"All dreams are in a sense dreams of convenience, they help to prolong sleep instead of waking up. Dreams are the guardians of sleep and not its disturbers."
demiş Sigmund Freud.
Özetle dermiş ki, rüyalarımızda gördüğümüz obje ve hareketler bastırılmış agresif veya seksüel hislerimizi, ve bunun gibi bilinçaltımızdaki fikirleri sembolize edermiş. Olayları biri bize açıksözlülükle hatırlatırmış gibi.Rüyalar hayallerimizin gerçekliğinin etkilerinden bizi korurmuş.Uykuda kontrol ettiğimiz egomuz kontrol altına alınırken, isteklerimizi gerçekleştirme tutkumuza bir nevi tıkaç olurmuş rüyalar.
Nerden mi biliyorum. Google sağolsun. Dilimizde fazla bilgi olmasa da İngilizce olarak çok fazla bilgiye ulaşılabiliyor.Freud'un Rüya yorumlarını henüz okumadım ve psikolojiyi özetle okumayı sevdiğimden okumaya yelteneceğimi de sanmıyorum. Ancak bir yandan da merak etmiyor değilim.
Çevrenizde mutlaka rüyaları yorumlayanlar vardır. Bu konuda yazılmış kitaplar, meraklılarının evinin bir köşesinde mutlaka yer alır. İnternette bile bir çok siteden gördüğünüz rüyaların yorumlarını alabilirsiniz. İnternetteki yorumların farklı farklı olması birinin ak dediğine diğerinin kara demesi işin can sıkıcı tarafıdır, ama insan da inanmak istediğine inanır.Kitap veya internete ulaşamıyorsanız önünüze gelene sorun, mutlaka rüyanızı yorumlayacaktır.
Mutluluk verici rüyalar anlatılmaz, sonra gerçekleşmeyeceğine inanılır. Mümkünse sabah aydınlığında anlatılır ki hayır olsun. Hatta bazıları sabah bir musluğu açar, akan suyun başında rüyalarını anlatırlarmış, sebebini unuttum ya, yapmayın etmeyin derim ben, dünyamız kirlenirken su israfı olacak şey değil. Karanlıkta anlatılmaz. Hafızalar zorlanır, kan görmüş mü o mutlaka hatırlanır. Çünkü eğer görülmüşse o rüya artık çıkmaz. Deniz ferahlıktır, hamilelik dert tasa, şaşırtıcı ama kaka ise para.
Herkes konuşur, herkes kendince yorumlar.Merklandırır, kimi güldürür kimi ağlatır, eğlendirir.
Babamın anlattığına göre bir gece rüyasında at yarışı sonuçlarını görmüştür, ama son yarışı görmeden uyanmıştır.Bir daha uyumaya çalışsa ne olacak? Ertesi gün not aldığı rakamlara para yatırır, son yarışı da elinden geldiğince yazar, çizer. İnanılmaz bir para verir o yarış. Kazandı mı? Hala şu ofiste tıkılıyım değil mi?
Kimileri doğacak çocuklarına koyacakları isimleri rüyalarında duyarlar. Derler ki bir ak sakallı dede gelir ve bu isimleri onlara söyler.Bunu duyan ben de çok beklerim dedeyi ama bir türlü gelmez. Noel babaya inanmadığım gibi o dedeye de inanmam zaten.
Ama kimseye anlatmamam gereken çoook mühim şahsiyetleri gördüğüm bir rüyam vardır benim de. Nasıl yorumlayacağımı bilemem, ama bahsettiğim bir kaç kişi aman ha anlatma diye ağzıma tıkınca, korkar olurum anlatmaktan.
Eğer Freud haklıysa, arada bir rüyalarımda kendimi yüksek , çok yüksek binaların üsütünde aşağıya nasıl ineceğimi bilmeden panikliyor halde görmemin de bir anlamı vardır. Hay Allah bilinçaltımda neler sakladığımda çıkacak şimdi meydana ya!
Peki ama Freud haklıysa benim geçen gün rüyamda gördüğüm devasal örümceğin, haminne teyzeler tarafından mutluluk verici bir haber alacaksın diye yorumlanması ve benim tam da o gün gerçekten beklemediğim harika bir haber almamın nasıl bir açıklaması olabilir?
Rüyamdaki örümcek şu gazetelerde gördüğümüz zıpladığı ve etobur olduğu iddia edilen örümceklerin fotoğraflarına da benziyordu, acaba korktum da rüyama mı girdi? Yoksa rüyamı bu kadar net hatırlayıp anlattıktan saatler sonra o haberi almam sadece bir tesadüf mü?
Sonraki gecelerden birinde de Mtlda yı gördüm, tekne gezisine çıkılıyordu harika bir manzara eşliğinde, kendisinden yaşı çoook büyük, rüyamda nedense kendisinden pek haz etmediğim pek sevimsiz sevgilisi ile birlikte beni de çağırdı, gittim ama kimseyi tanımadığımdan pek şaşkındım.
Denizi göremedim, hayra yoramadım, umarım bu sevdiğim kızın sevgilisi böyle biri değildir gerçekte dedim,şimdi yazana kadar bak, unutup gittim...
demiş Sigmund Freud.
Özetle dermiş ki, rüyalarımızda gördüğümüz obje ve hareketler bastırılmış agresif veya seksüel hislerimizi, ve bunun gibi bilinçaltımızdaki fikirleri sembolize edermiş. Olayları biri bize açıksözlülükle hatırlatırmış gibi.Rüyalar hayallerimizin gerçekliğinin etkilerinden bizi korurmuş.Uykuda kontrol ettiğimiz egomuz kontrol altına alınırken, isteklerimizi gerçekleştirme tutkumuza bir nevi tıkaç olurmuş rüyalar.
Nerden mi biliyorum. Google sağolsun. Dilimizde fazla bilgi olmasa da İngilizce olarak çok fazla bilgiye ulaşılabiliyor.Freud'un Rüya yorumlarını henüz okumadım ve psikolojiyi özetle okumayı sevdiğimden okumaya yelteneceğimi de sanmıyorum. Ancak bir yandan da merak etmiyor değilim.
Çevrenizde mutlaka rüyaları yorumlayanlar vardır. Bu konuda yazılmış kitaplar, meraklılarının evinin bir köşesinde mutlaka yer alır. İnternette bile bir çok siteden gördüğünüz rüyaların yorumlarını alabilirsiniz. İnternetteki yorumların farklı farklı olması birinin ak dediğine diğerinin kara demesi işin can sıkıcı tarafıdır, ama insan da inanmak istediğine inanır.Kitap veya internete ulaşamıyorsanız önünüze gelene sorun, mutlaka rüyanızı yorumlayacaktır.
Mutluluk verici rüyalar anlatılmaz, sonra gerçekleşmeyeceğine inanılır. Mümkünse sabah aydınlığında anlatılır ki hayır olsun. Hatta bazıları sabah bir musluğu açar, akan suyun başında rüyalarını anlatırlarmış, sebebini unuttum ya, yapmayın etmeyin derim ben, dünyamız kirlenirken su israfı olacak şey değil. Karanlıkta anlatılmaz. Hafızalar zorlanır, kan görmüş mü o mutlaka hatırlanır. Çünkü eğer görülmüşse o rüya artık çıkmaz. Deniz ferahlıktır, hamilelik dert tasa, şaşırtıcı ama kaka ise para.
Herkes konuşur, herkes kendince yorumlar.Merklandırır, kimi güldürür kimi ağlatır, eğlendirir.
Babamın anlattığına göre bir gece rüyasında at yarışı sonuçlarını görmüştür, ama son yarışı görmeden uyanmıştır.Bir daha uyumaya çalışsa ne olacak? Ertesi gün not aldığı rakamlara para yatırır, son yarışı da elinden geldiğince yazar, çizer. İnanılmaz bir para verir o yarış. Kazandı mı? Hala şu ofiste tıkılıyım değil mi?
Kimileri doğacak çocuklarına koyacakları isimleri rüyalarında duyarlar. Derler ki bir ak sakallı dede gelir ve bu isimleri onlara söyler.Bunu duyan ben de çok beklerim dedeyi ama bir türlü gelmez. Noel babaya inanmadığım gibi o dedeye de inanmam zaten.
Ama kimseye anlatmamam gereken çoook mühim şahsiyetleri gördüğüm bir rüyam vardır benim de. Nasıl yorumlayacağımı bilemem, ama bahsettiğim bir kaç kişi aman ha anlatma diye ağzıma tıkınca, korkar olurum anlatmaktan.
Eğer Freud haklıysa, arada bir rüyalarımda kendimi yüksek , çok yüksek binaların üsütünde aşağıya nasıl ineceğimi bilmeden panikliyor halde görmemin de bir anlamı vardır. Hay Allah bilinçaltımda neler sakladığımda çıkacak şimdi meydana ya!
Peki ama Freud haklıysa benim geçen gün rüyamda gördüğüm devasal örümceğin, haminne teyzeler tarafından mutluluk verici bir haber alacaksın diye yorumlanması ve benim tam da o gün gerçekten beklemediğim harika bir haber almamın nasıl bir açıklaması olabilir?
Rüyamdaki örümcek şu gazetelerde gördüğümüz zıpladığı ve etobur olduğu iddia edilen örümceklerin fotoğraflarına da benziyordu, acaba korktum da rüyama mı girdi? Yoksa rüyamı bu kadar net hatırlayıp anlattıktan saatler sonra o haberi almam sadece bir tesadüf mü?
Sonraki gecelerden birinde de Mtlda yı gördüm, tekne gezisine çıkılıyordu harika bir manzara eşliğinde, kendisinden yaşı çoook büyük, rüyamda nedense kendisinden pek haz etmediğim pek sevimsiz sevgilisi ile birlikte beni de çağırdı, gittim ama kimseyi tanımadığımdan pek şaşkındım.
Denizi göremedim, hayra yoramadım, umarım bu sevdiğim kızın sevgilisi böyle biri değildir gerçekte dedim,şimdi yazana kadar bak, unutup gittim...