"Ayakkabılar benim çocuklarım" demişti, pek sevmiştim bu sözü.
Herneyse nereden nereye.
Bir nevi Bree gibi günler önceden hazırlanarak gittiğim ve oğluşu hazırladığım okul görüşmemiz iyi geçti. Ve şaşırtıcı bir şekilde bir kaç günde kabul haberimiz geldi.
Bu okulun methini duydum, bunu düşünerek belli bir muhitte ev istedim. Okula yürüyerek gidip gelebileceğiz.
Gerçi her şey Kerem'e bağlıydı. İlk günlerdeki huzursuzluğu olsa kucağımda surat asar inmezdi ama neyse ki biraz alışmaya başladı buraya. Öğretmen pozitifti. Okulda harika oyuncaklar vardı. Öğrenci azdı. Ben elimden geldiğince sohbet ettim öğretmenlerle. Tabii karı koca dil bilmemiz çok etkili oldu. Çünkü dil bilmeyen ebeveynlerin görüşmelerini erteleyip duruyorlar, evde konuşulursa destekleyeceğimizi düşünüyorlar.
Bir kere daha iyi ki dil biliyorum dedim. Bir kere daha keşke zamanında başladığım diğer dilleri maymun iştahlılık yapıp bırakmasaydım dedim. Gerçekten de kaç dil bilirsen o kadar çoğalıyorsun.
Gerçi hala geç değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder