Kayıtlar

Aralık, 2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni yıla yaklaşırken

Resim
Son günlerde.... Hala hastayım. Ve bunun arkasına sığınıp hiç bir şey yapmak istemiyorum. Aslında tam anlamıyla sığınıyorum dememeli, zira ilaçlardan mı bilmem kelimeleri falan unutuyorum, kafamı toplayamıyorum, iş yapmak istemiyorum. Tamam şu son söylediğimi de ilaçlara yıkmayayım bari. Son günlerde çok şikayetçi var benden. Her gün yazıyor oluşuma alışkın olan arkadaşlarım arada bir telefon açıp, tatlı dil, rüşvet ve hatta tehdit ile beni zorluyorlar. İyi de diyorum, her gün yazamasam da o kadar uzun yazıyorum ki, pekala bölüp okusanız da olur. Bakın en son yazıda başlıklar koydum, birer birer okursunuz. Zaten yazdıklarımı bir defada okuyanları tebrik etmek lazım, sabır lazım, muhtemelen uzunluğunu görünce okumadan aşağıya kayanlar vardır. Sözde bloga fazla zaman ayırmayacaktım değil mi? Evet yazmıyorum eskisi gibi ama bu arada buradan ayrılmıyorum da. Yeni merakım Html, Css gibi kodlama dilleri. Ne demişler bir lisan bir insan, iki lisan iki insan. Buna da bir lisan diyebiliriz. İng...

Diet, yeni yıl partisi ve kabuslar

Resim
Pek entellektüel bir film adı olur bu başlıktan değil mi? Öncelikle bloglarda bir problem var. Kimseye bir şey yazamıyorum. Birkaç arkadaşımdan da bana yazamadıklarına dair mail aldım. Benim ayarlarımda da bir sorun görünmüyor, sebebini anlayamadım. Düzelmiştir umarım. Hayat koşuşturarak geçiyor ama durup düşündüğümde bu günlerde kendime daha çok zaman ayırdığımı fark ettim. Bir nevi rölantiye almışım hayatımdaki bir çok şeyi. Bloglarda da böyle bu durum, işimde de, evimde de. İster tembellik deyin buna ister dinlenme. Ama ne olursa olsun bana çok iyi geldiği kesin. Yılbaşı geliyor. Ağacımızın ışıklarını yakıyoruz, yanında sıcak çikolata, sahlep yada kakaolu süt. Hediyelerimiz de hazır.Belki Kanada'daki kuzenim bizde olacak yılbaşı gecesi. Annem babam, eşim, oğlum, daha ne olsun? Gelelim şu geçen hafta neler olup bittiğine... Peşimi bırakmayan kabuslar Dün gece korkunç rüyalar gördüm. Eskilere, çoook eskilere gitmişim. 1800 lere falan. Ama canım istediğinde günümüze dönebiliyormuşu...

Günlerin getirdiği mutluluk olsun sana...

Resim
Yazmıyorum uzun zamandır. Hayır bir yerlere gittiğim yok, bilinçli olarak yazmıyorum. Beni uzun zamandır tanıyanlar bilir, burada her ne kadar elimden geldiğince bir şeyler yazsam ve bundan çok hoşlansam da, beni çok üzen şeylere de şahit oldum. Benden nefret ettiğini oraya buraya yazabilecek kadar hırslananı da, okuduğunu anlamayarak saldıranı da, arkadaşım diye bağrıma bastıklarımdan beni yanıltanlar da oldu. Bu günlük de hayatımın bir parçası olduğuna göre, bunlar beni çok üzdü. Şimdi düşününce her birini affediyorum. Sebebi basit. Herkesin yaptıklarının bir sebebi olduğunu düşünüyorum, belki de pişmanlardır diyorum, hiç kimse insanları üzmekten hoşlanmaz değil mi? Di deyin lütfen. Her neyse yıllık geleneksel bunalımlı günlerim sona erdi.Yeni deneyimler ve pay çıkardığım derslerle birlikte o günler geçti. Böylece ben de günlüğüme çok fazla zaman ayırdığımı ve fazlasıyla ciddiye aldığımı fark ettim, hobim fobiye dönüşmeden, vaktimi başka şeylere ayırma kararı aldım. Bu arada neler ya...

Bunalgül ruh halinden kurtulmanın denenmiş en etkili 10 yolu

Resim
1- Ağlamak. Yalnız kalıp bıkana kadar ağlamak. 2- Düşünmek. Bir odaya kapanıp herşeyi düşünmek, anlamaya çalışmak, sinirlenmek, küfretmek, üzülmek ama nihayetinde bir sonuca bağlayarak odadan çıkmak. 3- Dostlarla uzun telefon görüşmeleri yapmak. Can sıkıntısını paylaşmak. Onların seni şımartmasına izin vermek ve nihayetinde onlar için şükretmek. 4- Kuaföre gitmek 5- Çikolatalı şeyler tüketmek. İştahsız olduğunuz zamanlarda bile güç veriyor. 6-Alışverişe çıkmak. Kız arkadaşlarla çıkıp sohbet etmek, bir şeyler içmek, kredi kartına yüklenmek. 7- Müzik dinlemek. Eskilerden olursa daha iyi. Kendinizi iyi hissettiğiniz zamanları düşünmek ve gülümsemek. 8-Sizi güldürecek filmler izlemek. Kahkahalarla gülmek ve unutmak. 9- İçmek. En sevdiğiniz içkiden üç bardak, kadeh yada atış, herneyse onu yuvarlamak. 10-Affetmek. Önce sizi üzenleri, sonra kırıldığınız herkesi ve bu kadar üzüldüğünüz için öncelikle kendinizi. Sonra? Gülümsemek. Geriye kalan sadece bu.

Hastalıklardan yıldönümlerine...

Cuma günü erken çıktım şirketten. Oğluşu doktora götürdk yine. Yine diyorum çünkü son bir aydır hastalıklar ve aşılar sebebiyle her hafta götürmüş oldum. Kontrolümüzü yaptı, ciğerlerde kulaklarda bir şey yok ama boğazı kıpkırmızı. Öküsürüğü de duyunca söktürücü verdi.. Akşamı oğluşumla baş başa geçirdim, eşimin iş yemekleri can sıkmaya başladı ama ne diyebilirim ki? İyi tarafından bakalım, böylece erken uykusu gelen oğluşu yatırıp, sıcak kakaolu sahlepli koca bardak sütümü alıp, acımaya başlayan boğazımı unutarak uzun koltuğa kuruldum. Işıkları kapatıp, dizimi beklemeye başladım. O başlayana kadar da uzun zamandır rahatça dertleşemediğimiz Angelmama yı aradım. Uzun uzun konuştuk. Boğazımın acısını falan unuttum. Ama tabii konuşmamız oğlunun yanıma gel diye tutturması ile sona erdi. Angelmama’ya da söyledim, seni yazı konusu yapacağım diye. İnanılır gibi değilsin, arada bir yapılan iş gezilerine söyleniyoruz bizlerde dedim. Cumartesi sabahı bloga girdim biraz. Bir yerlerde yine birileri...

mesenemania

Resim
Msn evden aile ve arkadaşlarımla konuşmak için pek keyifli bir şey. İşyerinde işleri çarçabuk halletme yöntemi. Şirket dedikoduları için de pek ala. Ama ilk msn de blogger arkadaşlarıma adresimi verişim ile dilim yandı. İşlerim aksadı Elime yüzüme bulaştırdım. Şaşırdım kaldım. Mesenem yok benim artık, mailleşelim bir zahmet. ----------------------------------------------------------------- Yok yok msn tehlikeli bir şey. Tam millet tepende yaptığın renklendirmeye bakarken sol üst köşede bir şey beliriyor. “Kahrımdan öldüm, aşkından soldum, msn de kız arıyorum Bilmemne Hotmail. Com” sizi msn sine eklemek istiyor. Ulen bu kim? Nasıl açıklarım dibimdekilere bu tanımadığım potansiyel sapığın rastgele bana gelmiş olduğunu. ------------------------ Acil bir mail yazıyorum. Israrlı bir arkadaş titretiyor . Cevap veremem acelem var ama o turuncu ışık ısrarla yanıp sönüyor. Işığın ısrarı geçse arkadaşın geçmiyor. Alooo diyor. İşin acısı, içim içime sığmaz hallerde aynı şeyi yaparken buluyorum k...