Hayaller ve tembel geçen günler üzerine tembelce yazılmış, tamamen benimle alakalı bir yazı

Aslı bu günlerde neler yapıyor?

Tembellik !

Burada parantez açmak lazım. Tembellikten kastım yan gelip yatmam değil ama boş boş işlerle gün geçirmem.

Cts günü bir arkadaşımla çocukları alıp dışarı çıktık. Kendime feci yakıştırdığım bir gözlük buldum nihayetinde bulmuşken aldım, şimdiye kadar hiç bir gözlüğü kendime yakıştıramamış ben, bundan pek memnunum, fikrimdeki kalitesini bildiğim marka olmasa da, yoktur benim marka takıntım, bunun da kalitesini hemen herkes biliyormuş, fiyatı da iyiydi kaçırmadım ben de.

Bu arada kendime kahkül kestim. Evet kendim kestim ve sanıyorum becerebildim. Kuaförler saçıma kahkül kesmeyi reddederler, olmaz ki, saçınızda döner mi dönüş mü her ne ise ondan var derler. Ben geçen haftalardaki sinir stresim ile bir sabah kalkıp uykulu gözlerle banyodaki aynaya bakarken, bir dergide dikkatimi çekmiş olan üçgen kesim aklıma gelince, kadınların can sıkıntısını gidermesinin en etkili üç yolundan ikisi olan abur cubur yeme isteği ve fütursuzca alışverişi denemiş biri olarak üçüncüyü de es geçemezdim. Saçlarla oynamak. E ben de aldım makası elime, kestim.

Açıklık getirmeliyim, sağlıklı beslenme diyetimden vaz geçmiyorum ama şu da var ki son zamanlardaki can sıkıntım ile fazlasıyla kaçamak yapıyorum. Bu hafta kati kaçamak yok.

Her neyse kahkülün yakıştığını söylediler, daha da genç görünüyormuşum. Zaten gencim ben şekerim, çocuksu mu görünüyorsun demek istiyorlar acaba?

Yaz geliyor ya terzime taşınmaya başladım. Kilo verdikçe daraltılacaklar, modelinde değişiklik yapılacaklar var, ki bunlara şorta dönüşecek pantolonlar, kısalacak tunikler, ve diktirilecek ufak tefek tşirt ve taytlar da dahil. Gittiğimde hiç aklımda yokken bir kaç desen beğendim, birer de onlardan elbise istiyorum. Türk kadınları desenlileri pek tercih etmez ama ben severim, belki işimden dolayı, belki de eğlenceli bulduğum için, ama sonuçta çok fazla desenlim var.Her neyse, terzi teyzemle bir araya gelip ilginç şeyler de yaratabiliyoruz ki, gelecek yaz için onunla dikebileceğimiz ilginç aksesuar fikirleri var kafamda. Herhalde nazımı çeker, ben bunlarla uğraşamam demez, o diksin , ben daha onları nelerle süsleyeceğim.

Hala babet arıyorum, yahu hiç mi babet yok etrafınızda. Kırmızı klasik bir şey, bir tane yeşil burnu açık olabilir, bir de kaplan desenli fena olmaz hani. İnsanlık namına haber verin. Yaz için rengarenk parmak arası terlikler istiyorum. Yazlıklarımızı çıkaralım istiyorum, bir yazsever olarak çok şey mi istiyorum?

Haftasonu hafta içinde yapamadığımız için bize harika gelen bir kahvaltı sofrası, sonrasında uzanıp gazete keyfi ve bir kaç arkadaşımı ağırlamakla geçti. İyi ki gelmişler yoksa tembelliğim üzerime yapışacaktı.

Tembellik etmediğim tek konu oğluşumdu. Birlikte harika zaman geçirdik, birlikte yiyecek bir şeyler hazırlayıp yedik, en iyi haber de, tuvalet eğitimine başladık. Hatta artık her defasında tuvalete gidiyoruz, bu konuyu da kolayca atlatabileceğiz sanırım, korktuğum gibi olmayacak.Şimdilerde heyecanım kreş. Alışverişini yapalım, okula hazırlayalım, bir dahaki ay başında götürelim bakalım beğenecek mi?

Bu arada eşimin seyahatleri yaz başında başlıyormuş, o sebeple herhalde haziranda iznimize çıkıyoruz biz de. Nerelere gidebiliriz diye araştırmaya başladım bile.Sadece onu değil, ileride yerleşeceğimiz yeri de araştırıyorum. Şehir içinde değil de, şirkete yakın sayfiye yerinde bir ev tutulabilir diye düşünmeye başladım. Alışveriş merkezlerine ve okula biraz uzak olacak ama netten araştırdım fotoğrafını buldum, yukarıdaki şu manzaraya uyanıp, orada yaşamayı kim istemez ki? Sizi bilemem ama bu benim hayalimdi. Sabah kalk, kahvaltıdan sonra eşi işe, çocuğu kreşe gönder, ayılmak için at kendini denize, güneşlen, kitabını oku, gündelikişine başla. Oh ne ala !

Orada buradaki gibi çalışmayacağım. İşimi bırakıp gidiyorum ama adapte olacağım dönemde çalışabileceğimi sanmıyorum. Ne istiyorum biliyor musunuz? Evden yürütebileceğim bir iş. Bir kaç gün iş için çıkılabilir tabii ki, ama evden araştırmalar yapabilir, çeviriler hazırlayabilir, veya yine moda tasarım konusunda evden bir takım çalışmalar yapabilirim. Daha uzun vadede ufak bir butik açabilirim, yerleşeceğimiz yerde. Hani şu tatil köylerindekilerden. Mayo, bikini, deniz ürünleri, kremler, pareo, şapka gibi şeyler satabileceğim bir yer. Hatta arkada ufak bir atölyede değişik aksesuarlar tasarlayıp, o tasarladıklarımızı da satabilirim. Evet işte, köşeyi döneyim hırslarım yok, kendi yağımda kavrulayım, sevdiğim işi, başım ağrımadan yapayım.

Her neyse, Google Earth indirdim. Gideceğimiz yerleri sokak sokak biliyorum sanki. İyi oluyor, eskiden gittiğim yerlere gidiyorum oturduğum yerden, İzmir'i mi özledin, bir tık yeter.Geçenlerde arkadaşlarımla konuşurken farkettim. Küçükken görmeyi çok istediğim 3 yer vardı. NY, Paris, ve taşınacağımız yer. İlk ikisini ve bir kaç merak ettiğim ülkeyi gördüm, ve şimdi de bu iş çıktı. Daha çok şey dileyesim var. Eh olursa, onları da söylerim.

Bayıldım bu programa. Dünya gittikçe ufalıyor, şimdi sanki parmaklarımızın arasında. Merak ettiğin yerlere adeta uçarak, kuşbakışı bakabilmek, rüya gibi bir şey. Oralardan çekilmiş fotoğraflara, seyahat edenler eğer ki eklemişlerse anılarına, gidilen yerler hakkındaki tüm bilgilere ulaşabilmek çok kolay. Bunlar bugüne kadar gidip de pek beğendiğim şehirler, Google sağolsun eskileri yad edip bir tıkla gittim bu defa, bir kaç saat önce oralardaydım, NY Manhattan, Paris, Hollanda Harleem.

E, bu da bundan sonra görmeyi çok isteyeceğim yer olsun, kendileri Paradise adası oluyor, Hint Okyanusunda. Vakit bulabilirsem bu hafta biraz Hindistan'ı, Afrika kıtasını ve Uzakdoğuyu gezmek istiyorum. Avusturlaya'ya da gidebilirim bir ara. Çok mu uzak? Haydi canım...