Bugün iki tanıdığımın doğum haberini aldım, biri kız, biri erkek, kız olan üniversiteden beri görüştüğümüz iyi bir arkadaşımın ilk yeğeni, çok sevinçliler, bense geçirilecek o ilk zor günlerin telaşını hatırlayıverdim, şimdi ikinci çocuğu yapsam, ilkindeki kadar panik olur muyum diye düşünmeden edemedim, olmam gibi geliyor bana ama belli de olmaz, olabilirim de, zira ben hamile olduğumu öğrenmeden önce bile bu niyetle hafif çaplı manyaklaşmıştım, bunu bir ara unutmadan anlatayım da, ne manyaklar var, tüüü diye tahtaya vurun, benim gibi olmayın.
.
.
Biraz önce halamla konuştum, sesi harika geliyordu, hiç bir problem yokmuş, anlattı ama tam olarak anlamadım, ama anladığım başka bir şeylerin gölgesini görmüşler ve emara gerek duymuşlar, eee o zaman gel haydi dedim, geliyor galiba bu hafta sonu, gerçi bizim cts günü kızlarla toplanma günümüz ama halamı annemle bırakırım, onlar dertleşirken ben gider gelirim diye düşünüyorum, pazar günü de sabah ev bakmaya gideceğiz, oradan da teyzeme sözümüz var, o güne kadar Kıvanç doğurmazsa ( Valla kendi öyle dedi, inşallah olmaz ) o gün onunla da buluşacağız, en azından bir saat bir kahve içeriz diye konuştuk ama ikimizde bu kadar çok anlatacak şey olunca o bir saat dişimizin kovuğuna bile gitmez, alem bu kız telefonda bile beni çok güldürdü.
Bahsettiğim ev satıldı ama nasıl satıldı bir de bana sorun onu, zira bu işten para kazanacağıma, eski Türk filmlerindeki bonkör ve banker amcalar gibi o parayı dağıtmakla geçti günlerimiz, tapuda taaa bilmemkaç senesinden kalan müteahhitlerin imzalarını kaldırmak için bir hafiye gibi emlakçıyla çalışmam, bulabildiklerimin cebine para sıkıştırmam , onların kaprsini çekip tapuya gelişlerini beklemem, bu esnada biteceği tutan vergileri ve sigortaları yeniletmem, arayan alıcıların indirim için hayat hikayelerini dinlemem, saftorik bir şekilde birine çok üzülüp baba bir indirim yapmam, bu esnada emlakçıya, alıcıyı getiren emlakçıya, tapuda işimizi görenlere, parayı havale yapan kazık şubeye de para dağıtmam gerekti ki, şu dünyada herkesin soyguncu olduğunu düşünüp fenalık geçirdiğim sonrasında da s..... et ne olursa olsun dediğim dakikalar o anlara gelir, bu hissiyattan kurtulabilmek için evin satılmasına kadar olan aşamada yaşadıklarımı hatırlayıp güldüm, en komiği de bütün "Ekşi" soyadlıların müteahhit olması, aynı isim ve soyadı ile sadece İstanbul'un karşı yakasında 50 küsür kişinin bulunması ve benim bunca kişi arasına CSI profesyonelliği ile aradığım adamı 5 dakikada bulabilmemdi, Türkiye'de istediğin insanın bir kaç bilgisine sahip olduktan sonra adresine kadar ulaşabildiğinin de resmidir bu, işi bırakıp hafiye mi olsam ne, al sana evden yürütecek bir iş.
En iyisi de, şu alerji ilaçları, özellikle de serumlu buhar makinası çok işe yaradı, oğluşta harika sonuç verdi, dilimi ısırayım, neşemiz de yerine geldi, bakalım serum bitince ne olacak, gerçi serumu da ağlata ağlata veriyoruz tutmak istemiyor ama dr ne kadar ağlarsa ağlasın tutmalısınız diyor, babası onu sarıp sarmalarken, ucundan dumanlar çıkan bir boruyu insanın çocuğunun burnuna dayaması, kendisini çok kötü hissettiriyor ama başka çaremiz de yok ne yazık ki, inşallah atlatacak, bunlar da bitecek, Allah başka büyük dert vermesin diye dua edeceğim, falan filan, hayat bu işte...
Haftasonu sabahın köründe kalkınca, ne yapalım diye düşünürken, aklımıza bir arkadaşımızın tavsiyesi olan Karadeniz kıyıları geldi, uzun ama sakin bir yolculuktan sonra ulaştığımız yerde harika bir köy kahvaltısı ettik, öyle ki çoktandır yemediğim bal kaymak tereyağı üçlüsünü sıcacık ekmekle lüp lüp mideye indirdim, kedileri sevdik, yukarıda da gördüğünüz süper manzaraya karşı çayımızı içtik, sonra da oğluşu alıp sahilde yürüyüş yaptık, son zamanlarda gittiğimiz at çiftliği de, anneler gününde bir kaç aile gittiğimiz kahvaltı yeri de bize çok keyifli gelmişti ama burasının sakinliğine bayıldım, şimdi sırada Bozcaada var, Ağva ve Abant kaçamakları sonbahara kaldı, bir başka bahara kalmasın da...
.
Faydalı dip notlar: Kahvaltı için Silivri' de yol üzerinde bir restoran var, hamaklar, minderler ve harika açık büfe bir brunch. Duyduğuma göre Selimpaşa'da sahilde de Karadenizlilerin işlettiği, mıhlama da yiyebileceğiniz yerler açılmış.Ata binmek için her ikisini de Hürriyet geziden okuduğum Polonezköyü ve biraz daha bakir bir yer arıyorsanız Lüleburgaz'daki Roidi harasını öeririm. Bir günü Edirne'ye geziye ayırabilir, buraya da uğrayabilirsiniz, fiyatlar da çok iyi. Karadeniz kıyıları için herkesin bildiği Ağva, ve Şilenin piknik alanları dışında diğer yakadaki Kıyıköyü öneririm, otobandan sonra biraz köy yollarını takip edip ulaşabilirsiniz, sabah gelip kahvaltı sonrası balık yiyerek ayrılabilirsiniz. Günübirlik trekking turları da var. İineciğim geldiğinde gideceğimiz ilk yer olana Büyükada yazları hareketleniyor.Haftasonları için yaz mevsiminde Saroz, Assos ve Ayşen'ciğimin pek sevdiği Bozcaada'yı da öneriyoruz.
.
Anlayacağınız, dertler tasalar bitsin, yaz geldi, herkes gezsin !
15 yorum:
ASLICIĞIM,HALA'NA O KADAR SEVİNDİM Kİ ANLATAMAM...OĞLUŞTA İYİLEŞİYOR..OOOOO..KEYFİNİ ÇIKAR.
BEN SANA DEMİŞTİM EKŞİLER HANGİ KÖYDENDİR DİYE...DAHA RAHAT OLURDU ARAMAN..AMA SEN CİNLİĞİNLE ÇÖZDÜN OLAYI.AKLINDA OLSUN İSTERSEN ENDER MERMERCİ'NİN CEBİNİ VEREYİM SANA..TÜM EKŞİLERE ANINDA ULAŞIRSIN:)))
BU ARADA BOZCAADA ÜZERİNDE DÜŞÜNMEMİZ LAZIM...BELKİSEVGİLİDE GELİR..BERABER OLURUZ ORALARDA..KILAVUZLUK YAPARIM SİZE..AMA SÖZ BURNUNUZU B..KA SOKMAM BEN:))
çok geçmiş olsun oğluşa. sonunda sen de bir ohh çekmişsindir. minikler hasta olunca dünya duruyor sanki...
Çok şükür hastalar iyileşmiş.:) Tekrar geçmiş olsun. Güzel bir gün de geçirilmiş. Sonraki günlerin daha güzel olsun.:)
Hafiye olacaksan.. haberim olsun. Ortak olabilirim.:)))
Halaya cok sevindim:)) Oğlana da..ooh bugün hep güzel haberler var her yerde..
oh oh ne güzel hastalar iyileşmiş, bebekler doğmuş, e hava desen zaten güzelleşmiş:)
sıcaklar iyice bastırmadan Büyükada'ya kaçmayı planlıyorum ben de:)
Hmm İstanbul'da gidilecek yerler konusunu senden daha detaylı almalı:)Halana çok sevindim...Şahane günler yaşansın yaz geldi:)))
Hem halana hem de oğluna çok sevindim.. Sağlık gibisi yok...Geçmiş olsun diyor, enkısa zamanda tanışırız diye umuyorum :)))
Şebnemciğim, teşekkür ederim, evet sen haklı çıktın , nitekim sen de bugüne bugün bir Karadenizli gelini sayılırsın ;) Bozcaadaya biz yalnız gidelim, olamaz mı?
Bakaya, evet gerçekten de öyle, çok teşekkür ederim.
İncegülcüğüm, ortaklık neden olmasın? Çok teşekkürler.
Tanya, evet bir de sizin periler katıldı bebiş listesine, oh ne ala.
Püstüklü, evet ya, ne güzeldir şimdi oraları.
Sibelciğim, İstanbul hakkında çok bilgim yok ama elimden geldiğince araştırıyorum, ben daha çok şehir dışına kaçmayı sevenlerdenim, Bunu araıyorsan doğru adrestesin, yoksa ben de Şebnem'e danışıyorum, biliyorsun o iyi gezer.
Verda, teşekkürler, konuştuğumuza çok sevindim, şu cts yapacağınız buluşmaya tatil dönüşünde ben de katılmak isterim. Size iyi eğlenceler, bol kahkahalar...
Hala'nın iyi olmasına çok sevindim içimden bir ses bir şey çıkmaz diyordu. Oğlunda iyi olmuş artık sen de daha iyisindir. Güzel haberler almak ne güzel.
Mücevher kutusu, evet ben de kendimi hafiflemiş hissediyorum doğrusu, Allah kimseye hastalık vermesin, diğer problemler halloluyor :)
Öyle güzel anlatmışsınız ki gezdiğiniz yerleri okumayı yarım bırakıp kalkıp gidesim geldi valla.Sizi Şebnem de gördüm geldim çok sevdim bana da beklerim sevgilerle....
Çook geçmiş olsun Aslı. Fotoğraflar çok güzel. Oğluş çok tatlı ve afacan duruyor:) Fırsat buldukça bir yerlere kaçmak lazım aslında. Ben de çok istiyorum:)
İyi tatiller:)
SEVDİKLERİNİN İYİ OLMASI YAZILARINA BİLE YANSIMIŞ NE GÜZEL ..GEZ EĞLEN CANIM HAKKIN
Aslı,
Bana yazdığın yoruma cevap olarak da yazdım, oğluşa çok geçmiş olsun. Nazlış'a alerji ilaçları verdi doktor, bir yere kadar işe yaradı ama asıl İstanbul dışına çıkmak yaradı kızıma. Eve geldik, dakika bir gol bir, ateşi çıktı kuzumun. BU arada bu Karadeniz kıyısında gittiğiniz yeri çok merak ettim, biz de Uzunya diye bir yere gidiyorduk gecen sene, oraya benzettim. Hatta tekrar gitsek oraya ne güzel olur dedim
Elçin, ben de seni ebnem'deki yorumlarında görüp uğruyordum zaten, beğendiğine sevindim :)
Sebla,teşekkür ederim, şimdiden piknik havası yerini sıcaklara bıraktı. Son demlerini kaçırmamak lazım.
Civciv, ne de güzel yazmışsın, teşekkür ederim.
Nihan,biz de iki hafta sonra tatile çıkıyoruz, eğer o kadar gözle görülür bir değişiklik olursa, daimi kaçarım şehir dışına :) Bizimki de pazar sabaha karşı ateşlendi, şimdi biraz daha iyi gibi.
Yorum Gönder