Nisan 11, 2006

Bir oraya bir buraya...

Bugünlerde annem bize geleceğine,ben oğluşu anneme götürüyorum.Annemin evinde yapılması gereken bir tamirat var,o çözülene kadar böyle.

Sabah kalkar kalkmaz,hazırlanıp,çantasını alıp yola çıkıyoruz.Dün sabah nasıl gidebildiğime şaşırdım aslında.

Kendi çantam çarpraz asılmış, oğluşun çantası kolumda,bir elimde oyuncak çantası,koltuk altıma sıkıştırılmış baston araba,boş kalan elimde oğluşun eli,asansöre çocuk kilidi var,iki elimin de boşta olması lazım,haydi asansörü bir şekilde atlattık,bir de merdivenleri ikişer ikişer inmeye çalışmıyor mu?

Dışarı çıkınca bir de otoparka giden merdivenler var.Onları çıkmak yerine bizimki parka koşmak istiyor.Boş kalan koltuk altıma oğluşu sıkıştırıp otoparka çıkıyorum.

Cevat Kelle gibiyim.

Annemin evi bahçe katı olduğu için,aslında orası daha eğlenceli.Parka inemese bile,parktakileri seyredebiliyor.Dayısının küçüklüğünden kalmış arabalar çok değişik geliyor.Tabii yeni bir evde de keşfedecek bir sürü şey var.

İyi bir kreş duydum,eğer beğenirsem 2 yaşında, hiç olmazsa yarım gün vermeyi düşünüyorum.Gerçi annem 3 yaşına kadar oğluş benim demişti,ayrılmak zor gelecek ama o da yavaş yavaş kendini hazırlayacak.

Anneanneler,babaanneler torunlarına bayılıyorlar.Bize karşı da böyleler miydi, yoksa yaş ilerledikçe daha sabırlı ve sevgi dolu mu oluyorlar?

Aslıberry de bu konuda bir şeyler yazmıştı.



Bu hafta sonu oğluşun doktor randevusu var.Kan tahlilleri falan.Eğer yine kansız çıkarsa ne yapabilirim bilemiyorum.O kadar itinalı bakıyoruz ki,sonuçları iyi çıkması şu an tek isteğim.

Bir de artık ilk traşını yaptırmak istiyorum.Saçları tüy gibi uçuşuyor.

Aslında bunu babasının yaptırması lazım ama, beyefendinin bu haftada raftingi gelmiş.Bazen diyorum ki,erkek doğmak lazımmış.En azından bizim ev için geçerli bu

Eeee ben de görüşemediğim arkadaşlarıma zaman ayırabilirim bu hafta sonu.Fena mı olur?