Ölü Ozanlar...

Hayalperestin biriyim, ne olmuş? Hayatın film gibi olmasını istiyorum, zaten filmler de hayattan beslenmiyor mu? Besleniyor ama işte işin içine notaya dökülmüş, bizim için bir araya getirilmiş, sahip olamadığımız kareler girince hayatın bir o kadar içinde, ama bazen de çok uzağında hikayeler çıkıyor karşımıza.

Bu sabah haberleri izlerken, Ankara'da ulaşım ücretlerine yapılan zammı protesto etmek isteyen üniversiteli gençlerin yaka paça, yerlerde sürüklenerek, itilerek ve fena halde kakılarak gözaltına alınışlarını, ve bu sırada çevreden izleyen güruhun içinden bir iki tane anaç teyzenin " Bırakın çocuğun kolunu kıracaksınız" feryadı dışında diğerleirnin öküzün trene baktığı gibi öylece olan biteni izlemeleri karşıssında yine hayal kurdum.

Orada, onların da hakkını savunmak için bir araya gelmiş gençleri kurtarmak yada onlara destek vermek için bir şeyler yapsalar. Alkışla protesto etseler, yada çocuklar için başka bir eylem yapsalar. Seslenseler onlara, destek verseler, teşekkür etseler.

Ölü Ozanlar derneğindeki gibi bir sahne olsa.

Olmaz mı?

Sonra düşündüm de, yok biz de olmaz. Olamaz. Bizden olsa olsa bu dünyada değil ama başka bir alemde " Ölüp gidenler derneği" kurulur, sessiz, sedasız, nefessiz...

www.aslicin.blogspot.com

Yorumlar

A. dedi ki…
Çok güzel bi filmdi,biraz uzun sürdü ve sonu beni hayal kırıklığna uğratmıştı.
Yazının son cümlesi ( minik paragrafı) çok baba olmuş.Annemin en çok söylediği sözleri toplamışsınız.Bizden hiçbişi olmaz.
Sevgiler
Ashley
Aslı Cin dedi ki…
Ashley, evet film gibi olsa herşey keşke :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biraz empatiyle çok sempatik olabilirsiniz ;)

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken...

Başlıksız bir yazı bu…