Ağustos 07, 2007

Sıfırın altında bir moral yazısı...

Dün oğluşun kreşe başladığından beri kullandığı ilaçların listesini çıkardım.

4 ayda 5 antibiyotik, bir buhar tedavisi, ve son olarak dün sabah depo penisilin iğnesi.

İğnenin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğiz.

Dün sabah o iğne olurken 5 kişi onu zor zaptettik. Ben bir bacağından tutarken bakamadım yüzüne, şu satırları yazarken bile gözlerim yaşarıyor, bacağını sıkıca bastırıp ağlamaya başladım orada.

Çok güçsüz bir anneyim ben.

Bazen yeni doğduğu zamanlar gibi iyice güçsüzleşiyorum. Özellikle de son zamanlarda çok fazla rahatsızlanmasının ardından.

Deli deli korkularım var artık. Bak şimdi aklıma geldi, hemşireler çocuğumun kolunu bacağını bastırırken ya bir yeri kırılıverseydi?

Gördünüz mü? Deliriyorum yavaş yavaş.

İğnenin yapılacağı sabahın gecesi saatlerce uyuyamadım. Kabuslar gördüm. Aklıma yıllar önce yanlış yapılan iğne sonucu sakat kalan kız geldi. Ya penisilin testi yanıltırsa diye saçmasapan şeyler düşündüm.

Bir sürü insan ne rahatsızlıklar geçiriyor, ne iğneler oluyor, neler çekiyor. Biliyorum benimkisi yanlarında komik kalıyor. Ama engelleyemiyorum.

Secret falan da sökmüyor bu konuda. İyi düşün, iyi olacak. Olmuyor işte. Bütün şurupları gözümün önünden kaldırıp hiç düşünmediğim bir anda hemen tekrarlayıverdi.

Kreşe başladığında her çocuk sık hastalanıyor diyor her gittiğim doktor. Ama bu kadar çok olur mu? Bunca antibiyotik kullanılır mı? Benim gibi antibiyotiğe karşı olan insan bu kadar çaresiz bırakılır mı?

Kullanmazsak oluşabilecek komplikasyonların zararındansa antibiyotiğin zararları daha katlanılır mı?

Acaba yanlış yaptığım nokta birkaç doktor dolaşmam mı?

Kendi dr unun testleri beklemeden alerji ilaçları vermesine gıcık olup diğer bir doktora götürmem mi yanlış olan? Yoksa bu diğer doktorun antibiyotik ve iğnelere çok güvenen bir dr olması mı? Kbb uzmanı görsün diye ısrar eden eşime uyup bir de arada aile dr una göstermem mi? Yoksa bu dr ların birbirinden farklı şeyler söylemeleri mi? Hem de tüm tahlilleri tertemiz çıkarken???

Yoksa sadece kansız oluşu mu kolayca yakalanmasına sebep?

Okula mı erken gönderdim acaba? Dışarı mı fazla çıkarmadım? Çalışmayıp onunla mı kalsaydım?

Kafamda bir sürü soru, kendimi suçluyorum her şey için. Sonra ben bir can yetiştirecek kadar güçlü biri değilmişim diye hüküm veriyorum kendime. Ağlıyorum. Ona bir şey olmasın Allahım yalvarırım diyorum, ben fazlasını kaldırabilecek güçte değilim, dağına göre kar ver, artık kolayca atlatsın.Onun her zamankinden daha iyi olması için her şeyden vazgeçmeye hazırım. Yoksa aklımı yitireceğim, bir de benimle uğraşacaklar. O zaman yok olup gitsem daha iyi.

Sonra içeriden bana seslendiğini duyuyorum. Gözlerimi silip yanına gidiyorum. Biliyorum benim ne yok olup gitmeye, ne güçsüz olmaya ne de bu endişelerle delirmeye hakkım var. Beni çağırdığında hep orada olmalıyım.

Sarılıp, ensesini koklayıp, gıdısını öpüyorum.

Gülümsüyor bana kocaman.

Gülümsüyorum…

15 yorum:

Adsız dedi ki...

Aslıcım biraz rahat ol, kendini suçlama artık, sen herşeyin en iyisini yapıyorsun oğluşun için kendini yedin bitirdin.Güçlü olmalısın hayatım :))

Adsız dedi ki...

Evladı ile vakit geçiren evine bakan ve blogunu yazan bir anne sımsıkı taş gibidir. Ne güçsüzü valla acı biber sürücem diline haksızlık etme kendine kuzum. Oda büyüdüğünde senin eller yumoş saçlar pamuk olunca sana sarılacak ve mislerr gibi öpecek kuzum :)

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

O kocaman gülüşlü, büyüyüp kazık kadar olunca da aynı endişelerle paranoya yapacaksın. Annelerin olayı bu.:)) Büyük oğlum okula başlayana kadar, doktor doktor gezip, türlü türlü ilaçlar kullandık. Hemen her hafta yeni bir iğne yaptırdık. Şu bacak tutma olayını çok iyi bilirim malesef.:(( Daha çok gençtim. Hep kendimi suçladım. Ben iyi bir anne değilim diye yedim bitirdim içimi. Çok ağladım. Geceleri uyuyamadım. Üstüne bir de ameliyat oldu, minicikti daha.:(( Çok uzatmadan, diyeceğim odur ki: Benimki kocaman delikanlı oldu. Kolay kolay hastalanmaz bile. Büyüyüp, bünyesi kuvvetlenince düzelecek o da annesi. Kendini üzme, yıpratma desem, yüreğin izin vermez. Rabbim yavrucuğuna sağlık sıhhat versin. Bunlar gelip geçici, Allah büyük dert vermesin. Kocaman öperim kocaman gülüşlüyü.:))

Nihan dedi ki...

Aslicigim,
Kendini suclama diyecegim ama biliyorum her anne gibi sen de cocugunun basina gelen herhangi birseyden kendini sorumlu tutacaksin ama su kadarini soyleyeyim, oglusun hastalanmasinin nedeni kesinlikle senin evde kalman ya da kalmaman degil, bir de biliyorum ne dertler var benim buna uzulmemem lazim da deme, evet Allah beterinden saklasin, Allah daha kotu durumda olana acil sifa versin ama sen de buna uzuluyorsun iste, en dogal hakkin. Umarim en kisa zamanda biter bu uzuntu. Optum cok.

böğürtlengözün annesi dedi ki...

Çok geçmiş olsun Aslıcım. Geçen sene bizde böyleydik (anaokuluna başladığı ilk sene). İçtiği antibiyotyiklerden bana bööö gelmiştiki canım kuzum ses etmeden içiyordu. Bende senin gibi birçok doktora götürmüştüm, KBB ayrı,kendi doktoru ayrı, birde hastane doktorları ayrı.Hepsininde söylediği,okula yeni başladı ise, çocuğundan medet umma. 1 hafta iyi ise 3 hafta rahatsızlanacak. Bizimkinin burnundaki sümüğü kurumadan geçirdik kışı. Nezle ve gribin arkasıda mutlaka boğaz yada kulak enfeksiyonuna çevirdi.
Ertesi kışa girerken grip aşısı vurdurdum doktoru ile görüşüp.Bağışıklığının gelişmesi ve olduğu grip aşısına rağmen 2-3 kere yine boğaz enfeksiyonu olsakda bir önceki seneye göre yinede rahattık. O hastayken işe her gelişimde ayaklarım geri geri bastı. Senin yaşadığın duyguları bende çok yaşadım.
Umarım sizde 2. okul senenizi daha az hastalanarak geçirirsiniz. Çok öpüyorum oğluşunu...

Aslı Cin dedi ki...

Vij güçlü olmakla güçsüz kalmak arasında gidiyorum bu günlerde. Okuldan ayrı kaldı ya, bu sabah da ağlayarak gitti sanki dün başlamış gibi :(

Eda, inşallah o günler de gelecek :) Sağol...

Fikriminincegülleri, senin gibi, Sibel gibi bunları yaşayıp aşmış anneler bana yazdıkça moralim yerine geliyor aslında.Duan için sağol, inşallah dediğin gibi olur.

Nihan, evet annelik en zor iş. 24 saat, yılın her günü, ömür boyu kafanın içi onun için çalışıyor.Daha iyi hissetmeye çalışacağım bugün :)

Böğürtlengözün annesi, ben dört ayda bu hale geldiysem daha çoook ylum var demektir. Şimdilik bir seneyi okulda atlatabileceğimi sanmıyorum, sanırım bu kış ayrılıp onunla daha fazla zaman geçireceğim, zaten taşınma mevzubahis olacağı için er geç olacaktı bu, hiç olmazsa biraz sevdiklerimizle zaman geçirip ona bakabilmem için de iyi bir fırsat olur bu, kim bilir?

Blog Sahibesi dedi ki...

Aslıcım işin içine hastalık girdiği zaman insan kendi çaresizliğini daha çok anlıyor. Çünkü bazen elimizden hiçbir şey gelmiyor. Hani derler ya grip yatarsan 7 günde yatmazsan bir haftada geçer diye. Bende çoğu zaman düşünürüm.Tek bir doktorun mu , yoksa birden fazla doktorun fikri mi önemli diye. İnsan çaresiz kaldığı zaman her yerden umut bekliyor galiba. İçimizi rahatlatacak bir söz duymayı bekliyoruz. Bu hem senin için hem de oğluşun için zor bir dönem. Ama geçeceğinden emin olabilirsin. Çevremde öyle şeylere şahit oluyorum ki.Beterin beteri var ama ateşte düştüğü yeri yakıyor.
Şu an yapacağın en son şey kendini suçlamak.

Alphecca dedi ki...

Çalışan anne olmanın suçluluk hislerini kokluyorum sanki Aslı :(

Pınar her hastalandığında aynı suçluluk duygusunu yaşardım, sırf bu duygular sebebi ile ikinci bir çocuğu göze alamadım. Kötü bir annemiyim, yok sanmam, sadece çalışması gereken bir anneyim, diğer yandan çalışmayı da seviyorum. Allahtan o suçluluk günlerini aştım, şimdi sadece tatillerde ah keşke çalışmayan bir anne olsaydım, kızımla sabah kalkıp güzel bir kahvaltı etsek, sonra esnek esnek tv seyretsek diyorum, sonra alışverişe gitsek, ne bileyim birşey almaya değil, boş boş vitrinlere baksak diyorum ama sonra vazgeçiyorum, ben çalışan bir anneyim ve öyle de kalacağım. Bunları hafta sonuna saklamalıyım. Zorlukları var tabiki ama güzellikleri de olduğu bir gerçek. Eve kızımı özlemiş bir halde gidiyorum, sürekli yan yana olup, birbirini yemekten daha iyi diye kendimi avutuyorum :)

Şu an sana çok anlamsız geldiğini biliyorum ama bu hastalık dönemleri geçecek. Kansızlık için oğluşuna her sabah bir yemek kaşığı pekmez vermeyi dene, Pınar' da da aşırı kansızlık sorunu vardı, ilaçların yanında pekmez ile olayı çözmüştük. Öyle hemen değil tabi 1 yılda. Birde belki oğluş yuvayı sevmemiştir gibi bir ihtimal geliyor aklıma, yuvanın psikoloğu ile bir görüş derim, hatta başka bir yuva bile araştırabilirsin. Bu kadar uzun süre hala ağlıyarak gidiyor ise incelemekte fayda var.

enne dedi ki...

Çok üzüldüm. Umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşur oğluşun. Ben de kızımı bu sene haftada 2 gün kreşe mmi göndersem diyordum. Bakıcıyı da bırakmak istemiyorum, acaba bu sene de göndermesem mi? 2.5 yaşında ve bazıları çok küçük daha diyor. Bazıları ise oyun grubuna gönder, alışsın diyor. Kararsızım yani. Bir de hasta olduğunda zaten kahroluyorum, kreşte hasat olursa hep kendimi suçlayacağım. Neyse, bulacağız bir çaresini. Aslında bu yazıyı hemen silmem lazım, sana moral vereyim derken kendi derdimi anlattım. Ama samimiyetime inanacağını umarak silmiyorum. Tekrar geçmiş olsun, en doğrusunu yapacağına inanıyorum.

Verda dedi ki...

Aslı çok zor bir zaman geçiriyorsun...Hissettiklerin çok ama çok normal...Ama bak en kısa sürede herşey düzelecek.Neler olabilirdi leri düşünme artık...Düşünme diyorum ama engel olamaman da çok doğal...Yaşadıkların ve düşüncelerinle empati kurabilirim ama birşey hariç...Zayıfım diyorsun ama aslında güçlüsün...Bunun farkında ol lütfen...Anlattıklarından bunu çıkartıyorum ben. Tüm düşüncelerin (acabalar, keşkeler, böyle olsaydılar..) senin güçlü olduğunu gösteriyor. Hemde çok güçlü!!!

bkaya dedi ki...

Biz annelerin acabaları, endişeleri hiç bitmeyecek. Ben kendimi böyle telkin etmeye çalışıyorum artık. Okula daha geç göndersen de aynı şeyler yaşanacak. Okula altı yaşında başlasa bile ilk sene hep aynı senaryo. Umarım en kısa sürede bunun da üstesinden gelirsiniz oğluşunla.

Tanya's dedi ki...

"Gülümsüyorum" dediğin yerde gözlerimden yaş gelmişti artık..benim cocuğum yok..anlattıklarınızı anlamıyorum pek aslında...ama bir annenin hem iyi bir eş hem iyi bir anne..aynı zamanda uyuz beye katlanan tasarımları çalınabilen bir iş kadını..hem eczacı..hem doktor hem öğretmen hem aşcı..hem oyun oynayıcı..kitap okuyucu...ve daha binlercesi olması cok zor..Aslıcım benim okuduğum kadar sen olmuşsun hepsini..sakın ama sakın anneliğinle ilgili ?? ların olmasın.Öpüyorum seni ve Keroya geçmiş olsun.

Adsız dedi ki...

Aslı rahat ol...
Çok haklısın bunları düşünmekle. Eminim her annenin geçtiği bir süreçtir bu. Güçsüz değil bilinçli bir annesin.
Herşeyi oluruna bırakmaya çalış, biliyorum söylemesi kolay ama o zaman herşey daha rahat oluyor.
Kendine çok iyi bak !!!

Aslı Cin dedi ki...

Nuray, haklısın. Ama dediğin gibi insan bir yandan da elinde olmadan sebepler ve çareler arıyor, peki suçlamayacağım kendimi.

Çocuk gibi, evet bu aralar sorguluyorum bunu. Çalışan anne olmayı seviyorum ama sanırım daha esnek bir iş istiyorum. Çünkü hem çocuğuma zaman ayırıp hem de daha az zamanımı belli bir ofise bağlanarak geçirmek istiyorum. Aslına bakarsan herşeyi aynı anda istiyorum. :) Pekmez olayına bir buçuk sene önce suya karıştırarak başladım ama pek faydası olmamış gibi, bir de kaşıkla deneyeyim. Okula gelince haftalardır yarım yamalak gittiği için sanırım çünkü kolayca alışmıştı okula, bu bir kaç gündür eve ve bana abğlandı sanırım.

Enne, olur mu öyle şey? Anlatacaksın tabii. Ben de aynı endişeleri duyuyordum, ama mecbur olduğum için verdim. Eğer kendin bakabileceksen biraz daha verme derim, oğluş da 2,5 yaşında başladı ve doktoruna göre 3-4 den önce verilmemesi çok daha iyi olurmuş. Oyun gruplarının faydasını da yabana atmamalı tabii, çünkü tam da farklı şeyler öğrenip sosyalleşecek yaştalar. Hem belki de o benim oğluşum gibi kolayca hastalanmaz. :)

Verda, çok iyi moral veriyorsun :) Belki de dediğin gibi güçlüyüm ama öyle hissedemiyorum bu aralar :)

Bkaya, inana bana şu anda okuldan almıyor oluşumun tek sebebi bu zaten. Şimdi olmazsa yarın olacak endişesi.şöyle hafif ateş öksürükle atlatılacak soğuk algınlıklarını bekliyorum, işte onu ilaçsız atlatabildiğimiz zaman bu iş tamamdır.

Tanya, o dediklerini olabilmek için çabalıyorum ama hiç birini tam olarak yapamıyorum. Ama yine de teşekkür ederim, yazdıkların güç veriyor.Ağlattığım için üzgünüm ;) Şimdi daha iyi hissediyorum zaten, geçiyor bu his yavaş yavaş...

Zeya, Haklısın, kendime iyi bakmalıyım ki ona bakmak için ayakta olabileyim :)

Unknown dedi ki...

Annelik çok zor çoooooookkk.