Kayıtlar

Mayıs, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uç uç böceğim

Resim
Heyecanlıyım. Aptalca bir heyecan. Gün içinde mideme kramplar giriyor, bir ara çarpıntı geçirdim, nefes nefese kaldım. Bir ara da ağlayacaktım neredeyse. İyiyim dersem inanmayın, iyi değilim. Ama, Biraz önce eve girerken üzerime konan , uçurduğumuzda yada bir başkasının koluna koyduğumuzda bile ısrarla üzerime gelip konan uğur böceği bana, batıl inançlarım olmadığı halde biraz olsun moral verdi. Sanki bu değişiklik sana şans getirecek der gibiydi. Garip. Güzel... Bir de bu şarkı iyi geldi .

Vedalar - Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var

Resim
Hızla kilo alıyorum ama bahanem var, veda yemeklerinde bir araya geldiğimiz arkadaşlarım da suç ortaklarım. Veda demek can acıtıyor, veda değil bu elveda demek değil sevdiklerime. Sadece uzak düşüyoruz birbirimizden er geç bir gün buluşmak üzere. Teşekkür ederim çok. Bunca yıl içinde nazımı çekenlere, beni üzenlere, güldürenlere, sevenlere, sinirledirenlere, arayanlara, soranlara, unutanlara, dertleştiklerime, dinlediklerime, bir kahvesini içtiklerime, bu fotoğrafta olanlara, olmayanlara, bana başka hatıra fotoğrafları bırakanlara, bana iyi dileklerini iletenlere, güle güle diyenlere, beni ben yapan herkese... Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşın...

Telgrafın tellerine kuşlar mı konar?

En son ne zaman telgraf çektiniz? Ben uzun bir aradan sonra geçtiğimiz gün çektim. Yani sanırım çekebildim, zira akıbeti meçhul, şöyle ki: 141 i aradım, uzun uzun çalan telefondan tam ümidimi kesecektim ki, benimle adeta komşu Ayşe hanımın yeni yetme kızıymışım gibi konuşan bir operatör telefonu nihayet açtı. Telgraf çekmek istediğimi söyledim, sanki o numara başka bir şey için aranırmış gibi. Bana bir düğün veya davet için olup olmadığını sordu. Zira artık sadece düğün dernek gibi kutlama mesajları için internet sitelerinden giriş yapılabiliyormuş eğer evinizde net bağlantısı varsa tabii. Var deme gafletinde bulundum, halbuki olmasa telefonu açmışken alacaklar mazuratımı. Herneyse verdikleri adrese girdim, E-telgrafı buldum, doldurmaya başladım istenilen alanları. Ama bu sırada da bir yandan düşünüyorum " Vay canına Ptt ye bak sen, ne kadar da hızla ilerliyor, artık interneti de iyice kullanmaya başlamışlar" falan diye. Neyse doldurdum, gönderdim, beni orada yazdığı gibi bir...

Komşu komşu hu !

Resim
Mor ve Ötesine tebrikler. Gerek duruşları, gerek görünümleri ve gerekse şarkıları ile bence gecenin yıldızı onlardı. Ama malum bu Eurovision. Hani her geçen yıl üçe beşe ayrılan Balkan ülkelerinin ve toprakları Avrupa'da olmayan bilimum ülkenin katılımı ile herkesin önüm sağım solum diyerek komşularına oy verdiği, zaten oylama sisteminin de beş para etmediği, ancak gurbetçi insanlarımızdan aldığımız oylarla son yıllarda üst sıralarda yer aldığımız, o oylarda olmasa diğer şarkılara beş basacak şarkılarımızın yerlerde sürüneceği yarışma. AB'ye girmek istediğimizde bizim Avrupa ülkesi olmadığımızı söyleyerek omuz silken Avrupa'nın, konu yarışma olunca Avrupa'da toprağı olmayan İsrail, Azerbeycan, Ermenistan gibi ülkelere gayet güzel kucak açtığını bize gösteren yarışma aynı zamanda. Madem öyle, ben gelecek yıl Lübnan, Mısır, Suriye ve hatta katılmak isterlerse İran'ın da katılmasını istiyorum. Hem herşeye burnunu sokan Amerika nerede? Idol'ını mı arıyor? Söylenece...

Nuri Bilge Ceylan'a...

Resim
Senin yalnız ve güzel, tutku içinde sevdiğin ülken, hala bu ülke adına iyi bir şeyler çıkabildiğini gösterdiğin için sana teşekkür eder...

Kızartma kokulu egzoslar - Bir bestseller -

ok Amerika stoklarım azaldı demiş, geçen yılın Ocak ayında 50 dolar olan petrol 135 doları aşmış. Onlar ise sadece demokrasiyi getirmek için Irak'a girdiler... Hatırlarsınız belki, bir akaryakıt merkezi sahibi sanatçı! mız başbakanın önünde göbek atarak istediğini elde etmiş, kar marjlarını düşürmek istemeyen akaryakıt dağıtım şirketlerinin de ekmeğine balı sürmüştü. Devletimiz ise tüm dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde, benzine koyduğu vergiye bile vergi keserek bizi dünyanın en zengin ülkesinde yaşıyormuşuz gibi hissettirerek dünyanın en pahalı benzinini kullandırmaya başladı. Yakın ve uzak komşularla kıyaslarsak, Türkmenistan'da bir depo benzin 2 YTL. Dolarla 1. bilmemkaç küsür... Amerika'da 39 dolar. Bizde 144... dolardı, tabii ocak ayında. Aradaki aylarda yaşadığımız artışı hesaplamadım daha. E haliyle bu kadar zengin ve refah bir ülkede başbakanın 3 çocuk yapın demesinde hiiiç bir anormallik yok. Canım Şevval Sam bugün ki gazetedeki röportajında pek hoş konuşmuş ...

Tv sinema vb...

Resim
Bizler her birimiz çok düşünceliyiz ya. Televizyon ve gazete haberleri birbirini düşünen, kendisini hiiiç düşünmeyen, çok özverili ve nazik insanlarla dolu ya. Hani hepimizin içinden iyilik, güzellik ve nezaket fışkırıyormuş gibi işi gücü bıraktık, Hatice Aslan Cannes'da arkadaşlarından ayrı poz verdi diye garipsiyoruz. Tek derdimiz bu kalmış gibi. Kadın yarışan filmin kadın oyuncusu. Her filmin kadın yıldızı gibi, haliyle o da ayrı poz verecek. Az bile yapmış. Fotoğrafçılar ondan poz vermesini istediklerinde ne yapmasını bekliyordunuz Allah aşkına? Arkadaşlarının, yapımcı ve yönetmeninin filme ilgi çektiği için onunla gurur duyacakları bir konuda bilip bilmeden yazıp çizmek ve ortalığı bulandırmak da neyin nesi oluyor anlayabilmiş değilim. Kendisini bir kere daha tebrik ederim, ilk kez bizden biri oralarda bu konuda son derece profesyonelce davrandı. --------------------------------------------------- O... Çocukları hakkında birbirinden çok farklı eleştiriler okuduğum halde görme...

Geri sayım başladı.

10 gün 10 güne ne sığdırabilirse insan, o kadarını sığdırmaya çalışıyorum. Tedirginim doğrudur, biraz endişeli, biraz heyecanlı. Kolay değil, ha deyince annemi göremeyeceğim, öyle canım her istediğinde arkadaşlarımı arayamayacağım yada kahveye gidemeyeceğim çat kapı. Arabamdan ayrılmak zor, evimden, en çok da sevdiklerimden. Hayatını bir kaç bavula sığdırıp gitmek zor. Zor oğlu zor...

Tek bir diyeceğim var bugün

Kör olasıca ! Oh iyi geldi...

Mektuplar...

Anneler günümüz kutlu olsun. Anneler günü mektubum burada . Bu da aylar önce ona yazdığım mektup, bana yıllar önce yazdığı mektuba istinaden. Aman işte deliye her gün bayram. Dileğim çok...

Kitap dizi falan filan

Resim
İki günde iki kitap bitti. Biri Mevlana'dan 100 bilgelik hikayesi. Beklediğim gibi değildi ama altı çizilecek çok şey buldum yine de. Sevgi arkadaşlar, saygı ve hoş görüden bahsediyor. Kılık kıyafetten değil, ilgi alanına girer mi kimilerinin bilmem. Biri de Aziz Nesin'den İstanbul'un halleri. Nesin'in İstanbul kahramanlı öykülerinin bir derlemesi. Bazı hikayeleri kahkahalarla okudum yine. " Du bakalım Noolecek?" hikayesi hangi kitaptaydı hatırlayan var mı? Ona bayılırım, aklıma geldikçe gülüyorum, bu kitapta yoktu. Deniz Gezmiş'i okuyorum şimdi. Bir de, bu hafta Hatırla Sevgili'yi seyrettiniz mi ?

Rüya

Kafam o kadar karışık ki şu günlerde, endişe, korku, üzüntü salatası bana fazlasıyla dokunuyor olmalı ki, dün gece korku ile uyandım rüyamdan. Oğluşun yanına gidip kıvrıldım bir soluk olsun diye. Uyuyamadım. 3 den 3 buçuğa ağlayarak, 3 buçuktan dörde dua ederek, 4 den 5 e kadar yazarak geçti zaman. Yazmak iyi geldi, biraz kitap okuyup uyuyakaldım.

Hıdrallez

Resim
Dün başka bir şey denemiş olduk. Her dileğimiz için bir gülden birer yaprak koparıp yastığımızın altına koyduk. Aslında bir kaç dilek olacaktı ama herkes için bir şey diledikçe bir yığın yaprak oldu. En büyük dileğim bu günlerde duyduğum tüm kötü haberlerin sonunun gelmesi, kardeşimin iyileşmesi ve bizi artık sıhhatli günlerin bekliyor olması... Geçtiğimiz günlerde oğluşla otobüste mp3 çaları paylaştık. Bu şarkıyı baban çok sever dinlemek ister misin dedim. Gun's and Roses'dan Don't Cry'ı dinledik. Artık şarkıları da kulaklığı da paylaşıyor benimle, hey gidi günler ! Burada benim bile içine girip oynamak istediğim ancak ne yazık ki yaş sınırı olan ve ancak çocukların içine girebildiği bir park var. Hıdrallez oğluşa gelmiş olmalı ki dün gece oraya gittik, doyasıya oynadı, çıkarken başı dönüyordu.

Lezzetler...

Dün kardeşimi gördükten sonra dönüşte tekrar yollara düştük. Hürriyet'in en iyi 10 listesinde de yer alan bir alabalık restoranına vardık. Adı Değirmen . Geniş bir arazide koca bir bahçe, yeşillikler arasına gizlenmiş koca bir restorant. Çocuklar için hayvanlar, oyun alanları ve lezzetli yemekler. Cok beğendim. Şu Antalya İzmir arası için lezzet turları düzenleyen bir tur olmalı. Süper olur. Hazırlayanlar fikir anası olarak beni davet ederlerse daha da şahane olur :) Bir de mantar restoranı varmış yol üstünde diye duydum ama gidemedim. Burası dağların arasında kalan bir şehir. Bazı yerlerde dağ ve orman havası insanın başını döndürüyor. Pamukkale geçen yıllarla cok bozulmuş. Çok ! Klasik olacak ama yazmalıyım, şu travertenler bir başka ülkede olsaydı böyle olur muydu acaba? Dip not: Yine yeni yeniden İzmir. Dip sos: Bugun Hıdrallezzz !

Pazar günü iş miş yok.

Dünden o kadar yorgunum ki bugun hayal ettigim ege pazarı gezme planları suya düştü. Oturup dergi ve gazete okuyacagım. Bir kac dergi karıştırdım, moda mutfagına hazırladığım ama henüz yayınlayamadığım bir kaç konunun benzerini gördüm, yayınlamadığıma hayıflandım. Gerçi ne zaman yayınlayacağım ki? Geçenlerde bir iş teklifi aldım. O olmaz artık. Yooo, iki tane. Ama daha vakti var. Benim isteğim baska işler de yapabilirsem ne ala ama kendi işimi kurabilmek. Orada birilerine bağlı çalışmak istemiyorum, oradaki maaşların doyuracağını da sanmıyorum. Gideceğim yerde iş kurmak için bir an önce oranın dilini ögrenmeliyim. Piyasadaki bir kaç arkadaştan da iyi fikirler var verdikleri. Neyse iş konuşacak gün değil bugun. Guneşli bir pazar...

Gün

Gün, gezmekle, alışveriş etmekle ve çocuk eğlendirmekle geçti. Dün kardeşimi gördüm. İyi görünüyordu, daha da iyi olacak inşallah. Radyoterapi basladı iki aylık kemoterapiden sonra. Hayırlısı... Bugün onun için alışveriş ettim. Yarın tekrar goruşeceğiz. Sevgili gitti bugün. Ogluş babamı özledim diye basladı şimdiden. Arkadaslarımdan bir sürü sevimsiz haber alıyorum. Her sey ne kadar hızlı değişiyor. Hayat garip. Çok garip. Çok. Bazen kendimi The Truman Show'daki Truman gibi hissediyorum...