Muz cumhuriyeti
Hatırlıyorum da ben küçükken muz öyle her kıyıda köşede satılabilen bir şey değildi. Şükür alabilirdik, ama şimdi oğluma alabildiğim gibi her gün eve muz girmezdi. Almak istesen de bulamazdın zaten.
Ama, hatırlıyorum da ben küçükken semtimizde, mahallemizde, sitemizde canımızın istediği gibi oynardık. Ne hızla arabalar gelirdi oynadığımız yere, ne bizi kandırıp götürmek isteyen bir yabancı. Ne bu kadar şiddet haberi duyardık, ne bir tehlikeden korkardık.
Annemizin babamızın bizi açıkhavada oynamamız için parka götürmesini beklememiz gerekmezdi.
Belki bu kadar muz yiyemezdik ama özgürce oynar, arkadaşlarımızla, kahkahayla büyürdük.
Muza burun kıvırmayacak kadar da değerini bilirdik hani...
Demem o ki, her şey bu muzun suçu zaten. Muz çoğalınca, şiddet, korku, dehşet de çoğaldı.
Yoksa kimsenin suçu yok değil mi?...
Dip sos: Fotoğrafı ben çektim, bilmeyenler için o kocaman şey, muzun çiçeği, o uzadıkça üzerinde belli belirsiz gördüğünüz muzlar çıkıyor, seyri tadı kadar şahane. Yine de eski günlere gidip daha az muz ve daha az şiddeti yeğlerdim, o da ayrı...
Yorumlar
kocaman kocaman muz dolu agaclar
:))
Kandırma bizi:)))