Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir ben var benden içeri...

Siz de insanların fikirlerini ciddiye alanlardan mısınız ? Ben alırım. Herkesin her söylediği kafamın bir köşesinde yer alır. Bu bir bakıma iyi bir şey olabilir, ufkun artar, bilgin, görgün, deneyimin... Ama aslında o kadar da masum bir huy değildir bu, aynı zamanda insanı çürütür.  Herkesin her konuda ahkam kestiği, çuvaldızı başkalarına batırırken kendilerine iğne bile batırmadıkları,  bencil günümüzde hele, çekilecek dert değildir. Nitekim ben de çekmiyorum artık. Yani... En azından deniyorum. Zira anladım ki, ben ne kadar çabalarsam çabalayayım, ağzımla kuş tutsam kimselere yaranamam. Mevlana'nın meşhur sözü gibi: Ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır. Bu durumda insanların ne düşündüğü beni ilgilendirmeli mi? Hayır... Ama işte can çıkar huy çıkmaz ya, şu can çıkmadan becerebilecek miyim bakalım huyu çekip çıkarmayı... Ben buyum diyorum. Yaşadıklarımla, hatalarımla, yanlışım varsa affola yanlışlarımla. Ama tüm bun...

Şuayip var, bir Saldıray abi eksikti...

Namus müdürlüğü, Beyinciği şeyinciğinde departmanına, Sayın yetkili, Oğlumun karşı cinsten birini görünce hemen aklına başka bir şeyler gelmesini, veya başka eğilimlere yönelmesini istemediğimden tevekkeli, dışarıda başı açık kadın gördüğünde, ona kirlenmiş gibi hissettirmemesi ve bu açlıkla her dişiden etkilenmemesi adına sadece kapanıvermek değil de biraz olsun açılıvermek isteyenlere de kıyafet özgürlüğü, etrafında karşı cinsten biri varken de ders dinleyebilme ve anlayabilme, her dişi sesinden etkilenmeme kapasitesine sahip olması için karma eğitim tercihi, 18 yaşını geçip kazık kadar adam, reşit bir insan olup seçme ve seçilebilme hakkı kazandığında kız arkadaşıyla, o arkadaşı ister bir dost ister sevgili olsun yaşayabilme ve her iki tarafın isteği ile isterse birbirini sevebilme seçimi için izninizi arz ederim. Bknz: Ben bu yazıdan sadece"bir şeyler" kısmını anlayabildim diyorsanız, ne kadar saçmaladığımı da anlayamamışsınız demektir ki gündemi her nevi saçmalıkl...

Kahrolsun negatif bağzı şeyler !!!

Bugün bir arkadaşımla konuşurken bir başkası hakkında bir şeylerin bedelini ödemek gibi bir deyim kullandım. Eski Türk filmlerinden fırlamış replik gibi geliyor kulağa... Ödeyeceksinnnn ! Bedelini ödeyeceksiiiinnnn ! Aslına bakarsanız bahsetmek istediğim şeyi ifade edecek deyim tam olarak bu değildi ama elimde başka benzer ve şahsına münhasır olaya cuk oturacak kelime olmadığından bunu kullandım. Ki aslında kendilerini pek sevmem. Çünkü hayat hiç adil değil. Hiç hak etmediğini düşündüğümüz insanlar tarifsiz acılar çekiyorken. Züğürt tesellisi kısık sesle, kader... diyoruz... Aslında anlatmak istediğim şu: Ne kadar pozitif düşünürsen, ne kadar iyi niyetle yaklaşırsan olaylara, ne kadar mutluluk ararsan o kadar huzurlu yaşarsın. Ama ne kadar negatif düşünür, söylenerek hareker eder, şikayetçi olursan o kadar negatif olaylar zincirini kendine çekiverirsin. Zaten canını sıkan şeyler olduğunda da pozitif düşünerek iyi tarafından bakabilirsin olaya, şükrederek geçersin ki bknz ...

Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini olan Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlar

Merhaba diyorum. Meeeeerrrrhabaaaaa ! diyor ağzını yayarak, başını havaya kaldırmış gözlerinin ucuyla bana bakan ve elini gevşekçe şöyle bir uzatan kadın. Benim arkadaş çevremde böyle insanlar olmadığı için haliyle afallıyorum. Tabii her gün Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlarla tanışmıyorum. Gözlerim pörtlemiş ilk şaşkınlığımı atıyorum ama alışmam lazım buna. Zira benden yaklaşık 10 yaş genç Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlar var etrafta. Bizden sonraki nesil bu ! Alınmaca gücenmece yok sevgili evhanımı arkadaşlarım ama bu Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlar genellikle titr olarak bilmemkimin eşi, bilmemkiminilerin annesi olarak tanıştırıyorlar kendilerini. Ve çoğunlukla da bu Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı ...

KÜFÜRBAZ DEĞİLİM, İLHAM PERİLERİM SÜRTÜK...

Aylar sonra... Yıllar sonra... Yazıyorum... Yazmalısın dedi arkadaşım. Anlatacak çok şeyin var. Hem sana iyi geliyor yazmak... Yazmalıyım dedim kendi kendime. Çok daha büyüdüm yazmayalı. Çok zaman geçti, anlatacak çok şey birikti, çok da özledim... Yaz dedi içimdeki ses. Yazacak çok şey var. Hayat akıp gidiyor. Bu sayfalara yazmaya başlayalı neredeyse 9 yıl oluyor. 9 yıl ne ki? 39 yıla sığdırdığın her şey, seni şimdiki sen yapıyor. Ne yazacağım peki? Küskün iki arkadaş gibiyiz yıllardır konuşmayan. Hani birbirini seven, aramadık sormadıkları için şöyle arada göz ucuyla birbirine bakan, hayatlarında neler olup bittiğini bilen, bildiği halde ne sevincini ne kederini paylaşmayan iki arkadaş gibi... Hani belki bir iki konuşsak... Bir kaç yazı yazsam, dertleşsem, söylensem tekrar eski günlere dönebilecekmişim gibi... Sayfalarca yazabilecekmişim gibi... Acısını çıkarırcasına... ... Zaman geçiyor. Zaman bize her gün yeni bir şeyler getiriyor. Zaman her gün bizden b...