Nisan 15, 2008

VAH VAH VAH !

Evet bu da oldu. Bu kitapların çıkışının kadınların mahalle baskılarından muzdarip olmaya başladığı günlere denk gelmesi acaba bir tesadüf mü? Geçtiğimiz günlerde şurada da "Kadın dövmenin faydaları" isimli kitaptan bahsetmiştim. Evet gerçekten de o isimde bir kitap var. Evet adam gayet ciddi oturup kadın dövmenin faydalarını sıralamış. Çok faydalıymış, hiç sormayın, biz cahil cühelaları aydınlatmış.

Yukarıda gördüğünüz de bir kitap kapağı. Ben ciddiye almıyor, birinin dalga geçmek için yazdığı bir kitaptır olsa olsa diyorum. Ama yazar yazdıklarına ve söylediklerine bakılırsa kendini bu konuda çok ciddiye alıyor belli ki. İşin garibi, kitap sitelerinde yazarı destekleyen yorumların yer alması. Söylediği şeylerden dolayı, ona bu konuda itiraz edeceğine Aysun'a açtığı yerlerle laf eden zihniyetten beklerim zaten, ne olacaktı ki?

Yazdıklarına ithafen ben de şöyle mi demeliyim?

Evet, kadınlar şeytandır. Bütün savaşları çıkaran, savaş suçları işleyenler onlardır. Trafikte erkekleri sıkıştırırlar. Kalabalıkta erkeklerin popolarını çimdikler, o da olmazsa mutlaka ama mutlaka laf atarlar. Erkeklerin sadece kendilerine ait olmasını isterler. Evde otursun, çocuklarına baksın, eve gelince dır dır etmesin, kadını mutlu etsin, yatakta hoş tutsun. Kadınlar erkeklerden daha çok maaş almak isterler, öyle kariyer edinen erkekleri sevmezler, hele erkek amiri hiç. Kadınlar çıplak erkek fotoğrafları görmeye bayılırlar, o sebeple bütün gazetelerin arka sayfalarında çıplak erkekler vardır. Ama kendi kocaları, abileri, babaları namuslu olmalıdır. Gerekirse kadınlar namusları için erkekleri dövebilir, hatta öldürebilir. Ah ah o kadınlar yok mu? Bütün erkeklere tecavüzü kendilerine hak görürler, ne de olsa erkekler savunmasızdır. Zaten o sebeple erkekler için mor çatı sığınma evleri açılmıştır. Tabii buna destek vermek istemeyen meclisteki kadın çoğunluk destek için hiç bir şey yapmaz. Erkek çocuklar için baba beni okula gönder kampanyaları düzenlenir, çünkü erkek çocuklar okutulmaz, başlık parasına daha yeni adet görmeye başladıkları dönemde satılırlar. Artık onların nefes aldıkları her an için tek amaçları kız çocuklar doğurmaktır. Kadınlar ise o sırada kahvehane ve birahanelerde pineklemekle meşguldür.

Yılbaşında Taksim'deki tacizlerde, Kanadalı bisikletçinin Türkiye sınırından geçer geçmez tecavüze uğramasında ve gelinlikli barış elçisinin saldırıya uğradıktan sonra şiddet gördükten sonra öldürülmesinde de tüm suç kadınlardaydı zaten.

Asıl konumuza gelelim. Bir blogger arkadaşımız, Handan, Pippa Bacca için bir taziye yürüyüşü düzenlemeyi düşünüyor. Bu çok ses getirecek, hoş bir eylem olacaktır. Sadece Bacca ailesi ve sevenleri için değil, Tğrkiye'de her gün yaşanan benzer dramlara dikkat çekmek için de. Arabesk filmindeki gelinlikli sahnenin bir Türkiye gerçeği olmaması için her şeyden önce.

Ben malum sebeplerden katılamayacak olsam da şartlar farklı olsaydı bir dakika bile terddüt etmezdim katılmak için. Keşke en azından bir yazar, bir fotoğrafçı da katılsa da bu eyleme, her anını yaşasak, görsek.


Mor çatı sığınma evleri için desteğimizi esirgemeyelim. Unutmamalıyız ki, şiddet ve tecavüz kadın haklarının ihlal edilmesinin çok olağan karşılandığı ülkemizde tahmin edemeyeceğimiz boyutlarda. Bunları görmüyor oluşumuz var olmadıkları anlamına gelmiyor.

Ve son olarak, Yeni Taç reklamını da kınıyorum.( Kınamak ne işe yarıyorsa ? ) Olsun ben yine de, evimde mutluyum ben diyerek kadınları adeta evlerinin bir parçası gibi gösteren bu reklamı son derece gereksiz buldum. Nedir bu yani? Bizi mutlu eden şeyler, perdeler, nevresimler ve kokladığımız havlular mı? Aman pek mutlu olduk.

6 yorum:

Binnur A. Ö. dedi ki...

seninle ben bir feminist dergi kuralım aslı. ikimiz de bu konuda susmak bilmiyoruz, susturulamıyoruz.bir ise yarayacak mı peki? evet yarayacak. en azından evlatlarımız da bu dusuncede insanlar olacak...

Handan dedi ki...

sibel hanım, basın açıklamamızın linkini yolluyorum. selamlar, sevgiler.

http://handannkaleminden-handan.blogspot.com/2008/04/utanyoruz.html

ERDIL dedi ki...

KESKE KADIN OLABİLSEYDİM...
Böyle gelmiş böyle gider zihniyeti; temel çivisi ile tutturulmuşsa.
Yazmam,çizmem,birey olarak bir şeyleri değiştiririm.
Son, esefle yaşadığımız olayı kınadık.Yazdık çizdik.Hatta proteste için yürüyüş bile yapmaya kalkıyoruz.
Keşke kadın olsaydım dedim kendi kendime.
Giyerdim gelinliği yola koyulurdum.
Ortada yarım kalmış bir görev vardı; onun uğrana verilen bir can.
En büyük saygı unutuldu gitti.
Hiç olmazsa bir şehirden bir şehire taşınabilseydi o gelinlik.
Türkiye'nin sınırlarına kadar.
O zaman uğrana can verilen bir görevi tamamlamış olabilirdik.
O zaman aklanabilirdik.
Keşke kadın olabilseydim.
Saygılarla.

Unknown dedi ki...

Boşversene aslıcım,başta bahsettiğin kitabın yazarını uzaktan tanıyorum,kadınlardan dersini çok iyi almış biri o ,o yüzden atıp tutuyor...

JTB (JourneyToBlue) dedi ki...

hay ağzına sağlık aslı:)

Aslı Cin dedi ki...

Binnur'cuğum radikal bir feminist değilim ama liberal bir feminist olur mu bilmem? :))) Ben varım.

Handan, teşekkürler gelişmeleri bekliyoruz.

Erdil bey, Handan arkadaşımız o konuda da organizasyon yapmaya çalışıyor.

Elçin, tahmin etmiştim :)))

Dilayra, sapol senin de :)