Aralık 12, 2014

Yazar ne yazar ne yazamaz...



Döndüm diyorum.

Duyuruyorum herkese, döndüm yazıyorum yine, blogdayım buralardayım diye.

Sonra dalıyorum yine.

Kayboluyorum.

Oysa o kadar özlüyorum ki yazmayı. Okumaya bile zaman bulamıyorken yazabilmek ütopik geliyor. Kimi zamanlar haftalarca koşturuyorum. Sonra bir an durduğumda, ancak biraz kitap okuyor, bir film izliyorum. Arkadaki minik oda açılmamış boyalar, kenara atılmış şövale, bir köşede katlanmış kumaşlar, boynu bükük bir dikiş makinası, rengarenk iplikler, kesilip biçilmeyi bekleyen renkli keçeler, kumaş boyaları, okunacak kitaplar ve bilimum vakit ayrılmayı bekleyen hobi ile dolu iken evde bir gün geçirebilsem orayı toplayayım burayı düzenleyeyim derken tozlanmaya mahkum olacakları çok aşikar.

Oysa yazmak öyle mi?

Şimdi artık elimin altındaki alette kısayolu da kaydetmişken hiç bir bahanem kalmadı.

Yazmalı..

1 yorum:

Handan dedi ki...

Bekliyoruz:-)