Ocak 26, 2007

Yazıyorum öyleyse varım !

Anlayın işte.

Hikaye anlatıyorlar ya, şöyle olacak, böyle olacak diye.

Bu da o hikaye.

Yazamıyorum, bir vakit bulamıyorum. İşler yoğun, fuar kapıda, bu arada eşin dostun doğum günü, sünnet töreni, bir de bakıyorum benim fuar için bavul hazırlamam lazım. Eee, ne giyeceğim ben orada. Gün be gün zayıflamanın can sıkıcı yanı her şeyin insanın üstünden düşmesi. Anoreksiya mı oldum gerçekten de diye soruyorum kendi kendime, bu kadar zayıflanır mı demeyin, gösteriyorum işte göbeğimi, belimi, basenimi, bakııın diyorum işte buradalar hala, gülüyorlar bana. İnsan aklından şüphe ediyor sonra. Oysa şunun şurasında ne kadar verdim ki? Daha o kadar çok incelmeliyim ki. Oğluş zamanımı alıyor çok fazla, arkadaşlar geliyor gidiyor, biraz zaman bulabildiğimde evin işleri, Lost'un seyredemediğim bölümleri derken günler geçiyor. İtiraf ediyorum bütün bunların yanısıra, daha çoook zaman olmasına rağmen, huyum kurusun, kafamın içinde ne yapacağız, nasıl, ne zaman, nerede gibi bitmek bilmeyen sorularla gelecek yılın hesabını yapıyorum. Farkettim ki, çok ama çok korkuyorum. Evi ne yapacağız, arabayı satacak mıyız, eşyaları toparlayacak mıyız? Çok değer verdiğim şeyler var, götürebilecek miyiz? Orada yaşayabilecek miyiz, alışabilecek miyiz, arkadaşlarımla, annemle, ve işimle alıştığım düzenimi bırakıp gittiğimde, orada bambaşka bir hayatla başa çıkabilecek miyiz? Google Earth indirdim, karış karış dolaştım sokaklarını gideceğimiz yerin. Hiç gitmediğim bir ülkenin direktiflerini verdim eşime. Bak gönderebileceğimiz o harika okul şurada, oturabileceğimiz yerler şuraları, yaşam şuralarda. Sahi ya senin iş yerin nerede?

-Boş zamanlarınızda ne yaparsınız Aslı hanım?

-Düşünürüm.

Deli misin diyorlar bana, daha çok zaman var. Evet diyorum o zaman, oluruna bırakacağım. Ama ne demişler can çıkar, huy çıkmaz. Dönüp dolaşıp yine dalıyorum dert edinmeye. Sonra şikayetçi oluyorum şakayla:

- Yok şekerim, bu erkeklerde dert tasa, bütün gün düşünüyorum bu işler nasıl hallolacak diye. O hiiiç düşünmüyor.

E tabii diyorum sonra kendi kendime. Düşünmeyecek tabii, Kim öle kim kala...
Hayat işte böyle geçiyor. Oğluşla muhabbet edebiliyoruz artık, herşeyden haberi var, bir altından yok. Tok evin aç kedisi olarak bizi güldürüyor, boğuşuyoruz, gülüşüyoruz, dilimi ısırayım, şükür ki sağlıklı, salgına yakalanmadık. Her şey yolunda giderse bir kaç ay sonra kreşe vereceğim, artık orada harcar enerjisini, bizim de canımıza okumaz bu kadar.

Kreşe göre karar vereceğim bu kış çalışıp çalışmayacağıma. Yazları zevkli olabilir ama kışın çalışmamak ve eve tıkılmak ne kadar hoşuma gidecek onu da bilmiyorum ya. Belki şu başlayıp aylardır sayfalarını çevirmediğim kitapla uğraşabilirim.
Ne demiş Douglas Adams:

"Bir kitap yazmamak inanılmaz zaman alıyor."

Offf Allahım, duyan da beni bir şeyler yazabiliyorum zannedecek.

Tı tı tı, ne olacak bu havaların hali derken, yağmur, kar, fırtına geliyor diyorlar. Eğer ki gelip geçerse, pazar günü Karadeniz kıyılarına uzanacağız balık yemeye. Bu bir kaç hafta içinde kendime ayırabileceğim ender haftasonlarından olacak. Belki çöpçatanlık yaptığım çiftle çıkacağız dışarıya, şu an çok iyi gidiyormuş, ama hala söyleyemem kim olduklarını. Bir de kardeşim geliyor, 15 günlük tatille. Belki görümcem baldan tatlı da gelir bu vesileyle.

Kış nasıl eğlenceli geçer? Soğukta eşle dostla evde yiyerek, içerek, sohbetle. Kahve içip fal bakmalı. İçim sıkılmış ama ay doğacak görmüyor musunuz?

Çoktandır magazinle ilgilenemiyorum, bizim magazinciler zaten feci karıştırıyorlar etrafı, bu aralar "People" a bakıyorum arada bir. Stil ikonu denilen acaipliklere bakıyorum. Evet Amerikalılar çok zevksiz diyorum, çok azı, belki Ny da yaşayanlar meclisten dışarı. Bir de Anna Sui. Amerikalı sayılır o artık, ama bambaşka onun desenleri, modelleri, aksesuarları. Çok daha da ucuz diğer modaevlerine göre. Bir de Nicole Kidman'ı bağrıma basasım var, bahtsız kadın vesselam, kocasının eski sevgilisi car car konuşuyor bu aralar. Bir de Nicole için acıyorum ona demiş daha kendisi aynaya bakmadan. Basit hayatlarıyla basit kadınlar sadece bizim magazin basınında yer bulmuyormuş diyor, sıkılıp kapatıyorum.

Son olarak bahsetmeden geçemeyeceğim. Bin, geçen haftalarda Fulya Apaydın'ın bloggerları da kapsayan web kullanıcılarını Radikal'de acımasızca eleştirmesi üzerine öyle iyi yazmış ki, mutlaka okumanızı tavsiye ediyor, şuradan ulaşabilirsiniz diyor ve buradan da kendisine bize tercüman olduğu için teşekkür ediyorum.

Kıskançlıklarından çatlayanlar, hırsından acımasızca yorum yazan Any'ler, arada bir coşup gazete köşelerine bloggerları çamura sokup çıkaranlar.

Freddie Mercury ne demiş:

"Eğer anlamıyorlarsa, boşver tatlım."

18 yorum:

Sebnem'den dedi ki...

aslıcığım paranoya oldu sen de...nelerin altından kalkmadın ki bunların altından kalkamayasın...en basiti hergün şizolarla uğraşıyorsun.benim gibi...

Aslı Cin dedi ki...

Eyşean, İnşallaaaaah! (Avrupa yakası Makbule edasıyla :))

Şebo, dertliyiz galiba? Ha haa !

Adsız dedi ki...

Zor ama üstesinden gelebilirisin. Seni bu kadar tanımışlığımla bunu bu kadar rahat söyleyebiliyorum. Bu arada kaç kilo verdin, nasıl verdin? Ne yedin? Ne yemedin? Biraz ayrıntı vermeni istiyorum. Çünkü son zamanlarda pakmayalı poğaça gibi şişip duruyorum.

Aslı Cin dedi ki...

Adacım, çok değil, şu gün itibariyle haftada kilo gr verdim. Arkadaşlarımın gülüp geçmesinin sebebi beni zaten zayıf bulmalarıydı. kiloya indiğimde kendime ödül vereceğim demiştim. Bugün sabah ve akşamüzeri hafif kahvaltıyla geçiştirip gece canımın istediği her şeyden az az yedim. Neler yiyip yemediğime gelince, bunu detaylı olarak bir kaç yazı aşağıda anlattım, oraya bakabilirsin. Her besinden az ve yağsız alarak, aburcuburu tamamen kesip, kalori hesabı yapmak yetiyor. Rejim dedğil de sağlıklı beslenme diyorum buna. Bu arada yazdıkların için teşekkürler, inşallah başa çıkabilirim.

Adsız dedi ki...

Asli'cim ben birseyler kacirdim sanirim yine--nereye tasinacaksiniz, hayirdir? Yaziyi okudum, Mercury'e hak verdim :)

Aslı Cin dedi ki...

Banucuğum, bir yıl içinde veya sonrasında bir başka ülke çıkıyor falımıza. Hayırlısı :)

İyi demiş Freddie amcam değil mi?

YAGMUR dedi ki...

asli paris e mi geliyorsun yoksa eger premiere vision a geliyorsan yupppppppppiiiiiiiii turkiye den buralara kadar geliyorsan bize ugramadan gittme lutfen misafir etmek borekler acmak isteriz:)))

Aslı Cin dedi ki...

Yağmur, evet geliyorum. Var mı bir istediğin?:)

Mail adresini bulamadım, benimki profilde var, mailleşelim mi?

Blog Sahibesi dedi ki...

Aslıcın bak sayıyorum karpuz,portakal, elma işte karşınızda süper selma pardon Aslı diyecektim. Bir de işin iyi tarafından bak şimdiden bir çok ayrıntıyı düşünüp netleştirirsen gittiğinde yeni bir ülkede yaşamanın keyfini çıkarmaya daha erken başlarsın. Düşünsene sen, oğluş ve eşin yeni bir ülkede yeni bir evin penceresinden bakacaksınız hayata .Sımsıkı sarılacaksınız birbirinize korunmasızca. Senin adına ben çok heyecanlandım açıkçası :) Herşey yolunda gider inş.

Handan dedi ki...

Ben herşeyin benim için en güzel olacağını düşünürüm hep. Senin için de öyle olacağına eminim :)

Aslı Cin dedi ki...

Nuray, o kadar kolay olur mu dersin? :) Neyse oluruna bıraktım zaten.İnşallah dediğin gibi olur.

Handan, İnşallah. Bu arada seni dün gece rüyamda gördüm dur gelip anlatayım :)

Adsız dedi ki...

Canım Aslı ben o yazıyı satır satır okudum. Benim istediğim belki de bir mucize. Şöyle demeni beklerdim mesela , "her şeyi yedim ama iğne iplik gibi eridim" Yemek yemeyi bu kadar seven bir insan o yazıyı okusa ne olur? Yazın bir haftada sekiz kilo verdim. Nasıl mı? İnsani ölçülerde yiyerek. Bu aralar bunu pek mümkün kılamıyorum. Oğlumun "şiş göbek kadın" lafları bile etkili olmuyor. Allahtan tek dileğim birazcık iştahsızlık.

Aslı Cin dedi ki...

Adacım canım benim, ah keşke! Bulabilirsen öyle bir muciza bana da haber ver. Ben de çok iştahlıyım ama hem iştahlı hem zayıf olabilmek bir çok insan için zor. Olanlar var biliyorsun ama onlara gıcık olmaktan başka ne yapabiliriz ki? :P Sigarayı da böyle bırakabilmiştim Adacım, önce telkin ve kendine inanmak gerekiyor. Ben senin istersen yapabileceğine inanıyorum :)

ciceklibahce dedi ki...

Aslı sana tekrar davetiye gönderdim:) Bir sorun oldu herhalde.

Parizyen Ay Lambasi dedi ki...

yorumlarim gitmiyor asli!!!!
aglarim.

Aslı Cin dedi ki...

Geldi Ezobum geldiii ! Ağlama ! :)

Unknown dedi ki...

Aslıcım,

nereye gönderiyoruz seni böyle!! Oradan da bizimle olursun hep inşallah...;) :)

Her şey gönlünce olsun...Buarada cosmopolitan da da vardı bloggerlarla ilgili yazılar..Sen neden röportaj vermedin diye düşünmeden edemedim.. ;)

Aslı Cin dedi ki...

Ezgiciğim, daha çok var ama inşallah oradan da vakit bulabildikçe yazmaya devam edeceğim. Cosmoyu görmedim, Atık Cosmo kızı olmak için fazla yaşlı olduğumdan teklif gelmemiştir şekerim :P :)))