.
Bölüm 3: Issız koylara yolculuk, eski günler ve çöp şiş
.
Bir sabah civardaki bildiğimiz bir parka gidelim dedik. İçinde bir kaç koyun bulunduğu, sit alanı olan, her an bir çok hayvanla burun buruna gelebileceğin, kapısından içeri girince telefonların Yunan operatörlerinden çektiği bir yer.
.
Kahvaltımızı yapıp, yine Cevat Kelle görünümünde yola çıktık. Uzun yol boyunca, kasabanın bu kadar çok değişmiş olduğunu görünce şaşırdık. İlk flört ettiğimiz yıl bu kasabaya yaptığımız haftasonu kaçamağı geldi aklımıza. Öğrenciyiz, ailelerimizden aldığımız harçlık malum, bir de kendimize haftasonu kaçamakları ayarlıyoruz yaz geldi ya. Aslında son güne kadar herşey iyiydi bir iki gün. Ama gel gör ki pazar akşamına doğru cebimizde pek bir harçlık kalmadı. E madem yok otur oturduğun yerde değil mi? Yok, ille de o koylara gitmeden dönmeyeceğiz. Denkleştirdik paramızı. Oraya gidecek, birer kola ve bir kaç simit alacak, bir de İzmir'e dönecek paramız var sadece. Olsun, mühim olan aşk değil mi? Simidi de paylaşırız. Bindik minibüse, gittik.
.
Biz nereden bilelim o koylarda mangal yapılabildiğini ? İlk saatler iyi hoş da, bir süre sonra simit dediğin bitiveriyor. Sağdan soldan ızgaraların kokuları geliyor. Bir Allahın kulu da yavrum kokmuştur, al bir ekmek arası demiyor. Biz Türk filmlerinin en baba gururlu ve fakir genç rolünü paslaşıyoruz o sırada.
.
Aç kaldık ama çok eğlendik, dönüşte birbirimizin omuzuna kafamızı dayayıp uyuyakamıştık.
.
O yıllara döndük, geldiğimiz günlere şükrettik, derken gideceğimiz yere vardık.
.
İlk koy kumsal, oğlumuz kumlarla oynar diye kendimizi ilk koya attık. Attık atmasına da hafta içi bu kalabalık da ne? Issız koy da nerede?
.
Ticarethane olmuş koyda şemsiyelerimizi kiralayıp kurulduk. Allahtan deniz hala mis gibi. Balıklarla birlikte yüzdük, kumdan kuleler yaptık, kah güneşlendik, kah gölgelendik. Çöp şiş yiyelim dedik oradaki restoranda, kaç gündür sayıklıyorduk, yedik ama beğenmedik. Akşam üzeri son koya doğru yola çıktık. Orası daha sakindi, oğluş da arabada uyumuştu. Sahilde ağaçların arasında bir yer bulduk, denize bakarak tahta banklara oturduk, çayımızı içtik. Sonra oğluş uyanınca dalgalara taş attık. Dayanamadım, yola çıkmadan önce tekrar yüzdüm. Denizde benden başka kimse kalmamıştı, harikaydı.
.
Çöp şişi beğenmedik ya, dönüşte kasabada yiyelim dedik. Bizim yıllar önce geldiğimiz küçük köhne dükkanın yerinde yeller esiyor, yerini kocaman restoranlar almış. Deneyelim dedik ama ı ıh onlarda da eski tadı bulamadık. Oğluşa deri bir kolye aldık, nazar boncuklu, yorgun argın odamıza döndük.
.
Dönerken o meşhur çöp şiş restoranında da durmadık, son uğrayışımızda onu da beğenmediğimizden. Eşim hala, şöyle ağız tadıyla bir çöp şiş yiyemediğine hayıflanıyor. Topçu mu? Son gittiğimizde onun da tadı bozulmuştu.
.
Tatil köyündeki diğer günler bolca yüzerek, gezerek, okuyarak, yiyerek ve yatarak geçti. Sadece bir gün gazetede yunusların gösteri yaptığı haberini okuyunca apar topar dışarı çıktık. Gerçekten çok eğlenceliydi. Benim hayalim gitmişken yunuslarla yüzebilmekti ama bunun için haftalar öncesinden randevu almak gerekiyormuş. Oğluş birazcık korktu, sesini çıkarmadan izledi ama bunda bu kocaman balıklara olan hayranlığının da payı var sanırım.
.
Eşim benim yunuslarla yüzemeyeceğimi, minicik böcekten bile korktuğumu söyleyip gülüyor ama fena yanılıyor.
.
Youtube'dan pek haz etmediğimden gösteriyi buraya yükleyemiyorum, ama izlemeyenlere de bu gösterilerin yapıldığı yerlere giderlerse izlemelerini öneriyorum.
.
Dönüş mü?
.
Orada duralım, burada mola verelim dememe fırsat bile vermeden İzmir'e getirdi bizi beyefendi.
.
Dilimde hep aynı şarkıyla:
.
Çöp şiş yiyelim, ayran içelim, kolkola fotoğraf çektirelim...
.
Gelecek sayı: Bölüm 4 - İzmir kavruluyor.
Temmuz 04, 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
ASLIIIIII!KAFANI KIRACAĞIM SENİN YA!NEREDEN BULACAĞIM ŞİMDİ ÇÖP ŞİŞ'İ?TANYA'YA MSJ ATAYIM BARİ BU AKŞAMGARGA'DAYIZ YA..BELKİ BİR İHTİMAL VARDIR?
O KADAR DA DİET YAPMIŞTIM..GİTTİ BOŞA...
Ahh Aslıcığım sen bana bir alo deseydin ben sana orda Ortaklar tadında bir yer tarif ederdim :) neyse artık gelirsin kendim götürürüm :))
Deniz cok guzel, rengine bayildim. Yunuslar ile yuzmek benim de hep hayalimdir. Bir hafta kadar once Sea World'e gittik. Ben yunuslar ile yuzmenin orada mumkun oldugunu saniyordum ama aynen dedigin gibi bunun icin haftalarca onceden randevu alman gerekiyormus:(. Peki sizde tatil sonrasi yorgunlugu var mi?
canım sana tekrar ve takrar iyi tatiller. bu arada illa youtubedan yükleme yapacaksın diye bişi yok. biz googleye yüklemiştik ahmedin klibini..
Aslı, resimlere bittim hele o iki tarafında ağaçlar olan yolda olmak istiyorum. Sonra da bomboş sahili olan denize girmek :)
Şebnemciğim, bir çöp şişten bir şey olmaz, hem harika görünüyorsun ;)
Ah Ebru, hiç aklıma gelmedi o. Ama yaz sonu inşallah ???
Madam, tam üzerine sordun. Bu sabah işe geç gidebildim, klimadan çık sıcağa, oradan klimalı alanlara, şirkette de koca klima, üşütmüşüm. Sırf yarın Uyuzbey'in suratını çekeceğime, bugün şirkette acı çekerim diye geldim.
Zeynep, onu nasıl yapabiliyoruz acaba, dur bir araştırayım, teşekkür ederim.
Mücevher kutusu, ah ah ben de :)
olmaz ki, böyle de yazılmaz ki:) lokma dedin yutkunduk geçtik, ama şimdi konu olan çöpşiş. aşkolsun yani, şimdi gidip en dandiğinden de olsa bir dürüm yemek zorundayım:)
iyi tatiller...
Elektra, tatil bitti ama bunu Allah söyletmiş diyerek hayallere dalayım ben.
Tamam tamam sustum...
Tam içimden Topçu diye geçerken, oranında bozulduğunu okudum, ve inan üzüldüm. Gelince hayallerimden biriydi Topçuda çöp, Altınkapı'da döner. Neyse Bodrum yolu üzeri ya Ortaklar'da kırk beş yıllık Necati'ye giderim, ya da Selçuk'da Yandım Çavuş'a. İzmir'de de kömürde yerim. Şu an açım.
Yorum Gönder