Sıfırın altında bir moral yazısı...

Dün oğluşun kreşe başladığından beri kullandığı ilaçların listesini çıkardım.
4 ayda 5 antibiyotik, bir buhar tedavisi, ve son olarak dün sabah depo penisilin iğnesi.
İğnenin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğiz.
Dün sabah o iğne olurken 5 kişi onu zor zaptettik. Ben bir bacağından tutarken bakamadım yüzüne, şu satırları yazarken bile gözlerim yaşarıyor, bacağını sıkıca bastırıp ağlamaya başladım orada.
Çok güçsüz bir anneyim ben.
Bazen yeni doğduğu zamanlar gibi iyice güçsüzleşiyorum. Özellikle de son zamanlarda çok fazla rahatsızlanmasının ardından.
Deli deli korkularım var artık. Bak şimdi aklıma geldi, hemşireler çocuğumun kolunu bacağını bastırırken ya bir yeri kırılıverseydi?
Gördünüz mü? Deliriyorum yavaş yavaş.
İğnenin yapılacağı sabahın gecesi saatlerce uyuyamadım. Kabuslar gördüm. Aklıma yıllar önce yanlış yapılan iğne sonucu sakat kalan kız geldi. Ya penisilin testi yanıltırsa diye saçmasapan şeyler düşündüm.
Bir sürü insan ne rahatsızlıklar geçiriyor, ne iğneler oluyor, neler çekiyor. Biliyorum benimkisi yanlarında komik kalıyor. Ama engelleyemiyorum.
Secret falan da sökmüyor bu konuda. İyi düşün, iyi olacak. Olmuyor işte. Bütün şurupları gözümün önünden kaldırıp hiç düşünmediğim bir anda hemen tekrarlayıverdi.
Kreşe başladığında her çocuk sık hastalanıyor diyor her gittiğim doktor. Ama bu kadar çok olur mu? Bunca antibiyotik kullanılır mı? Benim gibi antibiyotiğe karşı olan insan bu kadar çaresiz bırakılır mı?
Kullanmazsak oluşabilecek komplikasyonların zararındansa antibiyotiğin zararları daha katlanılır mı?
Acaba yanlış yaptığım nokta birkaç doktor dolaşmam mı?
Kendi dr unun testleri beklemeden alerji ilaçları vermesine gıcık olup diğer bir doktora götürmem mi yanlış olan? Yoksa bu diğer doktorun antibiyotik ve iğnelere çok güvenen bir dr olması mı? Kbb uzmanı görsün diye ısrar eden eşime uyup bir de arada aile dr una göstermem mi? Yoksa bu dr ların birbirinden farklı şeyler söylemeleri mi? Hem de tüm tahlilleri tertemiz çıkarken???
Yoksa sadece kansız oluşu mu kolayca yakalanmasına sebep?
Okula mı erken gönderdim acaba? Dışarı mı fazla çıkarmadım? Çalışmayıp onunla mı kalsaydım?
Kafamda bir sürü soru, kendimi suçluyorum her şey için. Sonra ben bir can yetiştirecek kadar güçlü biri değilmişim diye hüküm veriyorum kendime. Ağlıyorum. Ona bir şey olmasın Allahım yalvarırım diyorum, ben fazlasını kaldırabilecek güçte değilim, dağına göre kar ver, artık kolayca atlatsın.Onun her zamankinden daha iyi olması için her şeyden vazgeçmeye hazırım. Yoksa aklımı yitireceğim, bir de benimle uğraşacaklar. O zaman yok olup gitsem daha iyi.
Sonra içeriden bana seslendiğini duyuyorum. Gözlerimi silip yanına gidiyorum. Biliyorum benim ne yok olup gitmeye, ne güçsüz olmaya ne de bu endişelerle delirmeye hakkım var. Beni çağırdığında hep orada olmalıyım.
Sarılıp, ensesini koklayıp, gıdısını öpüyorum.
Gülümsüyor bana kocaman.
Gülümsüyorum…
4 ayda 5 antibiyotik, bir buhar tedavisi, ve son olarak dün sabah depo penisilin iğnesi.
İğnenin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğiz.
Dün sabah o iğne olurken 5 kişi onu zor zaptettik. Ben bir bacağından tutarken bakamadım yüzüne, şu satırları yazarken bile gözlerim yaşarıyor, bacağını sıkıca bastırıp ağlamaya başladım orada.
Çok güçsüz bir anneyim ben.
Bazen yeni doğduğu zamanlar gibi iyice güçsüzleşiyorum. Özellikle de son zamanlarda çok fazla rahatsızlanmasının ardından.
Deli deli korkularım var artık. Bak şimdi aklıma geldi, hemşireler çocuğumun kolunu bacağını bastırırken ya bir yeri kırılıverseydi?
Gördünüz mü? Deliriyorum yavaş yavaş.
İğnenin yapılacağı sabahın gecesi saatlerce uyuyamadım. Kabuslar gördüm. Aklıma yıllar önce yanlış yapılan iğne sonucu sakat kalan kız geldi. Ya penisilin testi yanıltırsa diye saçmasapan şeyler düşündüm.
Bir sürü insan ne rahatsızlıklar geçiriyor, ne iğneler oluyor, neler çekiyor. Biliyorum benimkisi yanlarında komik kalıyor. Ama engelleyemiyorum.
Secret falan da sökmüyor bu konuda. İyi düşün, iyi olacak. Olmuyor işte. Bütün şurupları gözümün önünden kaldırıp hiç düşünmediğim bir anda hemen tekrarlayıverdi.
Kreşe başladığında her çocuk sık hastalanıyor diyor her gittiğim doktor. Ama bu kadar çok olur mu? Bunca antibiyotik kullanılır mı? Benim gibi antibiyotiğe karşı olan insan bu kadar çaresiz bırakılır mı?
Kullanmazsak oluşabilecek komplikasyonların zararındansa antibiyotiğin zararları daha katlanılır mı?
Acaba yanlış yaptığım nokta birkaç doktor dolaşmam mı?
Kendi dr unun testleri beklemeden alerji ilaçları vermesine gıcık olup diğer bir doktora götürmem mi yanlış olan? Yoksa bu diğer doktorun antibiyotik ve iğnelere çok güvenen bir dr olması mı? Kbb uzmanı görsün diye ısrar eden eşime uyup bir de arada aile dr una göstermem mi? Yoksa bu dr ların birbirinden farklı şeyler söylemeleri mi? Hem de tüm tahlilleri tertemiz çıkarken???
Yoksa sadece kansız oluşu mu kolayca yakalanmasına sebep?
Okula mı erken gönderdim acaba? Dışarı mı fazla çıkarmadım? Çalışmayıp onunla mı kalsaydım?
Kafamda bir sürü soru, kendimi suçluyorum her şey için. Sonra ben bir can yetiştirecek kadar güçlü biri değilmişim diye hüküm veriyorum kendime. Ağlıyorum. Ona bir şey olmasın Allahım yalvarırım diyorum, ben fazlasını kaldırabilecek güçte değilim, dağına göre kar ver, artık kolayca atlatsın.Onun her zamankinden daha iyi olması için her şeyden vazgeçmeye hazırım. Yoksa aklımı yitireceğim, bir de benimle uğraşacaklar. O zaman yok olup gitsem daha iyi.
Sonra içeriden bana seslendiğini duyuyorum. Gözlerimi silip yanına gidiyorum. Biliyorum benim ne yok olup gitmeye, ne güçsüz olmaya ne de bu endişelerle delirmeye hakkım var. Beni çağırdığında hep orada olmalıyım.
Sarılıp, ensesini koklayıp, gıdısını öpüyorum.
Gülümsüyor bana kocaman.
Gülümsüyorum…
Yorumlar
Kendini suclama diyecegim ama biliyorum her anne gibi sen de cocugunun basina gelen herhangi birseyden kendini sorumlu tutacaksin ama su kadarini soyleyeyim, oglusun hastalanmasinin nedeni kesinlikle senin evde kalman ya da kalmaman degil, bir de biliyorum ne dertler var benim buna uzulmemem lazim da deme, evet Allah beterinden saklasin, Allah daha kotu durumda olana acil sifa versin ama sen de buna uzuluyorsun iste, en dogal hakkin. Umarim en kisa zamanda biter bu uzuntu. Optum cok.
Ertesi kışa girerken grip aşısı vurdurdum doktoru ile görüşüp.Bağışıklığının gelişmesi ve olduğu grip aşısına rağmen 2-3 kere yine boğaz enfeksiyonu olsakda bir önceki seneye göre yinede rahattık. O hastayken işe her gelişimde ayaklarım geri geri bastı. Senin yaşadığın duyguları bende çok yaşadım.
Umarım sizde 2. okul senenizi daha az hastalanarak geçirirsiniz. Çok öpüyorum oğluşunu...
Eda, inşallah o günler de gelecek :) Sağol...
Fikriminincegülleri, senin gibi, Sibel gibi bunları yaşayıp aşmış anneler bana yazdıkça moralim yerine geliyor aslında.Duan için sağol, inşallah dediğin gibi olur.
Nihan, evet annelik en zor iş. 24 saat, yılın her günü, ömür boyu kafanın içi onun için çalışıyor.Daha iyi hissetmeye çalışacağım bugün :)
Böğürtlengözün annesi, ben dört ayda bu hale geldiysem daha çoook ylum var demektir. Şimdilik bir seneyi okulda atlatabileceğimi sanmıyorum, sanırım bu kış ayrılıp onunla daha fazla zaman geçireceğim, zaten taşınma mevzubahis olacağı için er geç olacaktı bu, hiç olmazsa biraz sevdiklerimizle zaman geçirip ona bakabilmem için de iyi bir fırsat olur bu, kim bilir?
Şu an yapacağın en son şey kendini suçlamak.
Pınar her hastalandığında aynı suçluluk duygusunu yaşardım, sırf bu duygular sebebi ile ikinci bir çocuğu göze alamadım. Kötü bir annemiyim, yok sanmam, sadece çalışması gereken bir anneyim, diğer yandan çalışmayı da seviyorum. Allahtan o suçluluk günlerini aştım, şimdi sadece tatillerde ah keşke çalışmayan bir anne olsaydım, kızımla sabah kalkıp güzel bir kahvaltı etsek, sonra esnek esnek tv seyretsek diyorum, sonra alışverişe gitsek, ne bileyim birşey almaya değil, boş boş vitrinlere baksak diyorum ama sonra vazgeçiyorum, ben çalışan bir anneyim ve öyle de kalacağım. Bunları hafta sonuna saklamalıyım. Zorlukları var tabiki ama güzellikleri de olduğu bir gerçek. Eve kızımı özlemiş bir halde gidiyorum, sürekli yan yana olup, birbirini yemekten daha iyi diye kendimi avutuyorum :)
Şu an sana çok anlamsız geldiğini biliyorum ama bu hastalık dönemleri geçecek. Kansızlık için oğluşuna her sabah bir yemek kaşığı pekmez vermeyi dene, Pınar' da da aşırı kansızlık sorunu vardı, ilaçların yanında pekmez ile olayı çözmüştük. Öyle hemen değil tabi 1 yılda. Birde belki oğluş yuvayı sevmemiştir gibi bir ihtimal geliyor aklıma, yuvanın psikoloğu ile bir görüş derim, hatta başka bir yuva bile araştırabilirsin. Bu kadar uzun süre hala ağlıyarak gidiyor ise incelemekte fayda var.
Çok haklısın bunları düşünmekle. Eminim her annenin geçtiği bir süreçtir bu. Güçsüz değil bilinçli bir annesin.
Herşeyi oluruna bırakmaya çalış, biliyorum söylemesi kolay ama o zaman herşey daha rahat oluyor.
Kendine çok iyi bak !!!
Çocuk gibi, evet bu aralar sorguluyorum bunu. Çalışan anne olmayı seviyorum ama sanırım daha esnek bir iş istiyorum. Çünkü hem çocuğuma zaman ayırıp hem de daha az zamanımı belli bir ofise bağlanarak geçirmek istiyorum. Aslına bakarsan herşeyi aynı anda istiyorum. :) Pekmez olayına bir buçuk sene önce suya karıştırarak başladım ama pek faydası olmamış gibi, bir de kaşıkla deneyeyim. Okula gelince haftalardır yarım yamalak gittiği için sanırım çünkü kolayca alışmıştı okula, bu bir kaç gündür eve ve bana abğlandı sanırım.
Enne, olur mu öyle şey? Anlatacaksın tabii. Ben de aynı endişeleri duyuyordum, ama mecbur olduğum için verdim. Eğer kendin bakabileceksen biraz daha verme derim, oğluş da 2,5 yaşında başladı ve doktoruna göre 3-4 den önce verilmemesi çok daha iyi olurmuş. Oyun gruplarının faydasını da yabana atmamalı tabii, çünkü tam da farklı şeyler öğrenip sosyalleşecek yaştalar. Hem belki de o benim oğluşum gibi kolayca hastalanmaz. :)
Verda, çok iyi moral veriyorsun :) Belki de dediğin gibi güçlüyüm ama öyle hissedemiyorum bu aralar :)
Bkaya, inana bana şu anda okuldan almıyor oluşumun tek sebebi bu zaten. Şimdi olmazsa yarın olacak endişesi.şöyle hafif ateş öksürükle atlatılacak soğuk algınlıklarını bekliyorum, işte onu ilaçsız atlatabildiğimiz zaman bu iş tamamdır.
Tanya, o dediklerini olabilmek için çabalıyorum ama hiç birini tam olarak yapamıyorum. Ama yine de teşekkür ederim, yazdıkların güç veriyor.Ağlattığım için üzgünüm ;) Şimdi daha iyi hissediyorum zaten, geçiyor bu his yavaş yavaş...
Zeya, Haklısın, kendime iyi bakmalıyım ki ona bakmak için ayakta olabileyim :)