Benim kocam yapmaz !

Dilimize yepyeni kavramlar giriyor her gün.
Mesela “ Medya maymunları” diye bir terim atılmıştı ortaya. Zamanında, kıyametler kopmuştu bu söz üzerine, açıkçası ben çok komik bulmuştum. Zira gerçekten de sirk gibi olabiliyordu magazin dünyası. Ama tabii birilerini bunların dışında tutuyorum, sözüm meclisten dıarı, magazinden tanıdığımız isimler sadece Küçük Ayşe kitapları dizisi gibi sirkte, buzda, pistte boy göstermiyor, aynı zamanda dilimize soktukları kavramlarla bizi zenginleştiriyorlar.
Mesela :
Flörtöz.
Fritözün az yağ yakanına verilmiş bir ad değil bu, erkeklerin çok yol alanına böyle deniyormuş. Biz de Bay Taşfırın’ın bilmem kaçıncı vukuatından sonra Ex- eşinden öğrenmiş olduk bunu.
Mesela: Lohusa Avcısı.
Bunu da bu sabah okudum bir yerde. Bay Taşfırın ve Şenadam Hüsnü beyi baştan çıkaran hanımlar için bir ablamız bu terimi dilimize kazandırmış.
Sanki adamların bir suçu yokmuş gibi.
- Aaa, bu ne?
- Ne?
- Parfüm kokuyor bu gömlek. Ruj lekeleri var, içki dökülmüş koluna???
- Haaa. O mu? Lohusa avcısı ya, eve dönerken saldırdılar, kaçana kadar işte, gördüğün gibi…
- Ah canım benim, gözleri kör olmayasıcalar. Tamam canım, geçti, bitti, ben sana tertemiz ütülediğim gömleklerden veririm, üzülme.
Adamlar zavallı, na’apsınlar? Sütten çıkmış ak kaşık halbuki onlar. Har şeyin sorumlusu kadınlar.
Benim anlayamadığım da budur işte.
Kadınlar aldatıldıkları halde neden susarlar? Haydi sustun diyelim, neden bir de aldatıldıklarını kabullenmez, yada kabullenseler de saklarlar? Namusu malum yerlerden ibaret zannetmenin bir sonraki adımı, gururu salağa yatmak olarak mı algılamaktır? Kadınlar, kocaları aldatınca neden suçu başka kadınlara atarlar, neden kocalarında yada kendilerinde aramazlar?
Neden her şey iyice ayyuka çıkana kadar, bunun hesabını istemezler?
Beğenilmediklerini düşünüp de bunu kendilerine yediremedikleri için mi? Eşlerine aşık oldukları için mi? Çocukların, huzursuz bir ortamda da olsa, ana babalarıyla büyümeleri için mi? Maddi bağımlılıkları için mi? Erkeğin elinin kiridir saçmalığı için mi? Sırf, kimsenin kocasını kaptırdı dememesi için mi? Belki de…
Oysa nereye kadar gidebiliyor ki yaralanmış ilişkiler? Magazindeki isimlerin kaçı, yıllarca aldatıldıklarını duymazdan geldikten sonra sonunda ayrılmaktan kaçabildi?
Aldatmak başlı başına aşağılık bir histir. Aldatan adam sadece eşini değil, kendisini de, ilişkide olduğu kadını da aldatmaz mı? Bunu bir kadın olarak saklamanın alemi var mı?
- Eşiniz ne yapıyor?
- Beni aldatıyor.
- Nasıl???
Bu sorunun cevabını dürüstçe verebilir misiniz? Ben eşimle yeterince ilgilenmedim yada birbirimize karşı ilgimiz bitti yada eşim çapkının teki na’apsam yaranamıyorum demekten daha kolaydır değil mi, adi kadın kocamı ayarttı demek?
Evet, aşığım diyerek evli bir adamla bile bile birlikte olmak fazlasıyla adice bir hareket bence de. Ama suçu sadece son derece basit bulduğumuz kadınlara atıp, komik olmayalım lütfen.
O kadın o kadar basitse, kocanın o kadınla işi ne, kocan o kadar basitse, senin onunla işin ne?
Diye sormazlar mı?
Mesela “ Medya maymunları” diye bir terim atılmıştı ortaya. Zamanında, kıyametler kopmuştu bu söz üzerine, açıkçası ben çok komik bulmuştum. Zira gerçekten de sirk gibi olabiliyordu magazin dünyası. Ama tabii birilerini bunların dışında tutuyorum, sözüm meclisten dıarı, magazinden tanıdığımız isimler sadece Küçük Ayşe kitapları dizisi gibi sirkte, buzda, pistte boy göstermiyor, aynı zamanda dilimize soktukları kavramlarla bizi zenginleştiriyorlar.
Mesela :
Flörtöz.
Fritözün az yağ yakanına verilmiş bir ad değil bu, erkeklerin çok yol alanına böyle deniyormuş. Biz de Bay Taşfırın’ın bilmem kaçıncı vukuatından sonra Ex- eşinden öğrenmiş olduk bunu.
Mesela: Lohusa Avcısı.
Bunu da bu sabah okudum bir yerde. Bay Taşfırın ve Şenadam Hüsnü beyi baştan çıkaran hanımlar için bir ablamız bu terimi dilimize kazandırmış.
Sanki adamların bir suçu yokmuş gibi.
- Aaa, bu ne?
- Ne?
- Parfüm kokuyor bu gömlek. Ruj lekeleri var, içki dökülmüş koluna???
- Haaa. O mu? Lohusa avcısı ya, eve dönerken saldırdılar, kaçana kadar işte, gördüğün gibi…
- Ah canım benim, gözleri kör olmayasıcalar. Tamam canım, geçti, bitti, ben sana tertemiz ütülediğim gömleklerden veririm, üzülme.
Adamlar zavallı, na’apsınlar? Sütten çıkmış ak kaşık halbuki onlar. Har şeyin sorumlusu kadınlar.
Benim anlayamadığım da budur işte.
Kadınlar aldatıldıkları halde neden susarlar? Haydi sustun diyelim, neden bir de aldatıldıklarını kabullenmez, yada kabullenseler de saklarlar? Namusu malum yerlerden ibaret zannetmenin bir sonraki adımı, gururu salağa yatmak olarak mı algılamaktır? Kadınlar, kocaları aldatınca neden suçu başka kadınlara atarlar, neden kocalarında yada kendilerinde aramazlar?
Neden her şey iyice ayyuka çıkana kadar, bunun hesabını istemezler?
Beğenilmediklerini düşünüp de bunu kendilerine yediremedikleri için mi? Eşlerine aşık oldukları için mi? Çocukların, huzursuz bir ortamda da olsa, ana babalarıyla büyümeleri için mi? Maddi bağımlılıkları için mi? Erkeğin elinin kiridir saçmalığı için mi? Sırf, kimsenin kocasını kaptırdı dememesi için mi? Belki de…
Oysa nereye kadar gidebiliyor ki yaralanmış ilişkiler? Magazindeki isimlerin kaçı, yıllarca aldatıldıklarını duymazdan geldikten sonra sonunda ayrılmaktan kaçabildi?
Aldatmak başlı başına aşağılık bir histir. Aldatan adam sadece eşini değil, kendisini de, ilişkide olduğu kadını da aldatmaz mı? Bunu bir kadın olarak saklamanın alemi var mı?
- Eşiniz ne yapıyor?
- Beni aldatıyor.
- Nasıl???
Bu sorunun cevabını dürüstçe verebilir misiniz? Ben eşimle yeterince ilgilenmedim yada birbirimize karşı ilgimiz bitti yada eşim çapkının teki na’apsam yaranamıyorum demekten daha kolaydır değil mi, adi kadın kocamı ayarttı demek?
Evet, aşığım diyerek evli bir adamla bile bile birlikte olmak fazlasıyla adice bir hareket bence de. Ama suçu sadece son derece basit bulduğumuz kadınlara atıp, komik olmayalım lütfen.
O kadın o kadar basitse, kocanın o kadınla işi ne, kocan o kadar basitse, senin onunla işin ne?
Diye sormazlar mı?
Oysa işler o noktaya gelene kadar, neredeyse herkes eşinden emin olduğunu söyler, fazla uzağa gitmenize gerek yok, eşinize dostunuza sorun, dergileri açıp okuyun.
Meşhur fıkrayla bitiriyorum aklımın karışıklığını kat be kat arttıran yazımı.
Uluslararasi bir araştırma yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerindeki kadinlara bir soru sormus.
Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız?
Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise şöyle olmuş:
Isveçli : Neyimi beğenmediğini sorarım.
Rus : Evi terk ederim.
Fransız : Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.
İtalyan : Kadını vururum.
Ispanyol: Kocamı vururum.
Yunanl : Her ikisini de vururum.
Türk : Benim kocam yapmaz!
Meşhur fıkrayla bitiriyorum aklımın karışıklığını kat be kat arttıran yazımı.
Uluslararasi bir araştırma yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerindeki kadinlara bir soru sormus.
Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız?
Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise şöyle olmuş:
Isveçli : Neyimi beğenmediğini sorarım.
Rus : Evi terk ederim.
Fransız : Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.
İtalyan : Kadını vururum.
Ispanyol: Kocamı vururum.
Yunanl : Her ikisini de vururum.
Türk : Benim kocam yapmaz!
.
Dip Not: Unutmadan herkesin 1 Mayıs Bahar !!! bayramını kutlamalıyım sanırım, bu konuda yazacak bir şey bulamıyorum, Atam'ın dediği gibi, "Fikirler, cebir ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez" ama o zaman hala ne bu şiddet, bu celal?
Yorumlar
Oğulcan yanmış ki ne yanmış :)
Sonuçta ben diyorum ki; her iki tarafta aldatabilir, aldatılabilir, malesef dünyanın en kolay işlerinden biri bu. Ancak yine de kadınlar kendilerine daha çok bakmalı, kendilerini koyvermemeli ve nasılsa tapusu bende diye çok da emin olmamalı...
aldatma sadece erkeklerle sınırlı değilki kadınlarda aldatıyor sorun aldatma olayında ve de kabullenişte.
Tabii biz bu ünlü kişiliklere bakarak genelleme yapamayız.. netekim, her ilişki kendine özel ve nedenler farklı farklı.. her halükarda, kötü, yaralayıcı ve can acıtıcı...
Tanya, ben kırılan bir şeyin asla eskisi gibi yapışmayacağını biliyorum, sanırım bunu kabullenmek gerek. Sorunun cevabı işte bu: Kabullenememek.
Elma, teşekkürler, sende çok iyi özetlemişsin, gerçekten de görünen köy kılavuz istemiyor. Belki bazı insanlar tek eşliliğe uygun değil, dayatmalarla da ancak bu kadar oluyor. Dediğin gibi buna kalkışacak adam az çok anlaşılıyor.
Anne, gerçekten de doğru olabilir bu. Bir belgeselde, insanlarda da hayvanlarda da dişilerin içgüdüsel yaptığı hareketlerin varlığından söz ediliyordu. Gün geçtikçe biz kadınlar kimliklerimizden sıyrılıp daha fazlasını istesek de, erkeklere nazaran kendimizi parçalayıp herşeye yetme arzumuz da bundandır belki de. Sonunda yazdığın, kadınların dimdik duruşu da bundan olabilir, beni öldürmeyen güçlendirir derler ya :)
Figen, tabii haklısın. Erkekler kadar kadınlar da yapıyor bunu, ancak arada fark varmış okuduğuma ve duyduğuma göre. Erkekler aldatmayı genellikle bir eğlence ve hal olarak görüyorlar, eşleri öğrenmediği sürece bunu söyleme gereği dahi duymuyorlar. Aldatan kadınları çoğunluğu ise ilgisizlik sonucunda bir başkasına aşık olarak aldatıyor, ve aşık olduğunda da, bunu gidip kocasına kendisi itiraf ediyormuş. Lohusalık apayrı bir mevzu, bir yazıda da ondan bahsetmeliyiz, neler kuruyorduk kimbilir kafalarımızın içinde :)
Fikriminincegülü, Dediğin gibi aldatma ancak o ilişkide ters giden bir şeyler varsa olmuyor mu sonuçta, ya adam karaktersiz, ya ilişkinin gidişatı iyi değil, yada kadından kaynaklanan bir şeyler var, ne olursa olsun, insalar birbirini aldatmadan bitirmeli bir şeyleri ki, çirkinleşmesin herşey.
benim cevabım her zaman su olmustur: babana bile guvenme :)
ama yine de ben kocama guvenirim, ya da bilincimin ustu guvenir altı guvenmez :)
cunku 2 gundur aldatıldıgım eksenli ruyalar goruyorum ve anlyorum ki bunun ruyası bile berbat.
yazın cok guzel olmuş
bunu araya sıkıstırmak lazım oncelikle.
ama aldatma konusunu kadınların öyle kolay kolay gururları dogrultusunda verilecek kararlarla halledebileceklerini sanmıyorum
dedigin gibi bunun icin bircok neden var.
ayrıca ben cevremde bir iki erkegin de aldatılmayı sineye ceker gibi yapıp (sonucta tam olarak hazmedilemiyor gırdugum kadarı ile) işi idare ettigini gördüm- daha cok duydum.
bir türk erkegi bile boyle bir sey yapabiliyorsa demek ki sevgi büyük bir şey dedim kendime. sahsen ben erkek olsam (cunku kabul edelim bu toplumda erkeklerin de omuzlarında cok agır namus yukleri var. ya da cocukluklarından beri o yukerş artarark buyuyorlar) kabuıl edemem. edebilen kadınlara helal olsun, erkeklere daha da cok helal olsun
:)
Yani o kadar hassas bir konu ki söyliyeceğim şey bir diğeri ile tezat oluşturacak derecede.
Bu bahsettiğin terimleri bende okudum. Özelliklede seda sayanın sözü yani çok hoş
Fıkraya da bayıldım,tam benlik. Benim eşim yapmaz
Yasadikca ogrendigim sey herkesten hersey beklenir felsefesi oldu ya da basimiza hersey gelebilir. Bu hatunlarda kocalarinin sutten cikma ak kasik oldugunu dusunerek kendilerini kandiriyorlar sanirim ya da baska seyler oluyo kimsenin aile hayatini bilmiyoruz.
Ama yine de kocasinda sucu aramayarak karsi tarafa camur atmak ilginc bir tavir :-)
Ben yapmam eğer eşimin yaptığını öğrenirsem de ilişkim hemen biter..Zaten bir başkasına o gözle bakmaya başlamak bile benim için aşkın bittiğine delalettir..Eğer başka bir erkeğe bu şekilde bakarsam da eşime ben söyleyip ben terkederim evliliği..Ona kesinlikle aldatılan eş konumu yaşatmam.Kimseye karşı.
benim kocam yapmaz abi...
bende bu cinselliği stokda tutma olayına bir anlam veremiyorum.aslında isteyen istediğini yapar,herkez kendi yaşamından sorumlu bana ne...
(genede kocam duymasın bunu)
Uzak kalmak en güzeli galiba. Vallahi uzaklardayken bunların hiç birinden haberdar değildim. Şen çocuklar gibiydim!
Tijen
Duru
Mom, benim de aklıma o geldi doğrusu, çok sevdiğim bir diziydi. Diyorum ya, ben de artık eskilerin tabiriyle her şey insanlar için diyorum. Başımıza her an her şey gelebilir, ve bunun sorumlusu olarak önce kendi içimize bakmalıyız sanırım.
Asortik, haklısın, tabii ki kimse zorlukla kurduğu evliliğinin yıkılmasını istemez, ben de senin gibi ilk aşamada arkadaşıma söylemezdim sanırım, ama dediğin gibi devam ederse kimsenin aldatılmasına da göz yumamam. Başıma gelmesini istemem doğrusu, bir arkadaşa aldatıldığını söylemek her şeyden zor olur.Ve dediğin gibi çocuklar için zor.
Chocolate, nerelerdesin merak etmiştim, çoktandır yeni yazın yoktu. Bizlerde de hata var tabii ki, meşrulaştırılıyor bir nevi erkeklerin aldatması. Bunu kadınlar da yapıyor, sözüm yok buna, ama kadınlar belki daha duygusal oldukları için daha bağlılar evliliklerine, yada ben öyle görüyorum çevremde. Doğrusu tabii ki insanlerin birbirini aptal yerine koymaması.
Adacım,ben de senin gibi düşünüyorum, aptal yerine konmaktansa sanırım benimle konuşulmasını tercih ederdim.
İmo, evet duymasınlar :)
Evlilikle edilen bir yemin gibi bu, her ne kadar artık başkalarıyla birlikteliği meşrulaştıran insanlar olsa da ( okumuşsundur gazetelerde ), yok benim aklım almıyor doğrusu.
Tijen, okudum haberlerini, gerçekten de en güzeli arada bir uzaklaşıp mümkünse eğer bizim gazetelerden çoook uzak kalmak :)
Duru, bahsettiğin nokta çok önemli, sanıyorum bu sebeple artık bir çok kadın sadece aldatma değil, bir çok şeyi çekmiyor, ayrılıyor. Oysa eskiler susup otururlardı, çaresizlikten en çok da. Bunu göz önüne alan erkekler çoğaldıkça, belki de benim eşim yapmaz diyebiliriz :)
Duru
kadınlar görmezden geliyorlar çünkü eğer gerçeği görüp eşlerini terk ederlerse kaybetmiş sayıyorlar oysa zaten kaybedilmiş bir şeyi 2 kez kaybedemezsin.
aslında fazla detayına inipte kendini yıpratmanında alemi yok en iyisi ayrılmaktır çünkü kadın en büyük ayıbı kendisine eder adamı kabul ederse.
aslında düşününce bile sinirleniyorum belkide şöyle demeliyim:
sallandıracaksın taksim meydanında birini bak bi daha yapıolarmı:)))))
espri tabi ki bu başına gelen kadınlara Allah sabır ve güç versin...
İyi fikir adlında! ;)