Paradoks

Geçen gün ilginç bir habere rastladım. 

 

Ne kadar doğru bilmiyorum sonuçta artık günümüz dünyasında her şeyin doğruluk derecesini sorgulamamız lazım. Hatta şimdi bahsedeceğim konu gerçekten sorgulanması gereken bir şey. Ama aklımızın alamadığı şeylerin gerçek olamayacağını düşünmek ne kadar doğru olur? 

 

Haberin Türkçe’ye çevrilmiş hali şöyle:

 

Fizikçiler, şimdiki seçimlerimizin geçmişteki olayları değiştirebileceğini öne süren bir kuantum etkisi keşfetti, retro nedensellik olarak bilinen bir kavram ortaya atılmış.

Bu deneylerde, parçacığın durumu, parçacığın yolculuğu başladıktan sonra alınan ölçüm kararlarından etkilenmiş gibi görünüyor.Bu, zamanda seyahate veya tarihin yeniden yazılmasına izin vermese de, geleneksel neden ve sonuç fikirlerine meydan okuyor ve kuantum gerçekliğinin önceden düşündüğünden daha birbirine bağlı olduğunu gösteriyor.

 

Haber bu. Açıkçası zamanın geriye doğru aktığına ya da reenkarnasyona inananlara göre bizlerin defalarca hayata belli bir zaman çizgisinde değil de kimi zaman geçmişte kimi zaman gelecekte dünyaya geldiğimize dair şeyler duymuştum. Ama bu iddia yeni.

 

Kuantumun yeni nesil dolandırıcılara sakız olduğu şu günlerde yazacak çok şey var ama bence bunlar başka günün konusu.

 

Geçmişte yaptığımız eylemlerin gelecekteki hayatımızı şekillendirdiği aşikar. Yaptıklarımızın sonucunu kadere atmak her ne kadar tatlı bir bahane olsa da, hepimiz seçimlerimizin sonucunu yaşıyoruz. O an, onun doğru olduğunu düşünüyoruz. Yıllar geçtikten sonra aldığımız bazı kararların sonuçları bizi tatmin etmediğinde yanlış karar verdiğimizi düşünsek de aslında kararı verdiğimiz andaki ruh halimiz, o an var olduğumuz o kişilik bize doğru seçimi yaptığımızı hissettiriyor. Şimdiki aklımız olsaydı belki o kararı vermezdik ama bu o kararın yanlış olduğu anlamına gelmiyor, o kararı verdiğimiz için şu anki kişiliğimizle bir sonuca varıyoruz. Velhasıl bir karar verdiyseniz iyisiyle kötüsüyle arkasında durun kardeşim.

 

Peki gerçekten şimdiki seçimlerimiz yukarıdaki yazıda bahsettikleri gibi geçmişteki kararlarımızı etkileyebilir mi?

 

Bu ancak zamanda yolculuk yapabilsek başarabileceğimiz bir şey değil mi? Bu noktada da akla büyükbaba paradoksu geliyor.

 

Büyükbaba paradoksu,bir nedenin sonuçtan önce gelmesi gerektiği fikrine bir örnektir. Paradoks, bir nedenin kendi sonucuyla ortadan kaldırıldığını, böylece kendi varlığının engellendiğini öne sürer.

 

Yani bir kişi, zamanda geriye yolculuk yapan ve çocuk sahibi olmadan önce kendi biyolojik büyükbabasını öldüren bir zaman yolcusu olsa, bu zaman yolcusunun hiçbir zaman var olamayacağı, dolayısıyla zamanda geriye gidemeyeceği ve dolayısıyla kendi büyükbabasını öldüremeyeceği anlamına gelir. Ancak gelecekte

doğmadıysanız, geçmişteki büyükbabanızı öldüremezsiniz. İşte paradoks budur.

 

Ancak araştırmacıların geliştirdiği yeni bir teori, zaman yolculuğunun, sıkça dile getirilen klasik paradoksu yaratmayabileceğini ortaya koydu. Geleceğe giden yolda bazı değişiklikler yapılsa bile normalde yaşanacak olayların kaçınılmaz olduğunu öne sürdüler.

 

Bu teoriye göre verilen örnek şöyle:

 

 "Diyelim ki Coronaya yakalanan ilk hastanın, virüsle temas etmesini engellemek için geçmişe gittiniz. O kişinin enfekte olmasını engellerseniz geri dönüp pandemiyi en başından durdurmanız için neden kalmayacaktır" Ancak mevcut pandemi örneğinden ilerleyen araştırmacılar, dünyadaki önemli olayların ne denli kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. “Sıfır numaralı hastanın enfekte olmasını engelleyebilirsiniz. ancak bunu yaparken virüse temas eder ve ilk hasta siz olursunuz.

Ya da bir başkası... Ne yaparsanız yapın, bu olaylar, kendilerini yeniden düzenler ve meydana gelir."

 

Bu durumda da filmlerin ve kitapların bir diğer vazgeçilmez unsuru paralel evren teorisi ortaya çıkıyor. Yani gerçeklik değiştiğinde farklı bir evren mi yaratılmış oluyor?

 

Sonsuz ihtimaller içerisinde tek gerçeklik ne?

 

Akıllarda deli sorular. Peki son olarak bir de şuna takıldım bu günlerde. Fikirlerinizi merak ediyorum doğrusu. Adı Theseus’un gemisi.

 

Theseus'un gemisi uzun bir yolculuğa çıkar. Zamanla geminin parçaları eskimeye başlar. Geminin tamircisi de zamanla parçaların her birini tek tek değiştirir ve en nihayetinde gemide hiçbir orijinal parça kalmaz. Ama dikkat edelim, gemi durmamıştır ve parçalar aynı anda değişmemiştir. Bu parça değişimleri zaman içinde tek tek yapılmıştır. Şimdi soru șu: Yola ilk çıkan gemi mi orijinal gemidir yoksa yenilenmiş parçalarıyla karaya dönen mi?


Dip sos: Bu konulardan bahsedince aklıma geldi de Fringe tekrar Netflix de yayınlansa çok hoş olmaz mıydı?



 

 

 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Son teoriyi geçen hafta derste işledik hhaha ve bir sonuca varamadık.Sınıfın bir kısmı geminin parçaları değişse de o aynı gemi olmaya devam eder çünkü ruhu aynı bir kısmı da tamamen değişti artık aynı gemi değil dedi.
Ben ilk gruptaydım ama beynim yandı o ayrı.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biraz empatiyle çok sempatik olabilirsiniz ;)

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken...

Başlıksız bir yazı bu…