Evet bir kaç gündür kayıbım.
Sadece yorumları okuyup cevap yazabilecek zaman bulabildim, bir kaç dakika bulabildiğimde bloglara baktım, pek azına yorum yazdım.
Ama oturup da bir şeyler yazamadım.
Yarın tüm gün müşterilerde olacağım, koşuşturmacayla geçiyor günler, yazacak çok şey var ama yazmaya zaman yok.
İşte bulabildiğim üç beş dakikada geçtiğimiz günlerden aklımda kalanlar...
------------------------------
Cuma gecesi ağlamaktan gözlerim şişti. Hatırla Sevgili, her sahnesiyle harikaydı. Seviyorum eski Türk filmlerini, bu dizi ise bir başka.
---------------
Günah çıkarıyorum. Tartıda 55 i görmenin ödülü şımarıklığa dönüştü. Haftasonu çok sağlıksız beslendim. Kahvaltılıklarla geçiştirip nede olsa kalori almadım diye istediğim şeylerden atıştırıp durdum. Pazartesi yine adapte olmalıyım yağsız yemeye dedim ama bak Salı bitiyor ben akşam hafif yollu abur cuburlardan kurtulamıyorum.
----------------------------------------------------------
Aşure günüymüş pazartesi. Annemin meşhur aşuresinden de yemese miydim?
---------
Lost’un ilk sezonunu bitirdim.3 gece 1,5 da yattım.
---------------------------------------
Pazar günü oğluşla harika bir gün geçirdik. Hava buz gibiydi ama çıktık dolaştık. İnşallah hasta olmaz.
--------------------------------------------------------------------
Dışarı çıkmak kredi kartıyla kanka olmak demek. Bu sefer giyim kuşam değil ama ne zamandır kendimi frenleyişime sebep olan o mutfak gereçlerini aldım. Renkli askılar, bardak altları. Mudo’dan siyah beyaz ve kırmızı tabaklar, kahvaltılıklar. Bir kalpli kırmızı kurabiye tabağı. Siyah düz tabaklarım da var Fransa’dan. Bir dahaki ay kahvaltı günü bende. Harika olacak !
-----------------------------------------------------------------------------------
Oğluş hala altını söylememekte ısrarlı. Buna bir de okula gitmeyeceğim tartışması ekleniyor. Dün gaza gelsin diye çanta aldım, çantasına da bir basketbol topu anahtarlık astım, çok seviyor ama onunla okula değil gezmeye gitmek istiyormuş. Kızamıyorum artık ona, o kadar tatlı dilli, o kadar şeker konuşuyor ki, şaşırıyor gülüyorum. Bir de kızıyorum diyeceğime üzülüyorum dersem inatlaşmaktan vazgeçtiğini fark ettim. Üzerine aldığım öpücük de cabası.
-------------------------
Pazar gecesi kendimize işkence yaptık ve buzda dansı seyrettik. Allahım Yarabbim, insan bu kadar mı basit olabilir diye soruyorum, hadi basit, ne muhatap oluyorsunuz diyorum, yahu kim bu kadını çağırdı, haydi çağırdı, nasıl da çıkartmazlar kadını yarışmadan diye söyleniyorum. Oysa Türkiye’de yaşıyoruz, halk oylamaları da bunu suratıma tokat gibi vuruyor. Basitlik = Reyting Hiç gazetelerin 3. sayfa haberlerine, magazin haberlerine, yada eşten dosttan duyduğumuz haberlere şaşırmayalım. Biz Türk halkı bunları hak ediyor ve kendimize yakıştırıyoruz. Allah aşkına halk olarak dinlediğimiz müziklere, izlediğimiz programlara ve hatta alkışladığımız insanlara bakar mısınız? Bilmem kimin yeni albümü çıkmış. Neresi yeni? Popstar dediğiniz adını bildiğimiz insanların şarkıları da dahil olmak üzere hiçbir melodinin diğerinden farkı var mı? Aynı müziğin üzerine farklı sözlerle aynı saçmalıklarla dolu şarkılar. Ondan sonra, haydi eller havaya.
-----------------------------------------------------------------
Türk Rock isimli bir derleme albüm çıkmış. Ben bu aralar ona takılıyorum. Başka Türk ezgisi de dinleyesim yok bu günlerde.Yeni bir şey yok, şöyle iyi bir ses yok, Hepimiz Kibariye’yiz diye bağırasım, kadın eğitim alsaymış dünyaca meşhur olurmuş geyiği çeviresim var, ses iyi de keşke şarkıları biraz zevkime uysa.
----------------------------------------
Necip Fazıl Kısakürek ne demiş?
Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.
İşyerinde koşuşturmayla geçen günlerde, bir kaç dakikalık boş zamanlar, kahve eşliğinde , arkadaşlarla yapılan hoş sohbetler için iyi oluyor da, bazen duyduklarım beni dehşete düşürüyor ve şu sözü hatırlatıyor. Vay canına diyorum, gün geçtikçe neler görüyoruz.
-----------------------------------------------------------------
Kahve demişken, showrooma Türk kahvesi makinası aldılar, değmeyin keyfime.
-----------
Dip not: Tabii ki eğlenerek gülerek geçmiyor hayat. Haftasonu gazetelere daldığımda okuduğum haberler karşısında üzüldüm, içim acıdı, korktum, sonra bu haberlerin değişmeyeceğini daha başımıza getirdiğimiz adamların adımlarından görüp, acınacak halimize güldüm.
Hayat çok zor aslında, sadece herkes elinden geldiğince gülümsemeye çalışıyor, öyle yada böyle...
Ocak 30, 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Merhaba Aslı:) Sobeledim seni, sevgiler:)
Aynen öyle Aslıcım bence de, hayat çok zor ama hepimiz oluşturabildiğimiz kadar güzel bir alan oluşturup sevgililerle, arkadaşlarla, ailelerle onun içinde gelip gidiyoruz hayatımız boyunca. Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır sözünü bilmiyordum çok sevdim. Babam da "Oturarak başarıya ulaşan tek varlık tavuktur." der :)Lost'un 3.sezon 5.bölümünü seyrettim; hala herşey çok heyecanlı ama bence yavaştan al, gerisi olmadığı için öylece bekliyorum ben şimdi :)
BUNALGÜL ARKADAŞIM BENİMMMM....
1-AŞURE BEKLİYORUM
2-YARIN TÜRK KAHVESİNE BEKLİYORUM
3-CANIM SIKILDI BU GÜN SENİ BEKLİYORUM
ooo vaktin yokken bunları yazan, vakti varken nasıl yazacak kimbilir...:)) zayıf aslıııııı
Sevgili Mavi, ben onu bir kaç yazı önce cevaplamıştım, ama seninkileri merak ettim, geliyorum ;)
Ayşeciğim, evet öyle. Babanın dediğine katılıyorum, çok iyi söylemiş. Lost'a gelince, sonradan izlemeye başladığım için şanslı sayıyorum kendimi ama ağırdan da alamıyorum. Düşünsene elinin altında yeni bölümler olsa durabilir misin ? :)))
Şebocuğum, aşure getireyim, tabii sen 49 kilo bir gıcık arkadaşsın, afiyetle yersin :) Türk kahvesine memnuniyetle gelirim. Ben geldim ama sen gittin :(
İbeeek, bunları şöyle yazıyorum, vakit bulabildikçe aklıma gelen şeyleri word de bir sayfaya not alıyorum. Yazıyı yayınlayacağım zaman da toparlıyorum :) Ya, yeterince değil, akşamları oğluşa hazırladım abur cuburlarla baştan çıkıyorum kaç gündür :(
Az once uzun bir yorum yazmistim, hepsi silindi:( Simdide derse gitmem lazim, tekrar yazamiyorum.
Sadece benden sevgiler....
Mademoiselle, çok üzüldüm, neler yazdığını okumak isterdim.:( Ama selamlarını aldım :) Bu aralar blogger bunu yapıyor, yazdıklarımızı göndermeden önce kopyalasak iyi olacak, ben de unutuyorum. Sana iyi dersler.
Anaokulu konusunda öğrendiğim birşeyi yazmak istiyorum. "Oğlum sen artık büyüdün seni bugün okula kabul ettiler" gibi sözler söylemek gerekiyormuş.
Benimki de istemiyor ama öyle söyleyince hoşuna gitmişti. Tam anaokulu araştırması yaparken hastalandı. İyice iyişleşsin bende yazdıracağım.
Çiçeklibahçe, verdiğin fikir için teşekkürler, öyle deneyeceğim.. Hala hastalığı atlatamadınız mı? Bu yıl felaket zor geçiyormuş gerçi. Geçmiş olsun.
aslııııııııı,
hadi 10 kahvesine gel, yapıyorum bak haaa, sade yapııyorum ona göre! sonra fal da bakarız birbirimize :)
akşam da bana gel, losta takılalım ha haaa. ay ne güzel olurdu di mi aslı yaa. sen en iyisi gel bi izmire, ya da ben bi geleyim ist.a
Yorum Gönder