Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sağıra sözünü, köre yüzünü süsleme, yorulursun.

 Hayat zor. Yaşamayı bilmek bir sanat. Her sabah yeniden perdeleri açılan bir sahnede hünerlerimizi sergilemeye çalışırken , seçimlerimiz bizim o kader dediğimiz örgüyü oluşturuyor. Bir sürü düşünce geçiyor kafamızdan. Karmakarışık bir konuşma bulutu tepemizde kızıyor, kırılıyor, seviniyor ya da hayal ediyoruz. Hayatta kalmak sadece nefes alıp vermek değil, her nefeste adımlarınla değil, düşüncelerinle ilerleyebilmek belki de. Hayal ediyorsun, çabalıyorsun, istiyorsun ama yetmiyor bazen... Ütopik bir dünyada herkes birbirine karşı sevgi dolu, nazik, saygılı, düşünceli ve hakkaniyetli olabilirdi ama burası eş dost kayırmalarının olduğu, insanların bencilleştiği, egoların çatıştığı, derdini anlatmaya çalışsan da seni dinlemek istemeyenlerin kulaklarını tıkadığı bir dünya. Onlar gibi olamıyorsan sen de susup kaleme döküyorsun işte böyle. Soyunup dökünüp saklanıyorsun evine, kitaplarının, kedinin, içine gömüldüğün koltuğunun kucağına. Ben savaşçı değilim. Hiç olmadım. Sessizce uzaklaşı...

Şans

Gözlerini açtığında hava henüz aydınlanmamıştı. Alacakaranlıkta koyu gri gibi görünen yer yer kabarmış tavana baktı uzun bir süre. Sessizliğin sesini dinledi. Akşamları hava yeni karardığında içine çöken o korku, sabaha karşı uyandığı zaman aklına bile gelmiyordu. Nihayetimde birazdan havanın aydınlanmaya başlayacağını, güneşin tekrar doğacağını, horoz seslerine kuş cıvıltılarının karışacağını biliyordu.  Tavandaki kalbe benzettiği rutubet izini aradı. Yerini adı gibi bildiği halde bulamadı. Birden panikle dirseklerinin üzerinde yükseldi, tavana yaklaşınca görebilecekmiş gibi. Yok. Yoktu işte. Bu kötü şans demek diye düşündü. Rutubetin büyümesi değil, büyüyüp o kalp izini bozmasıydı sorun. Kendini yeniden yatağa attı. Gözlerinden bir kaç damla yaş döküldü. Al işte. Güne ağlayarak başladım.  Kötü şansı yenmek için neler yapabileceğini düşünmeye başladı. Sabah kalkar kalkmaz sol omzumdan aşağı tuz serperim. Kahvaltıdan sonra hemen bir adaçayı yakar tepemde döndürürüm. Cami önünd...

Sen plan kur bakalım

İnsanlar planlar yaparken Tanrı kahkahalarla gülermiş... Bir süredir sesim çıkmıyor. 2020 dünyaya olduğu gibi bana da çat çat durmadan tokat attı. İnşallah kalanını kolaylıkla atlatırım. 2021 e girince her şey güllük gülistanlık olacak gibi bir beklentimiz var adeta. Son iki aydır ağrı sızı içindeyim. Nihayet ne olduğunu anlayıp tedaviye başladık. Nurtopu gibi bir tiroid iltihabım var. Hem de öyle böyle değil. KBB ile başlayan maceram antibiyotik sonrası geçmeyince ultrasondan endokrinolojiye gittim. İltihap tahlillerde de ultrasonda da az çıktı ama bir baktılar nodüller var. Hadi bakalım biyopsiye. Onun stresiyle geçen günler sonrası temiz haberini aldım ama bu sefer başıma vuran ağrılar boğazda acı başladı. Hadi yine KBB. Yine antibiyoritik. Ardından artan baş zonklamaları ile nöroloji. Beyin Mr temiz. Boyundan mı olabilir diye Fizik tedavi. Röntgen, boyun MR derken benim boynumun solu yanmaya başladı baş diş kulak ağrılarıyla. Yine endokrinoloji. Ve tiroidlerde yoğun iltihap. 2 ayı ...