Eylül 25, 2007

Gün bizim günümüz...

Ne mi yaptık?
.
Önce Ayşanımla aheste aheste Beyoğlu'na girdik. Güneş tepemizde parlarken, bu kadar sıcak havada yanımıza bir de hırka, şal ve bilimum yük aldığımız için hayıflandık.
.
Çok kalabalık değildi.Kendimizi vitrinlerden alıkoyamayınca, bir sağa bir sola girerek hiç acele etmeden dolaştık. Her gelişimde o eski butiklerin ve atıştırılacak yerlerin yok oluşuna üzülürdüm ya, bu sefer bir kaç tane dükkan kaldığını görünce hayıflandım, ve kendimi o pırıltılı modern mağazalara bakmaktan alıkoyamayınca, ikiyüzlü hissettim birden.

Ama en keyifli zamanı pasajlarda geçirdik doğrusu. Oğluşuma cam nazar boncuklarından kolyeyi de oradan aldım, beni 50 li yıllara götüren o tacı da. Muhtemelen alıp hiç takmayacağım kiraz küpeleri almadan çıkmayı başardım oradan.

Atlas pasajında Şebnem yetişti bize. Üçümüz sıkı sıkı sarıldık. Evet 3 kişi birbirine sarılıp canım cicim çığlıklar atan bizdik.

Baktık ki öyle yürürken anlatılmıyor bahsedilecek onca şey, eee yepyeni hamişimiz de acıkmaya başlamış, kendimizi Limonlu Bahçe'ye attık.

Tatil rehaveti ile uzun uzun konuştuk, biraz iş dedikodusu yaptık, biraz da planlarımızdan bahsettik. Yemeklerimizi istedik ve illa ki Limonatalarımızı. Fotoğraf çekilelim diye poz verirken, arkamızdan yaprakların arasından hışırtılar gelmeye başladı. Daha önce kedileri ile samimi olmuştuk ama Kaplumbağaları ile ilk kez tanıştık doğrusu. Hem de hayatımda gördüğüm en hızlı kaplumbağalar ile.
.
Hızları sadece yürüyüşlerinde değildi, şu aşağıda sansürlediğim fotoğtafa bakarsanız anlarsınız sanırım. O dilini çıkarışına bayıldık da çektik fotoğrafı, yoksa kimsenin özel hayatına karışmam tabii. O ne azimdi öyle.
.
Sonra yine kah küçük alışverişler yaparak, kah konuşarak Tünel'e kadar indik. O civarda şu ağacın altında kahvelerimizi içtik.
.
Uzun uzun seyrettik Beyoğlu'nu. Keşke dedim, mağazaları da eski günlerine uygun yapsalardı, o kokuyu o tadı hiç bozmasalardı. Ne kadar aslına uygun inşa edilse de yeni, yepyeni bakıyor o camlar.

Mum yaktık, dileklerimizi diledik dualarımızı ettik.

Buraya kadar gelip de İnci'de Profiterol yemeden gidilir mi?

Güzel bir gündü. Güneşli bir gündü. Bizim günümüzdü.

Daha ne olsun?

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne güzel bir gün geçmiş. O kirazlı küpelerden almıştım ve hiç takmadım.Hatta Vedat dalga geçti diye küsmüştüm ki hala dalga geçer.
Ben de evde espri olsun diye takıyorum.:):)
ps:İstanbul'un cadde tarafına tur yok mu? Bekliyorum ama...
www.blogcu.com/zeya

ipek dedi ki...

Güzel bir film izler gibi gözümde canlandırdım bu güzel gününü.
Mutluluğun satırlardan taşmış, ne güzel..
Kaplumbağa fotoğrafına bayıldım:))) Bu kadar mı güzel yakalanır:)
Sevgiler
ipek

denizanasi dedi ki...

ah aylar oldu gitmeyeli taksime. benim için de dolaş :))

Unknown dedi ki...

Selam Asli, imrendim dogrusu. Ben de her seferinde Istanbul'a gelmeden once liste yaparim gezecegim yerlerle ilgili. Ama vakit kisitli olunca hepsini bitiremiyorum. Ama illa ki vapur seferi yapar martilara simit atarim. Bir de kapalicarsi ile eminonune bakarim. Ah Istanbul Ah! Bu arada Asli ben seni bir oyuna davet ettim eger katilirsan. Bir de yazilarinin devamini okuyamiyorum bir turlu..Sevgiler

Sebnem'den dedi ki...

Harika bir gün geçirdik gerçekten.Tekrarını en kısa zamanda lütfen yine yapalım.Seviyorum ikinizide..:))

Aslı Cin dedi ki...

Zeya, olmaz mı? Şebnem'le daha bugün konuştuk. Hatta Beyoğlu'nde uğur böceği şeklinde pastalar gördük de seni andık :)

Acemi aşçı, dilini çıkarmasa anlayamayacaktık ne yaptığını, bahsettikçe gülüyoruz hala :)

Denizanası, bir kaçamak yap mutlaka, bir yolunu bul ve yap, çok iyi gelecek.

Sevgi, burnunda tütüyordur tahmin edebiliyorum, inşallah bir dahaki sefere. Mimimi en kısa zamanda yapacağım, uyarın için de teşekkürler :)

Şebooo, biz de seni seviyoruuuuzzzz !!!

Alphecca dedi ki...

Evet çalışırken, okurken, yaşarken kaçırıyoruz güzelim İstanbul' u :(

Hayır seni okudukça ister istemez atılmak için iş kalitemizi düşüreceğiz Aslı :))))

Bu arada şu kaplumbağaların faaliyetini bizde tatilde bolbol izlemiştik. Çiftlerden biri ilgi çekmek için önce koşup koşup öbürünün kabuğuna vuruyor. Baya uğraşmıştı garibim, Pınar' da olaya bir anlam verememişti :))))

Sende artık vakit var Aslı, sen gez bize anlat bari :))))

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

her dogum gununde kendini yeniden yaratma sansi verildigini dusun..
yemin ediyorum ise yariyor.
ben epeydir her dogum gunumde alisverise gidip kendime hediye aliyor, ve kendimi yeniden yaratma kararlari aliyorum.
12 ay sonra da kendime puan veriyorum.
yemin ederim ise yariyor.
iyki dogmussun! eger sen dogmasaydin bu dunya asla bugunku dunya olmazdi sensiz:))))