Ocak 09, 2012

Hayranlık

Bugüne kadar kimseye derin bir hayranlık duymadım.

Kabul ediyorum, şunun için çok yakışıklı, bunun için Allah için çok güzel bir kadın dediğim zamanlar oldu. Kiminin mutfaktaki yeteneğini övdüm, kiminin kariyeri beni şaşırttı. Zeki ve sanatsal yönleri gelişmiş insanları takdir ettim her zaman.

Ama hayranlık?

Hayır.

Taa ki anne olana kadar.

Ki ben öyle oğluna körü körüne aşık annelerden değilim.

Çirkin olduğu zamanlarda çirkin ama sevimli demeyi bildim. Şimdi yakışıklı dönemlerinde ama bluğ çağı ne gösterir bilmem.

Akıllı uslu durduğu zamanlar kadar zor zamanları da oldu, en çok ben eleştirdim onu yüzüne karşı olmasa da.

Ama gel gör ki zekasına hiç bir zaman söyleyecek şey bulamadım.

Her geçen gün de daha çok hayran oluyorum.

Evde benim çözemediğim her şeye pretik zekasıyla çözüm getirmesi, farklı bakış açılarıyla bakması, yaptığı her şeye estetik ya da mantıklı bir şeyler katması, ödevlerindeki sorumluluk duygusu, adaletli davranışları, doğru olanı yapmaktaki ısrarı, eski inadını akılcı çözümleri ile kendi kendine yenmesi ve öğle tatillerinde oynamak için her gün okula satranç çantasını taşıması, diğer sınıf arkadaşlarına da bu konuda örnek olması beni sınavlardan getirdiği yanlışsız sonuçlar kadar mutlu ediyor.

Öğretmeni onunla gurur duyduğunu belirten cümleler sarfettikçe dah da mutlu oluyorum.  

Her geçen gün söylediği şeylere hayran oluyorum.

Buna rağmen büyük hayallerim var mı?

Yok !

Aman oğlum şu olsun bu olsun demiyorum.

Ünv bitirsin ister pizzacı olsun, ister çocukluk hayalindeki gibi oyuncakçı dükkanı açsın.

Sanatçı, sporcu ya da gezgin olursa ne ala !

Bir ofise tıkılmasın isterim sadece,

aman o pek fena...

Zira hayramlık duyulacak bir zeka bırakmıyor insanda...

4 yorum:

Nazpek dedi ki...

Merhaba
Ofis kısmına aynen katılıyorum

Fatma dedi ki...

Aslı, ne güzel anlatmışsın, yavrulara hayranlık duymamak mümkün mü ki hepsi birer nakış gibi, Allah onlara sağlık mutluluk versin hep. Biz anneler hep daha iyisini istiyoruz çocuklarımız için yani mutlu olacakları bir yaşamı hayal ediyoruz, mutlu olsunlar. Ofise tıkılmaması konusuna gelince katılıyorum sana, işte o çok fena, hep sevdikleri işleri, uğraşları olur inşallah.

asmabahce dedi ki...

Bir ofise tikilarak ne yaratici olunabilir, ne biseyler uretilebilir. Oyle oldugunu iddia edenler kendilerini kandirmasinlar. Umarim hayallerinizin otesine gecer ve en onemlisi mutlu olur:)

Aslı Cin dedi ki...

Ofis kısmında hemfikiriz, doğru bir dilek demek ki .)