Kloş etekli elbisemi giyerken bigudilerle sardığım saçlarımı çözüp, uçuk pembe rujumu sürsem, hafif topuklu babet ayakkabılarımı ararken bir yandan da tek sıra incilerimi taksam boynuma, ince hırkamı her ihtimale karşı yanıma alıp koşarak insem merdivenlerden, sonra sevgilimi ekoseli pantolonu ile seçsem karanlıkta, Chevrolesine binerken bana kapısını açsa, gitsek bir açıkhava sinemasına. Sevgilimin omuzuna yaslayıp başımı ağlasam Zeki Müren filminin sonunda.
Çok mesudum sevgilim desem, sonra ben de seni bahtiyar edebiliyor muyum acaba diye sorsam ona gözlerinin içine bakarak.
Sevgilimle yapacağım izdivaç ömrümün en muazzam hülyası olsa.
Ama öyle değil işte. Yıl 2007 neredeyse.
Küçük bir kız. Okumalı. Ders çalışmalı. Terbiyeli olmalı. Annesine yardımcı olmalı. Okula gitmeli. Sosyal olaylara da iştirak ettirmeli. Bir enstrüman yada bale belki. Sonra kurslara başlamalı, gerekirse özel ders almalı, kolejler için sınavlara girmeli. Daha çok çalışmalı. Yıllar önceden üniversite sınavlarına hazırlanmalı. Yabancı dil yabana atılmamalı. Üniversitede de çok çalışmalı. İyisi mi master yapmalı. Sevgilileri olmalı ama kendi ayakları üzerinde durmalı. Ardından kariyer yapmalı, daha çok kazanmalı, ekmeğini eline almalı. E annesi mürevvetini de görmek ister, evlenmeli, evini de çekip çevirmeli.Bu arada işine devam etmeli, kendisine özen göstermeli, sosyalleşmeye devam etmeli. Beden çocuk isteyince insanın ruhu dünden hazır değil mi? Hamile kalmalı, kitaplar okumalı, onun için en iyisinden alışverişler yapılmalı. Hiçbir şey eksik olmamalı. Doğum sonrası bebeğe bakacak iyi biri bulunmalı. Alınan kilolar geri verilmeli,işe geri dönülmeli. Çocuk sağlıklı beslenmeli, mutfağa girmek için meraklı olmalı, gerekirse kurslara katılmalı, lezzetli şeyler yapmalı, ama bir yandan da kilo alınmamalı. En yeni spor komplekslerine koşmalı. Çocuğa okul için yıllar önceden kayıt yaptırmalı, geleceği için yatırım planlanmalı, onunla ders çalışmalı, sonra onu kurslara götürmeli ve bir kısırdöngü gibi herşey yeniden başlamalı.
Ev, eş, çocuk, kariyer, alışveriş, mutfak, planlar programlar, sosyal hayat, arkadaşlar, geleceğe yatırımlar ve bunların yorgunluğuna direnecek bir bedeni ayakta tutabilmek için o bedene 3 numara büyük gelen bir yürek ve akıl sağlığı lazım biz kadınlara.
Bulaşık makinası çıksa, çamaşır makinası tam otomatik olsa, mikrodalgası olmayan ev kalmasa, bigudiler artık suda kaynamasa, her köşe başında dudaklara silikon ekleyen güzellik merkezi olsa, alışveriş için herşeyi bulabileceğimiz süper marketler açılsa kaç yazar.
Kadın olmak her zamankinden zor.
Hele arabaya binerken kapımızı açmayı unutan erkekler çoğaldıkça...
