Şubat 09, 2007

Daha çok arkadaşlıklarla ilgili bir şeyler...

Başkasını övmeyenlere, yerenlere, kimseden hoşnut olmayanlara bakın; bunlar kimsenin beğenmediği insanlardır.

La Bruyere


Hayatta en zor şey nedir biliyor musunuz?

Bence insanlarla uğraşmaktır.

Birbirinden farklı milyonlarca insanın bir arada yaşayabilmesi, ırk, dil ve din farklılıklarını bir yana atın, aynı havayı soluduğunuz, aynı evi paylaştığınız, aynı şeylere kahkaha attığınız insanlarla bile gün gelir farklılaşırsınız.

İşte bu farklılaşmalarda sabredebilmeyi, anlaşabilmeyi ve hatta affedebilmeyi öğrenmek ise en büyük sanattır.


...................................................................................................

Hayat, arkadaşlıktan daha büyük bir hediye vermez.

Voltaire


Geçenlerde bir şeye çok sinirlendiğimde beni güldürmek için Exorcist’ten sahneler kurgulayan ve ertesi gün işe sarımsak ve haç getireceğini söyleyerek beni güldüren, benimle diet yaparak heyecanla her gün benimle ilgilenen, sıkıntılı olduğum her an bilgisayarın yada telefonun diğer ucunda beni dinleyen, beni hiç görmediği halde telefonla hatırımı soran yada yazdıklarımı okuyup bir yorum yazarak beni sevindiren, ben geleceğim diye cts gecesi liseden herkesi evine davet edip beni her Allah’ın günü arayan, geçerken uğrayan arkadaşlarım oldukça kendimi çok şanslı hissediyorum.

Son zamanlarda aldığım yorumlardan da fark ettim ki kendi şansımızı biraz da kendimiz yaratıyoruz.

.............................

İnsanlar, ya korktukları, yahut da gıpta ve haset ettikleri şeylerden nefret ederler.

N. Machiavelli

“Barda” son zamanlarda gitmek istediğim birkaç filmden biri. Muhtemelen bu koşuşturmada ona da gidemeyeceğim ama, esinlendiği yaşanmış hikayeyi ilk duyduğumda kanımı donduran konu, her ne kadar şiddet filmlerinden hoşlanmasam da bana bunu izlemelisin diyor iş sesim. Buna benzer bir film daha vardı Jodie Foster oynuyordu sanırım, o da bir bu kadar etkileyiciydi.

Yukarıdaki söze inanıyorum. Bunu hayatımda da, burada da yaşayarak deneyimledim, hatta bir söz daha var, yazımın sonuna ekleyeceğim, ona da inanırım. Hoş bir şey değil ama bu var ne yazık ki. Ve gün geçtikçe insanoğlu daha çok esiri oluyor bunların.

Filmin konusunu iineciğimle konuşurken hatırladım. Bir şeyle ilgili diyordu ki, herkese anlayabilecekleri dille hitap etmelisin, sen ne kadar anlatırsan anlat, karşındaki koca cüsseli biri de olsa, anlayabilecekleri kafasının içindeki kadar.Eğer orada seni anlayabilecek biri yoksa, boşuna konuşuyorsun.

Derler ya ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin anlayabileceği kadardır.

Filmde de, bir grup insan sahip olamadıkları veya hayatlarında hoşnut olmadıkları her şey için şuçladıkları ve dolayısıyla nefret ettikleri diğerlerinden çıkarıyorlar hınçlarını. İşkence, tecavüz, şiddetle suçlu kim sorusununun cevabını arıyorlar. Ve bunu ararken görüyormuşuz ki kimse aslında birbirini anlamıyor.

Oysa herkes kendisi bir değer değil mi? İnsanın kendisine verdiği kadar değer vermiyor muyuz insanlara? Hmmm ?

İyi niyet imkansız yada anlamsız bir kelime mi kimileri için.

Şimdilerde bunları düşünüyorum.

...............................................................................................................



Bu arada benden ne var ne yok bahsedeyim, uzun uzadıya yazamıyorum, fuar için koşturuyoruz, ne giyeceğim telaşı ile bavul hazırlıkları derken, diete devam ama iki haftadır kilo kaybı yok, buna rağmen giyemediğim pantolonlarıma giriyorum, geri kalanları daraltmaya terziye koşuyorum, müşteriler geliyor gidiyor, oğluş arada bir kakasını tuvalete yapıyor, görümcem baldan tatlı bugün dönüyor, bir banka birkaç zamandır sinirimi hoplatıyor, istemiyorum kredi kartı bir türlü anlamıyor, bir de başıma sigorta çıkarıyor, haftasonu süper bir yerde Angelmama’nın oğluşlarının sünnet yemeği var, ondan önce Sinemciğime gideceğim, lisedekiler toplanıyor, haftaya cts kızlarla kahvaltı bende.

E böyle işte…

Aaa bir de, Mutlu yıllar Ebrucuğum, nice yaşlara ! Yeni yaşının bütün hayallerinle gelmesini diliyorum. Bu şarkı tüm can arkadaşlar ve senin için.

7 yorum:

Toplu İğne dedi ki...

bunlar da benim en beğendiğim ve söyleyenine çok yakıştırdığım özlü sözler... en sonuncusunu özellikle birine ithaf ediyorum. anladın sen onu:)))

Düşmanlarınızı affedin bu bir büyüklüktür. Ama onları unutmak büyük bir aptallıktır.
J.f kennedy

İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, içleri doldukça eğilirler.
Montaigne

Bodur Tavuk her daim piliçtir
h. avşar

askerlik yan gelip yatma yeri değildir
r.t.e

urfada oxford vardı da biz mi gitmedik?
i.tatlıses

dün dündür, bugün bugündür
s.demirel

yeşil murattır, murat attır, atlar ot yer, senin gibiler b.k yer
k.sunal / tosun paşa'dan replik

Aslı Cin dedi ki...

Off Allahım, haha haaa!

Son ithaf ettiğin sözden sonra kimilerini ciddiye almamalısın la ne dediğini daha iyi anlıyorum.

Bu arada "e tabii ben de kuşlardan korkuyorum, onun için nefret ediyorum" deyişine de halen gülüyoruz.

Adsız dedi ki...

fonda müzik çalarken sana bu satırları yazıyorum :))

Teşekkür ederim..Doğum günümde istanbulda olacağım bu akşam biniyorum ama yine sadece haftasonu için gelebiliyorum sanırım sende yoğunsun ama caddeye falan inme şansımız olusa arayacağım seni belki görüşebiliriz çok öptüm seni canım arkadaşım....

zeyno dedi ki...

Aslıcım doğruluğuna kesinlikle inandığım bir söz en üstte yazılan...Gerçekten buna çok kez şahit oldum...

Dostluk ve arkadaşlıksa , bu dünyada olması gereken ve yokluğunda insanı anlamsızlaştıran, vahşileştiren olgular..

Aslı Cin dedi ki...

Ebrucuğum, ben de o civarda olacağım haftasonu, caddede olmazsa carrefour'da, yada herhangi bir yerde biraz olsun görüşebilirsek harika olur. Konuşalım :)

Zeynepciğim, umarım iyisinizdir, bu aralar yoğunluktan blogları da dolaşamıyorum. Arkadaşlık konusunda tamamen haklısın, insanın kendisini düşünen arkadaşlarının olduğunu bilmek gibisi yok. Ya da eşinle her şey bir yana arkadaş da olabilmenin. Yeri gelince çocuğunla bile :)

Sebnem'den dedi ki...

ASLICIĞIM,CANIM ARKADAŞIM..SENİ PEK ÇOK SEVERİM....HARİKA ÖZETLEMİŞSİN.DÜŞÜNSENE ETRAFTA SİNİRİMİZİ ZIPLATAN O KADAR ÇOK İNSAN VARKEN HALA BÖYLE DÜŞÜNEBİLİYORSUN..BUNDAN SONRA SENİN ADIN MELEK ASLI.SARIMSAKLA HAÇ BANA LAZIM..MALUM BU ARALAR BEN SİNİRLİYİM.

Aslı Cin dedi ki...

Şebnemciğim sinirin geçti mi?

Harika bir haftasonu geçirdim ama uykusuzluk ve yorgunluktan bu sabah sinirlerim zıplıyordu, pek de melaike değilim anlayacağın :)