Ağustos 30, 2020

Tanrı zar atmaz...

Tanrı zar atmaz...

-Albert Einstein

 Son zamanlarda, daha önce pek ilgilenmediğim konulara zaman ayırmaya başladım. Zaman ayırıyorum derken abartmış olmak istemem, bu konularda belli isimleri takibe alıp, biraz daha fazla haber ya da makale okumaya başladım diyelim. Henüz bir yere gitmiş, bir adım atmış ya da bir takım çalışmalara katılmış değilim. Zaten bu konular da dipsiz kuyu. Oysa benim bu konulara giriş dersimde sadece bir yıllık yoga çalışması, yıllar önce katıldığım bir nefes terapisi, bir kaç kişisel gelişim kitabı ve bu konularda bulduğum her yalan yanlış makaleyi okumak var. Okula başlamadan sınıfta kalmış gibi hissediyorum. Sanırım bunun en büyük sebebi duygusal olarak bu konulara ilgi duyduğum, kalben inandığım, ve hatta varlığını kimi zamanlarda adeta hissettiğim halde, mantığımın her daim dur Aslı bunlar tam bir saçmalık demesi. 


Oysa ben değil miyim yıllarca her fırsatta İzmir’e dönmeyi dileyen? Hayal ettiğim her şey öyle ya da böyle gerçekleşmedi mi ? Hatta malesef bazen aklımdan geçen tatsız endişelerin bile gerçekleştiğini görmedim mi ? Çok şanslıyım derken bir kaç terslik üzerine ah tam bir Murphy oldum der demez her şeyin ters gitmeye başlamasına ne demeli ? Evet düşünce gücünden bahsediyorum. Ben buna inanıyorum, sanırım bir tek bunun saçmalık olduğuna inanmıyorum. Mantığım bile benim aklım yatıyor diyor


du... Diyordu. Ta ki geçtiğimiz günlerde bu konuların içine benden fersah fersah fazlasıyla girmiş bir arkadaşım, biz bu dünyaya yaşayacağımız her şeyi bilerek, görerek sınavımızı vermeye dünyaya geliyoruz diyene kadar.


Olabilir mi böyle bir şey ? Neden olmasın diye sordu. Peki ya kader bu mu ? Kaderi yaşıyorsak neden seçimlerimiz için günaha ya da sevaba girdiğimizi düşünüyoruz? Her büyük seçimde farklı yollara giriyoruz. Her yolun alternatifi paralel evren dediğiniz farklı yaşamlarımızda hayat buluyor. Bu hayatında yapman gerekenleri yaparak, Alman gereken dersleri aldığında ilerliyorsun. Hatta zaman kavramı da yok aslında geçmişte de gelecekte de var olabilirsin ama istersen bu reenkarnasyon konularına sonra girelim dedi. Tamam ben de reenkarnasyona inanıyorum ama dur bir dakika . O nedenle mi yaşayacağımız şeyleri isteyerek elde ettiğimizi düşünüyoruz yani? Yani aslımda onları hayal etmiyoruz ulaşmaya mı çalışıyoruz diye sorduğumda çoktan ambale olmuştum.


Bu inandığım ya da hissettiğimi düşündüğüm bu konudaki tek inancıma soru işareti düşürdü. Sizler ne düşünüyorsunuz merak ediyorum. Bu konulara ilginiz var mı ? Fikriniz var mı ? Bilginiz ? Bana üçüncü bir fikirle de gelirseniz ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum... 





2 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

Fikriniz var mı dediğiniz için nacizane bir kitap önerisinde bulunacağım. "Tanrı ile Sohbet"

Ben önceleri allah inancı olmayan biriydim ama bu tanrı fikri tüm düşüncelerimi değiştirdi. Aynı zamanda mevlevilikteki inanç ile uyuşuyor.

Herşeyin belli olduğu düşüncesine kesinlikle katılmıyorum.

Sevgilerimle,

Aslı Cin dedi ki...

Teşekkür ederim. Kitaba hemen bakıyorum.