Çalışan anne mi çalışmayan anne mi ?
Bu sorudan da sorunun cevabını aramaktan da sorunun cevabını bilip bilmeden bir holigan gibi savunanlardan da çok sıkıldım.
Tabii her iki tarafında kendine has zorlukları var, tabii canım sizinki de zor derken Aaaaa bir de baktım ben empati yapayım derken kimsenin halime sempati duyduğu yok !
Anne olmak zaten yeterince zor. Kadın olmak zaten zor ! Çalışmanın da kolay olduğunu söyleyemeyeceğim. Yani evlenip hele ki çocuk sahibi olarak işe gitmek öyle Ananın evinden işe gidip geldiğin günlere benzemiyor.
Bu konuda fikir beyan edebilmek için her ikisini de deneyimlemiş olmak gerekiyor değil mi ?
Tamam işte ben denedim !
Tabii ki çalışmayan anne dediğimizde bütün gün evinde boş boş zaman geçirildiğini kastetmiyoruz. Evde de işler bitmiyor, evde maaşsız yapılan iş, iş değil mi ? Eminim ev işi, yemek, ödemeler, çocukların ödevi, alışveriş, tamiratlar derken insanın hali kalmıyor.
Ama hiç düşündünüz mü, sizin bunları yaptığınız saatlerde bir iş yerine gidip mesai harcayan, orada çalışan, kafası bir dolu bedenen de yorulan, tüm gün işvereni için çalışmak zorunda olan kadınlar, sizin hafta içi yaptığınız sizi yoran bu işleri ne zaman yapıyor?
Akşamları ve haftasonları.
Yani sizin o çalışıp yorulduğunuz zamanlarda yapılan işleri yorgun argın gelip dinlenmesi gereken zamanlarda yapıyor.
Yani o işleri biz de yapıyoruz.
Biz de evi topluyoruz, temizliyoruz, yemek yapıyoruz, tamirata bakıyor ya da ayarlıyoruz, evin eksiklerini temin ediyoruz. Ütü,çamaşır, bulaşık, mutfak Sebastian da mı ? Hayır onlar da bizde. Çocuğun ödevi, eksiği, gediği de. Sizin hafta içi yaptığınız her şey ama (pardon kahve, gün, kahvaltı, gezme tozma dışında ) her şeyi biz de yapıyoruz.
Bir gün bir iş için biraz geç gidecektim şirkete. Şurada bir kahve içeyim dedim de hiç bir kafe de yer olmaz mı kardeşim ? Kocayı işe çocuğu okula göndermişsin arkadaş da saat 10 da kahvaltıya buluşmadan önce ne ara saçına fön çektirdin ? Ben yoluk tavuk gibi işten çıkıp eve gitmeden yarım saat bir kahve içebiliyorsam ya da arada bir akşam buluşup çocuk kurstayken 1 saat arkadaşlarla bir bira içebiliyorsam ve o esnada 5 dakikada bir saatime bakmıyorsam benden mutlusu yok.
Haftasonları siz çok yorulup çocuklarla dinlendiğiniz , ailece gezdiğiniz, ev işlerini pazartesi sabahı görüşmek üzere terkettiğiniz zamanlarda hafta içini işte geçiren anneler ev işi, yemek , ödemeler, çocukların ödevleri, alışveriş, tamiratlarla geçirip bir de sizin haftasonları yapabildiğiniz eş ve çocuklara zaman harcama lüksünüze kıyıdan köşeden sahip olmaya çalışıyorlar.
Sizin hafta içlerinde kuaföre gittikten sonra kahveye kahvaltıya gittiğiniz saatlere sahip olmayı dilemeyi çoktan bırakmış, kuaföre gidip ayda bir saçıma dip boya yaptırabilecek bir akşam ayarlamanın peşine düşmüş durumdayım.
Siz eğlenelim coşalım ya da hep beraber akşam yemek yiyelim diye haftasonu planları yaptığınız akşamlar ben evin işi, çocuğun kursu gibi görevlerimi tamamlamış kendimi koltuğa atıp uzanabilmenin derdindeyim.
Hafta içi avm lere gidip alışveriş yaptığınız sakin zamanları bulabilene aşkolsun malesef o işi haftasonları kalabalık bir güruh içinde panik atak geçirerek yapmalıyım.
İş çıkışı o trafikte resim dersi için istenen camı kestirmek üzere sanayilerde açık Camcı bulabilmek için veya işe gitmeden bankadaki işleri halletmek için, sabah ya da akşam kısıtlı zamanda her daim koştururken bir yandan hazır dışarıdayken daha halletmem gereken neler vardı düşünmek zorundayım.
Okulların tatil olduğu ama işyerlerinde mesainin devam ettiği zamanlarda sizler çocuklarınızı alır buluşurken ben çocuğumu neden gelmediğime dair ikna etme ve ben de başka zaman seni şuralara götüreceğim diye oyalama, tabii bu arada ona bakması için annemi çağırma telaşındayım.
Haftaiçi Veli toplantısına gittiğimde , fönünü çektirmiş rujunu sürmüş annelerin arasında aslında hasta olmadığımı sadece işten koşturarak çıktığımı ve yorgun olduğumu söylerken yönetime neden bu toplantılar haftasonları yapılmıyor diye çemkirmenin peşindeyim.
Çocuklar akşamüzeri eve gelince kurslara gidebiliyorken ben yalvar yakar en geç saatleri ayarlayıp ancak mesaim bitince eve gelirgelmez çocuğu alıp kurslarına yetiştirme peşindeyim.
Bir işe gidip gelmeyen biraz daha aktif anneler evde kalan zamanlarında şahane atraksiyonlar, sporla sanatla alakalı şeyler yaparken ben onlara bir gün sahip olmanın hayalini kurarak avunmaktayım.
Şikayetçi miyim?
Hayır. Her şeyi bir şekilde hallediyorum. Çalışmaya ara verdiğim kısa süre zarfında saat öğlene doğru 11 de evim toplanmış, şöyle bir temizlenmiş, kahvaltı Sofrası kaldırılıp Akşamın yemeği yapılmış, Çoktan spora gidip gelmiş oluyordum. Eee sonra ?
Çalıştığım için mutluyum. İşimi seviyorum. Evet çok ama çok yoruluyorum ama Tek şikayetim bunca yorgunluğu anlayamayan tuzu kuruların yorgunluk hikayeleri.
Masal dinlemek isteseydim elime bir kitap alırdım.
Tabii vakit bulabilirsem...
Dip not: Kendi başına bir kaç çocuk bakanlar sözüm meclisten dışarı, sizinki full mesai.
Dip sos: Artık benden daha çok yorulduğunu kabul edebileceğim tek anne tipi hem benden çok çalışıp, hem birden fazla çocuk büyütüp hem de herşeyi kendi başına sırtlanan kadınlar. Hatta kadının dibi Stephen Hawking 'in ilk eşi Jane Wilde 'dır. Theory of Everything'i izleyip utanalım kendimizden...
4 yorum:
Süper süper süper. Benim demek isteyip de diyemediklerimi çook güzel yazmışsınız, elinize sağlık.
İyi misiniz?
Çok güzel makale olmuş.
Tekstil - Textile - Tekstil Türkiye
Herkese merhaba. Uzun zaman sonra bloga girince çok eski yorumları bile ancak görebildim. Yorumlar için teşekkürler her şey yolunda
Yorum Gönder