını yapıyoruz, sonra müzik dinleyerek uyukluyoruz.Servisten önce ben iniyorum.Sinem'de eve varınca beni arıyor, bir de telefonda konuşuyoruz.Sabaha serviste konuşacak bir şey kalmıyormu dersiniz?Yanılıyorsunuz,sadece çok uykumuz oluyor,yine...

Ye kürküm ye

Üzerime salaş bir şeyler giyip,dışarı fırladığım zamanla,iş çıkışı ya da bir yerlere giderken aynı yerlere uğradığımda gördüklerimden anlıyorum ki, dünya"Ye kürküm ye" dünyası...

Görevimiz tehlike

Ne zaman bilgisayarda acil bir şey yazmam gerekse, hele bu hemen halletmek istediğim ama diğer işlerimin yanında saçmasapan kalan bir şeyse,kendimi görevimiz tehlikenin cingılını mırıldanırken buluyorum...