Şampanya kadehinde şeftalili tatlı

Hümanist hanım ve beyler meclisten dışarı, daha önce siyaset gibi konularda yazdığım yazılara işine gelmediği için şişko egolarıyla, bunlarla kafamı yormayı bırakıp ekler ve kek tarifi vermemi salık veren ve kendisini züperzeka zanneden zifiri zekaları da memnun edecek bir yazı yazacağım şimdi.
Zira önceki yazının yorumlarında şiştim şiştim.
Herkes farklı fikirlerini belirtsin diye her gelen yorumu yayınlasam da yazmayı bileni var, bilmeyeni var.
Üzüldüm kardeşim, üzüldüm işte, üzülemez miyim?
Üzülünce koca bir tabak tatlı yiyemez miyim?
Annemin gidişatı ile iş başa düştü.
Ondan önce de mutfakta harikalar yarattığım söylenemezdi ya, yıllardır mutfağa girmemiş benim için oldukça korkutucu olacaktı ilk günler ama bu arada hiç beklemediğim bir şey oldu.
Birden bire anneme benzemeye başladım.
Onun gibi şipşak bir şeyler hazırlayabildiğimi farkettim.
Zaman harcarsam herşeyi yapabildiğimi.
Hatta annemin o tarifini verdiği halde bir türlü tutturamadığınız kekini bile.
Yaptıklarımın çok lezzetli olabildiğini, tariflerde değişiklikler yaparak yeni bir şeyler üretebildiğimi, eskiden sadece bir şeyler atıştırmak için açtığım buzdolabını layığıyla kullanabildiğimi de.
Ah ah gözleri yaşarırdı görse, bir gece maydanozları yıkayıp ayıklayıp istifledim, arkasından bayat ekmekleri kesip kavurup kaldırdım, şeftaliler bozulacak gibi görününce gözüme, onları püre haline getirip krem şantiyle ve fındıkla uydurmasyon bir tatlı hazırlayıp, bir de üzerine börülce salatası yaptım.
Oturup börülce salatasıyla doyurmadık karnımızı tabii ki.
Bir sonraki gün için eti ve pilavı hazırladım.
Eee ne var bunda, ben neredeyse kırk yıldır yapıyorum diyebilirsiniz.
Doğrudur.
Ama beni tanıyanlar bilir ki bu benim için büyük bir mucizedir.
Bu yazının anafikri şudur:
İnsan istediğinde herşeyi yapabilir, beceriksiz diyerek geçmemek lazım, herkesin içinde bir Ümit Usta yatabilir.
Not: İnsanın annesinin yakınından taşınması tabii ki zor ama bir yandan da insan herşeyle kendi başına yüzleşip, mücadele edince, ayaklarının üzerine daha sağlam basıp, daha bir anne oluyor. Büyümek bu olsa gerek.
Dip not: Takıldığım her şeyde bir tık uzağımda olan tüm gurme bloglara teşekkürü borç bilirim efenim.
Dip sos: Uyduruk falandı ama tatlı da harikaydı. Üzerine birazını ayırdığınız püreyi şekerle çırpıp sos yapın, dökmeden önce tatlıyı dondurucuya koyun dondurma olsun. Çıkarın dökün sosu biraz da ne varsa badem, ceviz yada fındık kırığı. Oh mis.
Biri beni durdursun !
Yorumlar
Elçin, ana gibi yar olmuyor :) Tatil dönüşleri başlıbaşına zor, yıkla, ütüle, yeme içme. Püfff!!!
BANADA YAPSANA??ZATEN BENİM BLOG TASARIMIMIDA SEN YAPMIŞTIN..
BU ARADA EMİN OL BU HAMARATLIK SÜRECİN FAZLA SÜRMEYECEKTİR..BELLİ BİR DÖNEM SONRA HEM İŞ HEM EV ZOR GELEBİLİR...DOST ACI SÖYLER..BELKİ AYRILIRIZ İKİMİZDE İŞTEN ŞEKERCİM...O ZAMAN BAK NELER YAPARIZ BERABER..
Yemek hazırlamak kesinlikle yoga yapmak gibi. Deşarj olmaya, günün stresini atmaya yardımcı oluyor. Bana öyle oluyor yani.. Tabi şimdi Ayşe benim vaktim yok, ben yemek yaparken yetişti mi diye stres oluyorum asıl dersen ona cevabım yok!:)
Şebnemciğim, teşekkür ederim, o bilebileceğin üzere feci photoshoplu halim. Zaten İineciğim de açar açmaz göz rengime, latince harflere, ama sonra tekrar fotoğrafa takıldı. Bu aralar kelebeklere takılmış durumdayım, gerçekte bu kadar üzerime konsalar çığlık çığlığa kaçarım halbuki. Üüzntüden kendimi bu işlere verdim yani.
Sana da bir yenilik yapalım tabii.Ayrılalım işten dolaşalım dersen olmaz ama :)
Ayşe, haha, çok güldürdün beni.Ben VE TATLILAR ! Sen de inanamadın anlaşılan. Zaten sorun şuymuş ki, vakit olmayınca, işten gelince hal olmayınca zevk alınmıyormuş. Ama oğluşun hastalığında evde kaldığım bir kaç gün farkettim ki çok zevkliymiş gerçekten de.
Sebla.
Blogunla ilgili dünden beridir yorum yapacağım, kafam yerinde değildi (boş boş bakan biriydim adeta) bugün Şebocumla konuşmak iyi geldi, şimdi sana yorum yapabiliyorum :))) Çok şahane olmuş. Resim bir başka güzel, düzen çok iyi, herşeyiyle mükemmel olmuş. En önemlisi yazıların tabii. Onlarda bir değişiklik yok, onlar yine çok okunası ve akıcı ve açık... Hayırlı uğurlu olsun arkadaşım (ne komik seni hiç tanımıyorum ama aramızdaki viyadüğümüz sağolsun - Şebnem - seni de uzun zamandır tanımış gibiyim)... Yeniden hayırlı olsun...
Verda, yazdıkların için çok teşekkürler. Canının sıkkın olduğunu anladım Şebnem'in konuşmasından ama sebebini sormadım. Her ne ise sıkma canını, inan herşey unutuluyor, üzüldüğümüze de değmiyor. Template konusunda beğendiğine sevindim, fotoğrafımı koyma konusunda kararsızdım ama arık bana çok benzemiyor olsa da biraz photoshop ve biraz da kamufle ederek hiç de fena olmadı.;)
Iyi demissin ayrica, ben de sinirlenince bir tatli atarim agzima-baklava en makbulu-pamuk helvaya donerim aninda:) Hatta sirf tatli yeme bahanesi olsun diye suni gundem maddeleriyle sinirlendigim olur:))
Püstüklümama, çok teşekkürler, cerm ole ler gibi şipşak bir tatlı bu da, içine katacakların sana bağlı. :)
Sayfada ki farklılığı görünce başka bloğa mı girdim acaba deyip link adresi kontrol ettim. Hayırlı olsun da bende de sorun var sayfanın yarısını okuyabildim , kalan kısım siyeh ve hiç birşey belli olmuyor,
Sevgiler.
Loungetime,görüntü seçeneklerinden görünüme tıklayıp boyutu küçült yada değiştir.Aslında farklı bir boyut tasarlamadım ama nooldu bilmem. Ben de siyah fonu değiştireyim madem öyle...