Şubat 20, 2010

Çekilmez Hint kumaşı

İnsanın özeleştiri yapması iyi bir şey. Bu eleştiriye göre bir şeyleri düzeltebiliyorsa ne ala. Gelen her yeni yaş da destek veriyor bir taraftan.

Bugün bir arkadaşım sen de bazen huysuz olabiliyorsun dedi. Hatta çok huysuz. bize yapmıyorsun bunu ama çok yakınlarına yapıyordun. Zamanla çok değiştin.

Utanç verici aslında. Çünkü ben de flört ettiğimiz zamanlarda şimdilerde eşim olan bay sabır küpüne yaptığım huysuzlukları hatırladım o zaman.

Evliliğimizin ilk yıllarında da az çektirmedim itiraf ediyorum. Ama zamanla herşey birbirine uyum sağlıyor, ben de ona benzemeye başladım sanki.

Ben kendimi bilmez miyim?

Bazen oğlumla iki küçük çocuk - ki kendisi sadece bu sıfatı taşıyor olmalıydı- gibi inatlaşırken buluyorum kendimi. Küçükken anneme inadımla az çektirmemişim, şimdi oğluma ne diyebilirim ki?

Tabii bir de asabiyetim. Doğumda sinirlerimi de almışlardı neredeyse. Ofis hayatından uzaklaşınca da daha dingin oldum. Şimdilerde dayanamadığım tek şey oğlumla alakalı şeyler. Yemek konusu beni hala deli edebiliyor. Ama ah o kokusu yok mu, sarıldığım an en baba sakinleştirici oluyor.

Başka??? Hmmm, Bir de yerimde duramama sorunum var. Telefonda konuşurken bile dolaşıyorum. Her işimi bitirmeden oturamıyorum, hoş bitirdiğimde de bir şey bulabilmeliyim. Totonun üzerine oturmak yok! Tezcanlıyım ayrıca. Bir iş beklerse beni rahatsız ediyor. Önümü görmek istemem yok mu? Herşeyin çizgilerini netleştireceğim kafamda. O da insanları deli ediyor olmalı. Biri söz verdiğinde sözünü tutsun istiyorum. İnsanlarda güleryüze çok önem veriyorum. Kimi konularda herkes benim gibi düşünceli ve duyarlı davransın istiyorum. Davranmazlarsa kırılıyorum, yine de sineye çekiyorum. Dağınıklığa tahammülüm yok. Herkesi iyiniyetli sanıyorum. Haksızlığa dayanamıyorum, boş yere canımı sıkıyorum. Düzeltemeyeceğim şeyler için üzülüyorum. Maymun iştahlıyım biraz da.

Ya yazdıklarımı şöyle bir okudum da, pek de eğlenceli değilmişim.

Ama büyüyorum. Oğlumla birlikte, daha da çok ve çabuk büyüyorum.Bütün bu huylarımın çoğunu körelttim, hala da çalışıyorum.

Kendimi eleştirdikten sonra "Kim çeker bu kızı" diye düşünüyorum. Ama sanırım, burada kendimi övecek halim yok ya, daha iyi bir şeyler var bende ki, bu kadar beni seven eşim dostum var. Deli değil ya bunlar?

İnsanlar nasıl da bulunmaz hint kumaşı oldukları yönünde yazarlar, çizerler, ballandırırlar ya.

Ben değilim.

Söyleyeyim dedim...

www.aslicin.blogspot.com

2 yorum:

emel dedi ki...

aslı seni okudukça nasıl olur da bu kız beni bu kadar iyi anlatabilir diye düşünmeden edemedim ama ''yazdıklarımı okudum da pek de eğlenceli değilmişim'' kısmına gelince koptum. yani şimdi ben sıkıcı mı oluyorum?:)
yaa bir de evliliğimin 3. yılını yaşıyorum ama hala canım eşime çektiriyorum, zaman geçtikçe normale döner miyim acaba yoksa can çıkmadan huy çıkmaz mı? bak yazın düşündürdü şimdi beni:)

Aslı Cin dedi ki...

Hahahaaa ! Yok canım , ben sadece kendi yazdıklarımı okuyunca kendimden korktum, eğlenceli olabiliraz hala . Yok yok, hayat törpülüyor diyorum ya, biraz zaman, biraz empati, ama en çok da çocuk değiştiriyor galiba. :)