Kasım 02, 2009

Frankeştayn aşılar

Yılmaz Özdil'in pazar günü yayınlanan " Frankeştayn" yazısını mutlaka ama mutlaka okumanızı rica ediyorum.

Dünden beri inceliyorum gazeteleri. TV ye bakıyorum. Yok yok yok. Şöyle bir geçiştiriyorlar haberi.

Oysa o kadar dehşet verici ki.

Buna imza atanlara soruyorum.

Vicdanınız rahat mı?

Nasıl izin verirsiniz böyle bir şeye. Haydi diyelim ki zararı yok. Diyelim ki ona inandırıldınız. Ya da inanmak istiyorsunuz.

Peki ya “Etiketlere genetiği değiştirilmiş organizma içermez yazılamaz!”

da ne demek oluyor. Madem öyle dürüstçe bu işi yapanları öğrenmemizi neden engelliyorsunuz? Bileyim o zaman hangisinde var hangisinde yok onu alayım, tam tersine yazmaları zorunlu olsun !

Sonra da benden sağlık bakanlığına güvenip aşı olmamamı bekliyorsunuz. Güvenim sarsılmış bir kere. Nasıl olurum ?

Hele ki sağlık bakanı, aşıyı ilk alan ülkelerden biriyiz diye açıkladı ya, ben o an vazgeçtim olmaktan.

Her işte sonunculuğa oynayan biz, neden acaba aşı da ilk sıradayız?

Yıllar önce Hepatit B aşısı ilk çıktığında aşı olanların 20 yıl sonra Ms hastalığına yakalanmaları gibi bir şey olmayacağı ne malum? Biz 3. dünya ülkesi muamelesi görenlere farklı aşı gönderilmediği ne malum? Aşı yaptırın diyenlerin kendilerinin aşının içeriğini ve risklerini bilerek yaptıracakları ne malum?

Tanıdığım her doktora, tanıdıkların tanıdıklarına soruyor, sordurtuyorum. Hiç bir doktor kendisine veya ailesine yaptırtmıyor.

Geriliyorum.

Korkuyorum.

Güvenemiyorum.

Güvensizliğime bir tuğla da bu kararınızla koydunuz, kafa karışıklığıma verdiğiniz katkılardan dolayı teessüflerimi iletirim. Umarım bu yasayla çoğalacak genetiği oynanmış şeyleri yememiz ileride genetiği oynanmış nesiller dünyaya getirmemize sebep olmaz.

Vebali ağır olur...

6 yorum:

Haydins dedi ki...

Linkte bir bozukluk var yazı açılmıyor..
Bende gazeteden okudum,sessizce arada derede attılar imzaları kimselere danışmadan sormadan birilerinin cebi dolsun diye bizim geleceğimizle oynamaktan utanmıyorlar..Türkiye'yi dışarıya bağımlı yapmak için uğraşıp duruyorlar..Avrupa birliği ülkeleri kesinlikle yasaklarken biz ABD'ye yaranmak adına ve tabi rant sağlamak adına tabi getirin genetiği oynanmış gıdalar tam bize göre diyoruz!!

Aslı Cin dedi ki...

Hemen linki düzelteyim.

Hoş, organik tarım hala çok az bizde, bir de tabii dışarıdan topraklarımıza gömmek üzere çöp satın aldığımızda düşünülürse zaten şansımız az.

Ama ben hala buna karşı itiraz edilmemesine inanamıyorum, uyuyor mu insanlar?

defne dedi ki...

ah ahh...

asli koyuncuoğlu dedi ki...

Kanun henüz tasarı aşamasındayken Okan Bayülgen Sade Vatandaş adlı programında bu konuya değinmişti.Bir çiftçi,bir profesördü kunukları hatırlayabildiğim kadarıyla.Onun dışında medyada kimse kanunlaşmadan önce konuyu yazmadı.Suya sabuna dokunmadan saçma-sapan yarışma programlarıyla milleti uyutarak amaçlarına ulaştılar.İnsanların çoğu olayın farkında dahi değil.Mucizevi bir ürünmüş gibi saldıracaklar GDO meyve-sebzelere.Ben mis kokulu gerçek domates yemek istiyorum.Birileri dünya tarım pazarına hakim olacak diye sağlığımda bu şekilde oynanmasına karşıyım.
Kşme kızayım?İnsanları uyutan medyaya mı?Kanunu yapan politikacılara mı?Sorgu sualsiz bu ürünleri tüketecek cahil halka mı?

Sudiş dedi ki...

Organik tarım az fakat etkilenmeyen toprağımız çok... Ancak tohum işi zaten en öenmlisi ve onda da bildiğim kadarıyla tamamen dışa bağımlıyız, balıkların yumurtaları, domatesin, pamuğun, mısırın her şeyin tohumu yurt dışından. Ben Aydın'da oturuyorum, 2 hafta önce Almanya'da iken Amerika'dan bir müşterimizle görüşüyordum, kendisi Ermeni, çoğu vatandaşımızdan daha güzel konuşuyor, bak dedi sizin oralarda hamsiyi al toprağa dik, hamsi fışkırır toprağınızdan, böyle bereketlidir oraları dedi... Kaç senedir farklı farklı isimlerle pamuk, mısır tohumları deneniyor bizim buradaki topraklarda, çiftçiler de iyi bir şey sanıyor, oysa buranın Sobuca köyünün pamuk lifi dünyada birinci seçilmiş lif uzunluğu açısındna, tekstil bakımından nasıl bir avantajı olduğunu siz daha iyi bilirsiniz, şimdi mi? Sobuca'da sırf Amerikan tohumundan pamuk var şimdi...
Sevgiler...

Aslı Cin dedi ki...

Defne sorma...

Adaş bilmiyordum onu. Ama bir şeyler yapmalıyız.

Sudiş, çok teşekkürler, çok bilgilendirici oldu yazdıkların. Utanç verici tüm bu olan bitenler, buraya yazacağım çok şey var ama post olarak ekleyeceğim.