Nisan 16, 2006

Pazar pazar...







Yorgunum artık.

İşten yorgunum.

Evden yorgunum.

Devamlı bir şeylerden yorgunum.

Sabahın köründe kalkmaktan,her akşam torbalarla eve dönmekten,salak garaj kapısını açamamaktan,asansördeki çocuk kilidinden,uykusuzluktan,mecburiyetlerden,beni üzen blog gelişmelerinden,sevdiklerimi özlemekten,saçmalayan sözde profesyonellerden,oğluşun yemek yememesinden,burnunun tıkanıklığından,her işe gidişimde onu özlemekten,iyi bir film bulamamaktan,kitap okumaya vakit kalmamasından,evime bir şey almanın ya da yenilemenin yersiz oluşundan,faturalardan,gazetelerde okuduğum haberlerden,bozulan herşeyden,birbirini anlamayan herkesden çok yorgunum.

Artık yorgun hissetmem için ufacık bir şeyin olması yeterli.

Her şeyin mükemmel olması için çabalamaktan yorgunum.

Nafile.

Oysa ne kadar çabalarsam çabalayayım,her şey olduğuna varıyor.

Acilen şarj olmam lazım.


Bugünkü gibi.

Bugün arkadaşlarımızla sözleşip,açıkhavada geç kahvaltı için buluştuk.

Çocuklar oyun oynadı,beyler fenerin mağlubiyeti ile eğlendiler,biz sohbet ettik.Hamakta kestirdik.Koştuk.Hayvanları sevdik.Bir ara ben yine kendimi kaybedip,hiç hoşlanmadığım tarz bir canavar anneye dönüşerek,elimde bir şeylerle, yedirmek için oğluşun peşinde koşturdum.

Resim çektirdik,her zaman bir araya gelemeyiz böyle, diye.Farkettik ki,hepimiz erkek annesiyiz.Bu buluşmayı potansiyel kaynanalar 1. buluşması ilan ettik.Kim daha feci kaynana olur onu tartıştık.Ben 1. liği kaptırdım ama ön sıralardayım ...

Kahve falı baktırdım.

Beni harika günler bekliyormuş.Belki yeni bir iş, belki yeni bir ev.

Yenilikler...

Bundan daha iyi bir şarj günü olur mu?