Parisienne'ler neden zayıftır?
Paris’te yaşayan, o şehrin havasından suyundan nasibini almış hanımlara “Parisienne” derler. Bizim tabirimizle “Parizyen”. Hemen aklımıza bize müjdeler veren çorap markası gelse de, isim bizler için zarafeti çağrıştırır.
Bilirsiniz Fransızların aynı zamanda mutfağı da meşhurdur.
Peki nasıl olur da bu kadar meşhur mutfakları varken Paris’li kadınlar bu kadar zayıf kalabilmeyi başarır?
Paris’e gidip geldikçe, bu soruya cevaplarımı buldum, bulmakla kalmadım, birebir yaşayarak, doğruluğundan da emin oldum. Burada bunlardan şaka yollu bahsedecek olsam da, emin olun, doğruluk payı vardır.
1- Fransız mutfağı meşhurdur evet,
ama nasıl?
Öncelikle dışarıda yemek son derece pahalıdır. Tabii sabah akşam baget sandviç yemiyorsanız. Genellikle herkes akşam yemeklerini dışarıda yediği için diyelim ki dışarıda yemek farz oldu. Bir hevesle istediğiniz, sabırsızlıkla beklediğiniz siparişiniz gelince hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, zira aynı zamanda porsiyonlar da son derece küçüktür. Lezzetlerini es geçiyorum, Paris’li kadınların yadırgamayacağını düşünerek. Ancak konu mankenimiz bizden biri ise, ağız tadımız da çok farklı olacaktır. Kanlı gelecek kadar az pişmiş etler, soğuk haşlama sebzeler, kokulu soğan çorbaları, salyangoz gibi böcek türevleri, ve fondü gibi pişerken çokça beklemeniz gereken yemeklerden sonra özellikle.
Neyse ki Paris’in her yerinde İtalyan restoranları var da doyasıya karnımızı doyurabiliyoruz.
Özetleyecek olursak, fiyatlar pahalı, porsiyonlar küçüktür, mide de zamanla küçülüyordur haliyle...
2- Paris moda cennetidir.
Bütün meşhur markalar, birbirinden ünlü modacılar, ve tasarım harikası ürünler satan butikler sıra sıra dizilirken, ve insan içi giderek o vitrinlere bakıp, her yerde birbirinden şık giyinmiş hemcinslerini göre göre, nasıl kilo alabilir ki. O beğendiği takımın içine girebilmenin tek yolu zayıflamaktır. Her güzelliğin deli para ettiği bu şehirde o takımı layığıyla giyebilmenin tek yolu da aynı kiloda kalmaktır.
3- Paris’te her yere metroyla gidilir.
Bunun zayıflıkla ne alakası var demeyin. Asıl can alıcı şık budur aslında.
Paris metrosu bizim Taksim Levent metrosu gibi, soldan sağa tek bir çizgi halinde seyretmez. Karışıktır, koca bir ağdır, kat kat şehrin altında örülmüş koridorlar ve merdivenlerden oluşur. Kimi yerlerde aktarma yapabilmek için yerin altında yedinci kata inip, bir ara yine yerin altındaki 3. kata çıkmanız ve bunlar arasında koşturabilmek için uzun bir yol kat etmeniz gerekebilir. Bunca koşuşturma kolay mı?
Sadece bu da değil. Asıl etki, kendisini sabah akşam saatlerinde hınca hınç vagonlara sıkış tepiş bindiğinizde gösterir. Yerin altında, o sıkışıklık, öyle havasız bir hal alır ki, bir süre sonra insanda iştah falan kalmaz.
Yok, bizzat şahidim kalmıyor.
İşte bu sebeplerden “Parisienne” ler genellikle zayıftır, çaresiz...
Yorumlar
Hayattagiderken, öyle de diyebiliriz tabii ;)
Çocuklaçocuk, herhalde az pişmişleri eti keserek direkt sofraya getirerek oluyor :)))
Figen, bence öyle bir şansın varsa yap. Yok fazla kalmadım orada ama teşekkür ederim :)Bu arada en iyi yöntem kalori hesabı. Bizzat denenmiştir. Hem istediğini de tadabiliyorsun içinde kalmadan.
Asli ben tam da bu konuda bir yazi okumustum bir yerlerde; Paris'li kadinlar neden zayif diye. Orada bu sorunun cevabini su sekilde de veriyordu: Parisli kadinlar yemeklerini kendileri pisirirlermis evde. Fakat bunu yaparken de alisverislerini gunluk olarak taze taze yaparlarmis. Alip dolaba koyup bir kac gun idare etmezlermis. Her gun alisveris yaparlarmis. Bu da besinleri taze olarak ve degerini kaybetmeden tuketmelerine yol acarmis. Meyve ve sebze agirlikli beslenirlermis. Mis mis mis...Yani nedenlerden biri de bu galiba..