Kasım 21, 2013

Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini olan Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlar

Merhaba

diyorum.

Meeeeerrrrhabaaaaa ! diyor ağzını yayarak, başını havaya kaldırmış gözlerinin ucuyla bana bakan ve elini gevşekçe şöyle bir uzatan kadın.

Benim arkadaş çevremde böyle insanlar olmadığı için haliyle afallıyorum.

Tabii her gün Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlarla tanışmıyorum.

Gözlerim pörtlemiş ilk şaşkınlığımı atıyorum ama alışmam lazım buna.

Zira benden yaklaşık 10 yaş genç Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlar var etrafta. Bizden sonraki nesil bu ! Alınmaca gücenmece yok sevgili evhanımı arkadaşlarım ama bu Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlar genellikle titr olarak bilmemkimin eşi, bilmemkiminilerin annesi olarak tanıştırıyorlar kendilerini. Ve çoğunlukla da bu Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanım görünümlerine sevgili bilmemkim kocaları sayesinde kavuşuyorlar, genellikle daha önce bir çalışma hayatları olmamış, bu nedenle de elaleme karışma uzmanlığında ilerlemiş oluyorlar ki, bu da çekiciliklerine çekicilik katıyor.

Yalan mı?

Küçük yerlerde yaşayanlar daha iyi bilir

Uzun zamandır biz de İstanbul'un merkezine 1 saat uzaklıkta küçük bir yerde yaşıyoruz. O sebeple malum olacağı gibi buraların sosyete !!! sine ( bknz: küçük yerler sosyetesi nasıl olunur ) de büyük şehir sosyetesinden daha vakıf oluyoruz. Velhasıl bu Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlarla aynı yerlerde rast gelmemiz olası zira gidilecek aklı başında mekan da pek az oluyor.

Bu mekanlarda da giyim kuşam, kültür ve hitap şekillerine olduğu kadar, dekorasyon, alışveriş, okul ve bilimum konudaki burun kıvırma sanatları, her konuda kesebildikleri ahkamları, tam bir elalem  sıfatı ile onun bunun dedikodusuna yaptıkları erdemli yorumlar, ve benim yarı yaşıma sığdırdıkları şahane tecrübelerine olan hayranlığım katlanarak çoğalırken, iyi ki bu okulları okumuş, iyi ki bu sevdiğim işimde ilerlemiş, iyi ki okumuş, seyahat etmekle ya da iki dil öğreneyim diye gayret etmekle geçirmişim zamanımı diyorum, nitekim zamanımı bu pek muhterem Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini olan Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanımlarla geçirseydim , ezilir büzülür yok olur giderdim.

Zor iş yeni nesil sosyetik Queen Elisabeth'in yeğeni, aynı zamanda Koç ailesinin gelini olan Hürrem Sultan' ın beşinci kuşak akrabası olan hanım olmak.

Ama kimi arkadaşlarımı çok iyi anlıyorum, daha zor olanı bu hanımlarla orada burada birlikte yaşamak, katlanmak...

Bir de iş hayatına zor derler.

Peh !!!

...

Küçük yerler sosyetesi nasıl olunur?

- İlk şart dış görünümün elverişli hale gelmesidir. Mümkünse o civardan alışveriş edilmez ama mecbur kalınırsa belli başlı bir iki butik ziyaret edilir. Belli başlı kuaförlere gidilir. Belli başlı yerlerde yenir. Diğer yerlere burun kıvırılır.

- Çocuklarının gittiği okul en iyisidir. Sizinkine b.k atılır. Bir sonraki yıl sizinkinin okuluna kayıt ettirdiklerinde diğer okullara b.k atılır. Çocuklar için açılan her türlü etkinliğe çocuk hemen yazdırılır, mental matematik, dershane, etüd, drama ve bilimum açılan atraksiyonla süpersonik - ki aksi düşünülemez- çocuklar ortaya çıkar. Çocuk şımartıldıkça, ay canıııım bak özgüveni çok yüksek bizimkiniiiiin denir. Katılmayanlara burun kıvırılır.

-Ennn yeni, ennn büyükü ennn lüks sitede ev alınır, ama o da beğenilmez, zira orada onlara yakışır, onların oturabileceği, onların şanına yaraşır bir ev yapılmamıştır, muhtemelen de yapılamayacaktır. O sebeple herkesin evine burun kıvırılır.

-Kültürel faaliyet tiyatro, sinema ya da kitap kulübünden ziyade, eş ve iş arkadaşlarıyla yemek, konu komşu ile dedikodu eşliğinde kahve, yardım kuruluşu adı altında çay kıvamındadır. Eller havaya da olabilir arada sırada. Ama ona da hem gidilir, hem burun kıvırlır.

-Herkes bir alemdir. Kimse kimseye , Anacığım sen onu bunu beğenmiyorsun ama daha dün senin emmi şu 3 blok diktirdiğiniz yerde çapa yapıyordu, ne zaman geçtin sen traktörden Jeep'e  ya da Şekerim, daha dün benimle o hatunu çemkiriyordun, no'oldu dün de onunla beni çimdiklemişsiniz denmez. Bir mecliste her şey pek ala, çok cici, çok şeker, fevkaladenin fevkindedir.Herkes pek bir kibardır.

Bu yazı üzerine önerilen kitap: Moliere- Kibarlık budalası

Önerilen müzik: Athena : Tarlaya ektim soğan






8 yorum:

ruhdagı dedi ki...

Yazılarını özlemişim :)

oytunla hayat dedi ki...

ahahahaaaa :))
kahkahalarla okudum yazınızı. Doğru söz ne denir ;)

Aslı Cin dedi ki...

Ruhdağı, teşekkür ederim, yeniden yazmak çok iyi geliyor bana da

Aslı Cin dedi ki...

Merhaba, evet malesef var bu arkadaşlar :)

crystalsdreams dedi ki...

Aslıcım, ben de bu tarz insanlarda kaçmak için; bu çok bilmiş, ama aslında gayet yeni ve sadece konuların bir kısmını bilebilmiş, ama bir o kadar her konuda konuşma ve ahkam kesme cüreti olan kadınlardan, velilerden en uzak yerlere kaçabilmek için acaba şehir dışında bir köy kasaba bi yer mi bulup Dilayı da alıp gitsek ve orada yalın bir hayata başlasak mı diye düşünürken, senin bu tespitlerinle olayın oradaki boyutunu da gayet kavramış oldum!
Evet bu arkadaşlar her yerde var, küçük yerde tahmin ediyorum ki artık daha da göze batar şekilde var:) Allah yardımcın olsun cicim ne diyim:)

Aslı Cin dedi ki...

Crystalim, köy kasabada olmaz onlar, bize sorarsan biz de kacacagiz oralara, ama malesef küçük yer, büyük yer farketmiyor, dediğin gibi daha da göze batıyor ;)

AFunda dedi ki...

Çok özlemişim yazılarınızı çok. Eski bir dostla karşılaşmış gibi oldum. Gözlerim parladı. Sonra kahkahalarla okudum yazınızı. "Özlemişim" dedim kendi kendime.

Aslı Cin dedi ki...

Teşekkür ederim, ben de bunları duydukça daha çok yazmak istiyorum