Aralık 21, 2009

Benim adım...



Avatar'ı izlemek istiyorum. Meraktayım. Bakalım herkesin söylediği kadar büyüleyici mi. Bir yandan da herkesin yerden yere vurduğu Yedi kocalı Hürmüz'e gitmek istiyorum. Gülmeye ihtiyacım var biraz, biraz da uzaklaşmaya.

Geçen günlerde okula çağırdılar bizim sınıfın velilerini. Branş dersleri için etkinliklere katılmak üzere. Diğer annelerle birlikte çocuklarımızın gördüğü derslere girdik. Ritm dersinde eğlendik, dans dersinde çok güldük, spor aktivitelerinde onların oynadığı oyunları oynadık, yabancı dillerde herkes farklı şeyler bildiği için çuvalladık, ama el işinde ortaya harika şeyler çıkardık. Akşamüzeri snack time, bize göre çay saati olarak düzenlendi ama öğretmenler için diğer okul günlerinden tek farkı bu değildi sanırım. Onları bayağı yorduk, güldürdük ve terlettik. Bizim için ise diğer annelerle tanışmak, hatta tanışmak ne demek kaynaşmak için iyi bir fırsattı. O kadar uzun zamandır böylesine gülmemiştim, bir kaç saat de olsa iyi geldi.

Yarın yine evin işlerine koşturacağım. Yeni ev soğuk olur diye halısavar bendeniz küçük odaya da halı aldım dün, sırada oğluşun odası var ve benim halı konusunda beni deli eden bir renk, desen titizliğim var. Bu da beni çok zorluyor. Çok beğenmesem de beğenilerime en yakın olanlarını alıyorum. Sonra da acaba şunu mu alsaydım, yoksa bunun daha farklısını da bulabilir miydim diye kendimi yiyorum. Ne zaman kararsız kalsam seçimlerim berbat oluyor zaten. Bu zamanlarda eşimin klasik erkek içgüdüsü ile hareket etmesi durumu kurtarıyor ki, o da mağazaya girip, benim seçtiklerime bakıp, işte bu diyerek 3 dakika içinde mağazadan çıkmak oluyor. Bana kalsa 3 saatimizi orada geçiririz.

Perdelerde çizgilere, halılarda puan veya daire desenlerine gidiyor ellerim. Heryerde karşıma çıkmayacak, farklı ve sade bir şey bulmak zor oluyor tabii.

Bu arada perdeleri taktım şimdilik, ütüleri mahvolmuş ama ayak altından kalktılar.

Yarın oğluşun odasının montajı var, kaplamacıdan gelen koltukları açacağım, yaptırdığım pufun taşlarını söktürüp Bülent Ersoy'un evine yakışacak o görüntüden bir an önce kurtulacağım, kendi kumaşından düğme takmak varken neden acaba kendilerine yaptıkları bu eziyet? O taşlara para da vermiştir şimdi adamcağızlar.

Tabii bir de evin halihazırda eksiği gediği yamuğu var düzeltilecek, ustalarla didişmeye devam.

UPS'in kaybettikleri parçayı 2. hafta biterken hala telafi etmediklerini söylemiş miydim acaba?

Bir ara gidip duvarları da deldirmeliyim, asılacak o kadar çok şey var ki!

Doğalgazcı amca'yı da bir yakalarsam !!!

Dip sos:

Bu beni anlatıyor bu aralar...

Hiç yorum yok: