Nisan 17, 2008

Bugün...

Bugün…

Çok canımı sıkan bir şey oldu. Eşimin evlenme teklif ettiği günlerde almış olduğu saati düşürdüm. Nasıl oldu nasıl bitti anlamadım ama çarşıda bir de baktım ki kolumda yok. Benim için çok değerli bir saatti. Ne diyebilirim ki bulan iyi günlerde kullanır umarım.

Bugün…

Can sıkıntımı gidermek için müziği sonuna kadar açıp bağıra bağıra şarkı söyledim arabada. İyi tarafı, insana çok iyi geliyor, özellikle de Duman. Kötü tarafı, insan ne kadar hız yaptığını anlayamıyor. Sağ salim eve geldim şükür…

Bugün…

Sevgiliyi çok özlediğimi farkettim.

Bugün…

Yeni aldığım bir tşirtte gördüğüm hatayı düzelteyim derken önce yamuk yumuk bir şekle soktum. Sonra lekeledim. En sonunda kestim paramparça ettim. O şimdi temizlik bezi. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.

Bugün…

Arabayı servise götürdüm ve çıkışta sadece 1 Ytl ödedim. Nasıl olduğunu ben de anlamadım.

Bugün,…

Sinan Çetin’in yeni programı Fenomen’i izledim. Uri Geller’in isteği üzerine bozuk bir şeyler aradım reklam arasında. Evde çalışmayan hiç bir şeye tahammül edemediğimden ekranın önüne getirecek bir şey bulamadım, bir mağazanın oğluşa hediye ettiği dandik kol saatini getirdim. İlk elimize aldığımız anda da çalışmıyordu, hala çalışmıyor. Kaşık da uçmadı zaten. 3 buçuk atacağımı bildiğim için pek isteksiz olduğumdan mı yoksa saatin dandirikliğinden mi bilmiyorum. Benim gibi buluğ çağına kadar abuk subuk olaylara şahit olan ve bir ara sıyırmaya başladığını düşünen biri için büyük hayal kırıklığıydı. ( Uzun hikaye, anlatırım binaleyh )

Bugün…

Hurriyet’in bir ekindeki bir köşe yazarının bir kaç gün önceki yazısını gecikmeli okudum. Avrupa yakasına ben son haftalarda gözyaşları ve karın ağrıları içinde gülerken, nereden bilebilirdim ki zeka parıltısından yoksun olduğumu. Böyle söylemese de bu anlama getirmiş beyefendi. Dizi abartılı hareketlerden, lehçelerden falan oluşuyormuş ( Eeee?) ve esprilerde bir zeka parıltısı yokmuş. Ben de şu kimi köşe yazarlarındaki, meyve veren ağacı taşlama kompleksini anlayamamışımdır bir türlü. Heyhat, zeka parıltım olmadığından anlayamıyormuşum demek ki. Yormayayım kendimi.

Bugün…

Josh Halloway’in şu anda İstanbul’da olduğunu öğrendim. Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!
( 80’lerde İbo’ya iç çamaşırlarını atan kızların çığlık efekti )

Yarın…

Lost’un 4. sezonunun günümüze kadarki tüm bölümlerini sabahtan oturup akşama kadar bitirmeyi planlıyorum. Special Thanks to Sinan !!!

13 yorum:

uykucu dedi ki...

öncelikle yazık olmuş saatine ,benimde en sevdiğim şey boş yolda bağırarak şarkı söyleyip araba kullanmak; bir kez polise yakalanmıştım sırıta sırıta açtım camı -hanfendi 120 yi geçmişsiniz diyen polise -ay farkında değilim dedim adamda gülüp bırakmıştı beni,sabah saatinde boş istanbul yolu ve benim sevinçli halim polise garip geldi heralde.akşam bende tv üstüne kaşık koydum eşimin dalga geçmelerine rağmen sonuç hüsran!!lost'u banada gönder:)

nymphea dedi ki...

Asli cok uzuldum saatinee:(( Bide ters seyler hep ustuste gelir ya, t-shirt de mahfolmus, bosver ama canin saolsun. Saatin gitti ama kocan yaninda, sana yeni bir saat alir.(Tabi manevi degeri onunki kadar olur mu bilmiyorum ama olsun:)

Bu arada Sawyer aksam Beyaz Showa cikacakmiiiiisss:)) (sen bence once 4. sezonu izle, orada daha da sempatiklesiyor kendisi:)

denizanasi dedi ki...

yaaaaa ben de izlemek istiyorum şu 4. sezonu:)) bu arada dün sawyerin gittigi barın sabhibi adamı tanımamış!!! ve ona sormuş neden kadınlar sana bu kadarn ilgi gösteriyorlar diye :))

loungetime dedi ki...

Zaten illaki çok anlam yüklü, ağır bir film ve ya ileri götüreceğine dibe vurmaya çalışan dizileri izlememimiz gerekmiyor. Ben gülmek istiyorum bir şeyde beni güldürsün öyle değil mi?

Buluğ çağı olayları mı? korkutucu değilse okumak isterim.

Taşınma işi ne durumda Aslıcığım?

daphnevega dedi ki...

Aslıııı,
Saatine çok üzüldüm, belki de zamanı dolmuştu, nazardan bişeylerin çatladığına inanırız ya mesela annem de beni böyle teselli eder sevdiğim bir şey kaybolunca :)

Bir de şu Fenomen'i acayip merak ediyorum. Dün seyretmedim ama eve geldiğimde televizyonun karşısında allak bullak bir anne-baba buldum. Televizyonun üzerinden düşen kaşığı da kaldırmamışlardı ben göreyim diye, bi de Berk varmış. Berk öyle Berk böyle, Berk'in gözleri vb diye beni yiyip bitirdiler ama ben de merak etmeye başladım. Bir fırsat bulup seyredicem :)))

böğürtlengözün annesi dedi ki...

Sinan Çetin in Fenomen programını bende izlemedim, ablamla kardeşim aradı telefonla, saatleri çalışmış,kaşıkları düşmüş :) Birde o öbür tarafla bağlantı kuran çocuğuda anlatınca zaten isteyerek açıp seyretmedim programı,valla dedim kocada yok evde açıp seyrederek sabaha kadar Yusuf Yusuf olamam evde :)
Lost dizisinin ismini heryerde duyunca bizde aldık Cd sini ama İngilizce olunca açıkçası anlamayıp seyretmedik. Ama şimdi her pazartesi gecesi TNT kanalında türkçe seslendirilmiş bölümlerini veriyorlar. 2 hafta oldu başlayalı ve bütün işleri bitirip bir hışımla geçiyoruz Tv karşısına eşimle :)

Aslı Cin dedi ki...

Figen, ben bir kere hızdan ceza yedim, o da meskun mahalde 60 ı geçtiğim 75 le gittiğim için, hahaha ! Hızlı giderken yakalansaydım içime oturmazdı. Lost'u şiddetle öneririm.

Nym, dün 4. sezondan 5 bölümü bitirdim, kaldı 3 bölüm ama meraktan çatlamak üzereyim. Akşam Beyaz'da da izledim, haber verdiğin için çoook teşekkürler. Saat için üzülmemeye çalışıyorum ama alışkanlıkişte, sabahları kalkınca gözüm onu arıyor.

Denizanası, hahaha! Barın sahibi körmüymüş? Haydi Lost izlemedin, haydi haberleri de izlemedin, neden ilgi gördüğünü göremiyor musun?

Loungetime,haziran başı taşınıyoruz, az kaldı. İki ayağım bir pabuca girdi. Evet, dizi konusunda sana katılıyorum. Buluğ çağı olaylarını da en kısa zamanda yazacağım :)

Ayşe,evet ben de öyle düşünüyorum artık sat için. Yenisinin zamanı gelmiş, onun miladı dolmuş. Bu arada yazdıklarına şaşırdım, bunları deneyimleyen birilerini birinci ağızdan ilk kez duy dum sizlerden.Nasıl oluyor, nasıl nasıl? Bir de Berk'i transa geçince izlemedim zapladım, çok tırstım, evde de yanlızım zaten.

Böğürtlengözün annesi, kader arkadaşı :) Ben de yanlızdım ve ben de o sırada zapladım, ve o gece bir kaç tane ışığı daha açarak uyudum :)Evet Tnt de başlamış, Digitürk'de 4. sezona devam ediyormuş. Yine alışacağız ve bekleme süresine gireceğiz, off!

Hayatta Giderken dedi ki...

Sevgili Aslı bir şey kaybettiğimde kaybettiğim ne olursa olsun benim için çok önemli durur, uzun bir süre arar durur, kaybolmadan önce en son nerede bıraktığımı veya en son nerede gördüğümü hayel eder durur, bir kısır döngü yaşar giderim.
Fenomen bizim evde de izlendi, oğlum ve eşim uzun süre bozuk saat temin etmeye çalıştılar, bizde oğluşun saatini kullanık ama ne saat çalıştı, ne de kaşık uçtu :)))

Unknown dedi ki...

Saatine üzüldüm neyse canlar sağol değilmi?-arabada bağırarak şarkı söylemek şahane bir şey ama çok gaza gelmeden...:))
Bu lost çılgınlığına bir türlü tanık olamadım bende yok bu tnt ne yapacak bilmiyorum merakta ediyorum...

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Televizyonun üzerine kaşık koyunca uçacak mıydı? Saat niye çalışsındı ki? Valla ben seyredemedim, kaçırdım.

Ben de zeka pırıltısından yoksun bir kişilik olarak, özellikle son birkaç bölümü yerlerde seyrediyorum. Gülse iyice aştı.

İbo'ya don atıyorlardı, buna direkt teklif götürmüşler. E maşallah. Yalnız adama da maşallah demeden geçmeyelim.:)

Sevgiyle...

Cem Akkılıç dedi ki...

AÇLIK KAMPANYASI

Blogunuz çok güzel ve başarılı tebrik ederim.Yazılarınızı takip etmeye çalışıyorum.Şimdi izin verirseniz dikkatinizi insani bir göreve çekmek istiyorum.
Gelin blogunuza bir kampanya ekleyelim.Ben bu duyuruyu yapalı bir aydan fazla zaman oldu ve katılım çok yüksek.

Dünyada her 3 saniyede bir insan ölüyor açlıktan ve bunların büyük çoğunluğu henüz çocuk.Artık onlar için bir kampanya var!Tamamen ücretsiz!

Sizde bu kampanyayı yayınlayarak hem ziyaretçilerinizi arttırın hemde faydalı işlerinize önemli bir halka ekleyin.

Bu kampanya nedir?

Birleşmiş Milletlerin Açlık Sitesine Girin.

Orada Göreceğiniz Sarı Düğmeye Tıklayın.Dünyanın Herhangi bir Yerinde Aç Bir insan Yiyecek Alıyor. Size Hiçbir Maliyeti Yok, Yiyeceğin Parası Reklam Logolarını Görmeniz ile Reklam Yapan Sponsorlar Tarafından Ödeniyor,Tüm Yapacağınız Bu Siteye Girmek ve Yiyecek Bağışla Help Feed The Hungry) Düğmesine TIKLAMAK. Bir Saniye Sürüyor, Günde Sadece Bir Kere Bağışta Bulunabiliyorsunuz.İşte bu kadar kolay!

Nasıl yayınlayacaksınız?

Sitenin linkini aşagıda yazdığım bloglarımdan edinebilirsiniz ya da kolaylık olması için
cagdasdrama@gmail.com adresimden gereken HTML dosyasını gönderebilirim.Bir mail atmanız yeterli.(Yorum kısımlarından HTML dosyaları teknik olarak yollanmıyor çünkü)

Not: Kampanyayı yayınlayan siteleri kendi blogum da Onuncuköy de asiller listesi adı altında yayınlamaktayım.Burada ki amaç katılımcıların çokluğunu gösterebilmek.Siz de kampanyayı yayınladığınız taktirda lütfen cagdasdrama@gmail.com adresime web sayfanızın linkini içeren mailinizi yollayın ve listede adınız yer alsın.

Cem Akkılıç

Kampanya detayları için;

Onuncuköy
http://cemologyonuncukoy.blogspot.com/2008/03/alik-kampanyasi.html

Kampanyayı blogunda yayınlayan ASİLLER Listesi

http://cemologyonuncukoy.blogspot.com/2008/03/alik-kampanyasi-ve-asiller-listesi.html


Önemli not:Kampanyayı yayınlamak isterseniz kolaylık olsun diye HTML dosyasını gönderebilirim.Tamamen size kalmış bir durum.

Tanya's dedi ki...

Aslıcım,

Saate üzülme...giden eşyaların zamanı gelmiştir..seninle işi bitmiştir..yenisi gelecektir:))

Uriyi ben kaçırdım yahu..

Sevgiliyle kavuşma zamanı ne zaman? Vede o servisin adresini bana da versene..1 lira yahu..

Aslı Cin dedi ki...

Hayatta giderken, al bizden de o kadar. Sonradan çalışmayan iyi bir saat buldum evde, bakalım belki bu hafta yeniden deneriz :)

Elçin, bilemiyorum, ben çok seviyorum diziyi, eğer maceradan hoşlanan bir meraklı olarak nitelendiriyorsan kendini, sevmemene imkan yok.( Nasıl tanım ama?)

Fikriminincegülü, hey maiallah diyorum hatta ben :)

Cem, yayınlayacağım, ama o zamana kadar buradan da okunacağına inanıyorum, hepimiz destek vermeliyiz.

Tanya, ben de öyle düşünüyorum zaten. Keramet serviste değil, markada :)))