Renkler ve rejim
Oysa işler feci yoğun. Geri sayım başladı, birkaç hafta sonra yine Paris yolları görünüyor.
Diyorum ki şu fuarlar her sene başka bir ülkede olsa daha iyi olmaz mı? Hem ticaret daha da canlanmış olur. Of peki tabii ki benim derdim başka, değişik ülkeler görebilirdim iş gezisiyle birlikte. Mesela bir sezon Brezilya’da bir sezon güney Afrika’ da olabilir. Ben böyle aklımdan sıcak ülkeleri geçirirken Moskova’da bir fuara katılmamız olası.
Bu sefer dolaşmak için de zamanım olacak. Neler yapılabilir bir bakalım…
Bu arada rejime girdim.
3 kilo için girilirmiymiş demeyin. Giriliyor efenim. Zira o 3 kilo ne yaparsam yapayım gitmiyor. Eşimle girdiğimiz iddia ile neredeyse 5 kiloya çıktı vermem gereken toplam. 57,5 la başladım 53 e ineceğim. O benden önce 5 kiloyu verirse kaybedeceğim ama ben zaten bahisi falan düşünmüyorum, yeter ki onun da beni kışkırtması ile verebileyim. Çünkü muhtemelen fuarda abuk subuk saatlerde yiyerek bir miktar alacağım.
Bu çok ciddi bir konu arkadaşlar. Her ne kadar o yaşta hissetmesem, ve öyle görünmediğimi düşünsem de nüfus kağıdım diyor ki “Aslı, 33 den gün almaya başladın.” İnanmak istemiyorum ama öyle işte. Ben en son 27 yi falan hatırlıyorum. Aradaki senelere ne oldu? Hafızamı yitirdim, imdat !
E yaşlandığımıza, hayır bu pek hoş bir tabir olmadı, git gide yaş aldığımıza göre her geçen gün hücrelerimizin yenilenmediği ve dahası birer birer ölüp gittiği, vücudun çalışmalarının yavaşladığı da bir gerçek.
Yani her geçen gün daha az yemeliyim, dahası yeme alışkanlıklarımı değiştirmeli, kalori listesini çantamdan çıkarmamalı, vitaminime dikkat etmeli, ve su içmeyi alışkanlık haline getirmeliyim.
- Ooo Aslı, seni hiç burada görmezdim.
- Eeee... Su içmeye başladım da. Dolu mu şurası ???
İine ile konuşuyoruz dün. Hayatımda ilk kez ciddi rejimdeyim diyorum. Şu suntalarda kaç kalori var acaba? Suntayla ne kastettiğimi az çok hayatında birazcık rejim yapmış herkes bilir herhalde. Genellikle kadınlar arasındaki adı sunta, kereste ve türevleridir. Off dedi, ondan mı yiyeceksin?
Yok dedim ben severim bunu. Aslı her şeyi seviyorsun dedi bana. Budur işte, alkolikler gibi bir salonda toplanıp itiraf edebilirim:
- Merhaba ben Aslı. Yemek yemeyi seviyorum. İtiraf ediyorum.
Diyebilirim.
Bir de Gün'ün blogundan kimi zamanlarda daha hızlı kilo verebildiğimizi öğrendiğim iyi oldu. O günlerde arttıracağım bu işkencenin dozajını.
İşkence gibi bir şey rejim yapmak. Daha ilk günden anladım bunu. Zira gün şöyle geçti:
- Aslı naber nasılsın?
- Rejimdeyim.
Bir de beni arabeskleştirdi. Daha ilk geceden şöyle mırıldanıyorum:
Bana kaderimin bir oyunu mu bu, aldı sevdiğimi verdi zülumu, dınının dınınınınııın
Dünyaya doymadan geçip gideceğim, yoksa yaşamanın kanunu mu bu...
Geçecek elbette, ilk günleri atlatabilirsem...
Bir önceki yazıda yorum bırakan Mademoiselle'nin blogu çok hoş. Parfümlerin en ışıltılı mücevher olduğunu düşünüyor. İlginç bilgiler var.Ben pek meraklısı değilsem de yeni çıkan ürünleri denemeyi seviyorum. Hiçbir yere çıkamazsam dergilerin içindeki denemeler ne güne duruyor?
Bugün dergileri karıştırırken şu aşağıda fotoğrafı olan parfüme rastladım. Baktım mintli değişik bir koku bırakıyor. Sonra ön sayfayı çevirip kullanılan mankene baktım. Bu işin uzmanları nasıl yapıyor bilmiyorum ama parfümü gerçekten de yansıtan mankeni buluyorlar.
Hmmm Tam da genç entelektüel erkeklere yakışabilecek bir parfüm gibi dedim Şebnem'e.
Peki o ne dedi?
- Ne o? Naftalin mi kokuyor?
Entelektüellerin naftalinleri çağrıştırdığı arkadaşıma öpücüklerimi yolluyor, bunu kırk sene hatırlayacağımı ve hatırlatacağımı bilmesini istiyorum. Çok güldürdün beni.
Diğer bir arkadaşım işinden ayrılmış, çocuğuyla zaman geçirecekmiş. Şirketi arayıp da ayrıldığını oradan öğrenince şaşırdım doğrusu. Bizlerin de arada bir oflayıp çocuklarımızla zaman geçirmek istediğimiz bir gerçek. Çalışma hayatından sonra işi bırakıp kendini çocuğuna adamak kolay oluyor mu göreceğiz.
Benim de o günlerim gelecek, aslında ben ev hanımı olacağım değil, gitmeden önce gezip tozacağım o tembel günlerin hayali ile yaşıyorum. Eğer bir terslik olmazsa taşınmadan önce bir 6 ay zamanım var. Oğluşla sevdiklerimize gidip uzun zaman geçirebileceğiz. Dahası oğluşu anneme bırakıp çoktandır dolaşamadığım İstanbul’un köşesini bucağını gezebileceğim. Veya İzmir’de arkadaşlarımla hasret giderebileceğim.
Zamanı var. Yazın da çalışıp şu son koleksiyonu çıkaralım öncelikle.
Gelecek kış sezonu için de bilgiler gelmeye başladı.
Önce sıcak yazdan başlayalım. Sarı ve benzer tonları en çok göreceğimiz renk olacak gibi. Özellikle jeanlerde. Kötü haber ise şu 80 lerdeki asit yıkama jeanlerin aynı saltanatla geri dönüyor olması. Her ne kadar ayakkabıdan çantaya yine zevkimizi zorlasalar da bunun da kısa zamanda kaybolup gideceğini düşünüyorum.
Bavul hazırlamam, ütü yapmam, sütü light içmem ve bugün 1100 kaloriyi geçmemem lazım. Bir de sabah oğluş kakasını tuvalete yaptığı için bir posta daha mı pohpohlasam onu?



Yorumlar
Sezon trenleri hakkındaki bilgiler süpper, tam beklediğim gibi bir sezon olacak anlaşılan.
İnşallah bu sene gidip görme şansın olur, belli mi olur belki 2007 de sana bunu getirir.
Biz iş için gittiğimiz için vakit bulabildikçe tadını çıkarıyoruz, kıskanacak bir şey yok.
Ama ben senin yeme alışkanlığına bayıldım. İşte öyle olmalıyım. Anlattıklarını harfiyen uygulamaya çalışacağım.
Renkli bir kış geliyor, rengarenk bir yaz. Günlerimiz de renkli geçsin.
Şişko kıslar bilogcu derneği kuralım. :))
Bu arada iyi yolculuklar şekerim. Paris'e gidince görümceme selam söyle. Kulenin oralarında bi yerlerinde oturuyor. Ciyakkk herkesler gitti Paris'e bi ben gidemedim hala. Ayyyy en kısa zamanda gitmezsem bana da Alain Delon desinler.
Daha zaman var gitmeme, durun yahu buradayım. Sen tiyatro, aktarhane derken vakit bulamıyorsundur, yoksa senin elinden hiç bir şey kurtulmaz, belki benden bile önce gidersin Paris' e ;)
rejimde basarilar dileyeyim istedim. Cok abartma, okadar da zor degildir, basarirsin. Sayili gün hem. Öyle düsün. Bitecek sonunda bu iskence.
Hem bu defa tam asil bu ise ki, bir daha cekmek zorunda kalmayasin ayni iskenceyi. :)
Bu arada, parfüm almak istiyordum hediye olarak. Tasadüf senin öneri denk geldi. Bugün aksam bir bakayim, nasilmis kokusu.
entelektüel bir gence uygun mu gercekten :))
Oncelikle blogum hakkindaki olumlu yorumlarin icin tesekkurler.
Bir bayan olarak hayatim boyunca rejimdeydim(cogu zaman doktor kontrolunde). Bir dilim pastayi 13 yasimdan beri vicdan azabi cekmeden yiyemedim. Ama rejim yapmadan zayif kalanlara da inaniyorum. En yakindaki ornegim kiz kardesim. O hep yedi,zayif kaldi.Simdi bir doktor olarak kendisi bana metabolizma hakkinda bol bol ders veriyor:) 1100 kalori konusunda ciddi misin, cunku bu kadar az kalori ile rejimi birakir birakmaz eski yeme sistemine geri donebilirsin. Vermek istedigin kilolari verdikten sonra 1500-1800(kendi rejimimden kastim buydu) kalorilik ikinci bir rejime girmelisin ki tekrar geri kilo almayasin. O saman biskuviye gelince, bende hic ise yaramadi. Yemesi iskence oldugu gibi karnimi cok hizli aciktiran, az kalori almak icin yedigim ama pesinden aclik hissiyle iki kat kalori almama sebep olan biskuviler.
:) Bak bakalım beğenecekmisin???
Mademoiselle, rica ederim, çok detaylı bilgiler veriyorsun, parfümlerin hikayeleri de hoş.Yazdıklarını dikkate alacağım, bu sabah da aynı şeyi konuşuyorduk arkadaşlarımla. Hızlı verirsen alırsın dediler, iyi ama dedim, verdikten sonrada günlük 1600 ü geçmeyeceğim, sorun rejim değil, bunu bir yaşam biçimi haline getirmem. Bakalım başarılı olabilecek miyim.
Rejim zor iş..Senden fikir alırız artık. Bizi ziyaretin için teşekkürler. Kızın umarım çok uzaklarda değildir.
Sevgiler
Banu
Günaydın Aslı.
Banucum can_ı gönülden tebrik ederim seni. İnşallah kolay ve keyifli bir hamilelik geçirir, bebeğinizi sağlıkla kucağınıza alırsınız. Yazdıklarına bakılırsa sen zaten ne yapacağını biliyorsun, harika bir anne olacaksın belli ki :)
Adacım,evet işte bizi mahveden de onlar. Bir kilo üzerine bir daha derken bir bakıyoruz ki pantolonlar darlaşmaya başlamış. Gün'ün yazdığına göre adetten sonraki 10 gün en hızlı kilo verilen zamanlarmış. Herhalde metabolizma daha hızlı çalışıyor. Gerçi ancak öncesindeki tatlı atıştırmalarını karşılar ama olsun. :)
Biblo, sen harika görünüyorsun ne rejimi ;) Benim kızım yaşlandı artık 12 yaşını bitirdi, şimdi İzmir'de, çok uzun zaman oldu görmeyeli. Onun yerine linklerime ekleyip senin resimlerine bakacağım artık...
Handaaan, senin gibi muhteşem bahçesinde keyifli kahvaltıları olan ve İzmir'De yaşayıp her daim gevrek bulabilecek biri için zor tabii ;) Aslına bakarsan ilk bir kaç gün zor geçti, şimdi alıştım, gayet kolay geliyor kilo vermek. Bakma bana öyle. Kimse söylesem öyle bakıyor :)))
Banu
neyse suntaya naneli yoğurt katmayı dene o da iyidir, cadıyla reçel bal neyin sürerdik o da yazmış zati..
yazının kullanılmasıda çok terbiyesizce bir hareket.yazık çok acıdım o kişiye aciz yaratık!!