Off ne güldüm yaaa.
Şimdi biz Uyuz beyle konuşmuyoruz ya. Adam bana iş de vermiyor, deli mi ne?
Hayır yani işler açılmasa arada bir, boşa maaş alacağım.
Ben de bütün gün bilgisayarda şarkı dinliyorum rahat relax çalışırken. Aslında hiç durmaksızın aynı şarkıyı dinleyeceğim ama aramızdaki asistan kıza olacak olan. Nitekim cuma akşamüzeri aynı şarkıları dönüp dolaşıp dinlediğimden "Aslı hanım acıyın bana bari" dedi.
Şimdi biz Uyuz beyle konuşmuyoruz ya. Adam bana iş de vermiyor, deli mi ne?
Hayır yani işler açılmasa arada bir, boşa maaş alacağım.
Ben de bütün gün bilgisayarda şarkı dinliyorum rahat relax çalışırken. Aslında hiç durmaksızın aynı şarkıyı dinleyeceğim ama aramızdaki asistan kıza olacak olan. Nitekim cuma akşamüzeri aynı şarkıları dönüp dolaşıp dinlediğimden "Aslı hanım acıyın bana bari" dedi.
.
Çin işkencesi yapıyorum sanki.
Ben de bilgisayarda Candan Erçetin’in bir albümünü buldum. Ege ve Rumeli türküleri söylüyor. Onu açtım, Oh bir iyi geldi, Türkçe –Rumca şarkılar. Şunu cd ye kopyalayıp eve götüreyim de evde de dinlerim.
Ben de bilgisayarda Candan Erçetin’in bir albümünü buldum. Ege ve Rumeli türküleri söylüyor. Onu açtım, Oh bir iyi geldi, Türkçe –Rumca şarkılar. Şunu cd ye kopyalayıp eve götüreyim de evde de dinlerim.
.
Neyse benim Dj liğimden bıkmış olacak ki beyefendi, akşamüzeri Power XL i açtı. Eee ben Candan’ı duyamıyorum. Birazcık daha açtım sesini. Sonra bir gülmedir aldı beni, hala aklıma geldikçe gülüyorum. Biri gözünü kapatsa kendisini sayfiye yerlerindeki bitişik küçük otellerin sahilinde zannedecek. Ayrı tellerden birbirini bastırmaya çalışan şarkılar. Sonra Ege türkülerinden biri başladı, onun radyosu da abuk subuk reklamlara girdi, kapadı.
Tabeee, işte böyle saygıda kusur etmeyeceksin Egeliye.
---------------------------------------------------------------------------------
Egeli demişken aklıma geldi.
Şimdi ben tez canlı panik atak bir kişilik olduğum için şimdiden bilmem kaç yıl sonra olması muhtemel sünnet düğünü için hayaller kurmaktayım. O gecenin en can alıcı konuları sanıyorum benim için, oraya buraya dağılmış arkadaş ve akrabalar için kaç şehirde küçüklü büyüklü yemek vereceğim, tabii ki ne giyeceğim, ve oğluşumun o zamana kadar zeybek öğrenip öğrenemeyeceği. Onlar babasıyla karşılıklı zeybek oynarken salya sümük ağlıyor olma ihtimalime karşılık o zaman kadar gözlerini ovalasan çıkmayacak bir rimel çıkması için de dua etmeliyim.
Elbise derin mevzu, aklımda üç tane renk ve model var, hangi birini giyeceğime karar verene kadar zamanı gelir zaten.
Gerçi bu arada bu “acıyo” nidalarına Dr umuz sünnet gerektiriyor derse her şey birdenbire de olabilir ya, yine de yemeği ve eğlencesi için en azından anlayabilecek yaşa gelmesini beklerim.
Aman işte, insanın işi gücü olmayınca bunları planlıyor.
-------------------------------------
Niçin işin gücün yokmuş diyenlere bir örnek vereyim.
Uyuz bey benim geçen hafta içinde müşteriye hazırladığım bir çalışmayı, onca zaman geçmesine rağmen baştan yaptırıyor asistanına.
Sinirleniyor muyum?
Evet.
Yani amacına ulaşıyor. Ama sesimi de çıkarmıyorum. Merak ettim, yaptığım çalışmam mı beğenilmemiş diye. Öyle bir şey de yok.
Ben elime geçen işi gün içinde bitirirken, kim haftalarca bekler orası da meçhul.Tabii onun için olağan bunlar. Bana ilk geldiğinde, sen müşterinin isteklerini aynı gün içinde mi veriyorsun, alıştırma onları buna demişti ki bu durumda bir hafta sonra şirketin olanaklarını ego tatmini için baştan yaptıran ve bana sırf sinir olduğundan iş olanağı vermeyerek boşuna maaş almamı sağlayan bu profesyonelliğin baş harfinden nasibini almamış adam için çok olağan.İnsan, karşısındaki insanın kompleksli muhabbetlerini, karaktersizce gülücükler attığı arkadaşlarının arkasından sarf ettiği sözlere gülüp geçmeyi, kişiliksizliğini sineye çekebiliyor, onun bunun arkasından kazdığı kuyuları görmezden gelmek zorunda kalabiliyor, görgüsüzlüklerine ve buna rağmen ukalalıklarına gülümseyip geçebiliyor, tüm gün nette arabalara pet shoplara bakmasına yada durmadan evini, arkadaşlarını, annesini, yada köpüşünü yetiştirecek bilimum eğitimcileri arayıp, işyerinden eve kasap manav siparişi vermesine, bitmek bilmez telefon konuşmalarına katlanmak zorunda kalsa da omuz silkebiliyor, çalışmasa bile çalışır görünmesine, çok işinin olduğuna dem vurmasına, ve patronlara bu hikayelerini çok da eğlenceli yazmasına bakakalabiliyor.Yıllarca evvel de bir başkasını işinden ederek şirkete aldığı kız kardeşi tüm gün kahve sigara içip telefonda muhabbet ederken, hiç olmazsa çalışıyor görünür müsün dediği de duyulmuş bir insanın bunun yol yordamını iyi biliyor olması da gerekmez mi zaten, ne bekliyorum ki?
Her ne ise tüm bunlara gülüp geçebiliyorum artık ama gel gör ki işimi sekteye uğratmasına gülemiyorum. Beni bir kenara bırakalım, kaprisleriyle şirketi zarar uğratmıyor mu?
Şeytan diyor, şimdi al pılını pırtını, çık şu kapıdan.
Sonra diyorum ki sus Aslı, sabret.
Biliyorum çok yollar aştım iş hayatında. Ama gel gör ki, hissettiklerimi suratıma yansıtmamayı öğrenemedim, haliyle bunları gördüğüm halde gülüp geçemedim, herkes birşeyleri bilir de susar ya, ben susamadım, haliyle herkesce sevildiğim halde yönetimde sanırım sevilemedim.
Herkes herşeyi bilir de, 3 maymunu oynar, adabı budur diye susar işte...
Su be kadın!
Yok susamıyorum.
Bana ihtiyaçları olduğu için mi buradayım?
Peki benim onlara ihtiyacım var mı?
Asıl soru şu:
Tahammülüm kaldı mı?
Dip not: En son 15 yaşında defterime tuttuğum günlüğe yazdıklarımdan başım iyi bir belaya girmişti, bugüne bugün kimseleri şikayet ettiğimi okumamışsınızdır ya, başıma bir gelecek mi var ne? Adımı google'a yazsalar ilk sırada çıkıyorum zati Ha ha!
Dip sos: Benim de canım var, la la laylaom, ben de insanım, bana ne yahu, ben de içimi dökeceğim bir güne bir gün şu sayfaya, şimdiden pek bir rahatladım.
Valla son dip: Komşuya geçmiş olsun, 40 yılda bir de biz gülelim eğlenelim, hep siz mi sirtaki yapacaksınız?
Tabeee, işte böyle saygıda kusur etmeyeceksin Egeliye.
---------------------------------------------------------------------------------
Egeli demişken aklıma geldi.
Şimdi ben tez canlı panik atak bir kişilik olduğum için şimdiden bilmem kaç yıl sonra olması muhtemel sünnet düğünü için hayaller kurmaktayım. O gecenin en can alıcı konuları sanıyorum benim için, oraya buraya dağılmış arkadaş ve akrabalar için kaç şehirde küçüklü büyüklü yemek vereceğim, tabii ki ne giyeceğim, ve oğluşumun o zamana kadar zeybek öğrenip öğrenemeyeceği. Onlar babasıyla karşılıklı zeybek oynarken salya sümük ağlıyor olma ihtimalime karşılık o zaman kadar gözlerini ovalasan çıkmayacak bir rimel çıkması için de dua etmeliyim.
Elbise derin mevzu, aklımda üç tane renk ve model var, hangi birini giyeceğime karar verene kadar zamanı gelir zaten.
Gerçi bu arada bu “acıyo” nidalarına Dr umuz sünnet gerektiriyor derse her şey birdenbire de olabilir ya, yine de yemeği ve eğlencesi için en azından anlayabilecek yaşa gelmesini beklerim.
Aman işte, insanın işi gücü olmayınca bunları planlıyor.
-------------------------------------
Niçin işin gücün yokmuş diyenlere bir örnek vereyim.
Uyuz bey benim geçen hafta içinde müşteriye hazırladığım bir çalışmayı, onca zaman geçmesine rağmen baştan yaptırıyor asistanına.
Sinirleniyor muyum?
Evet.
Yani amacına ulaşıyor. Ama sesimi de çıkarmıyorum. Merak ettim, yaptığım çalışmam mı beğenilmemiş diye. Öyle bir şey de yok.
Ben elime geçen işi gün içinde bitirirken, kim haftalarca bekler orası da meçhul.Tabii onun için olağan bunlar. Bana ilk geldiğinde, sen müşterinin isteklerini aynı gün içinde mi veriyorsun, alıştırma onları buna demişti ki bu durumda bir hafta sonra şirketin olanaklarını ego tatmini için baştan yaptıran ve bana sırf sinir olduğundan iş olanağı vermeyerek boşuna maaş almamı sağlayan bu profesyonelliğin baş harfinden nasibini almamış adam için çok olağan.İnsan, karşısındaki insanın kompleksli muhabbetlerini, karaktersizce gülücükler attığı arkadaşlarının arkasından sarf ettiği sözlere gülüp geçmeyi, kişiliksizliğini sineye çekebiliyor, onun bunun arkasından kazdığı kuyuları görmezden gelmek zorunda kalabiliyor, görgüsüzlüklerine ve buna rağmen ukalalıklarına gülümseyip geçebiliyor, tüm gün nette arabalara pet shoplara bakmasına yada durmadan evini, arkadaşlarını, annesini, yada köpüşünü yetiştirecek bilimum eğitimcileri arayıp, işyerinden eve kasap manav siparişi vermesine, bitmek bilmez telefon konuşmalarına katlanmak zorunda kalsa da omuz silkebiliyor, çalışmasa bile çalışır görünmesine, çok işinin olduğuna dem vurmasına, ve patronlara bu hikayelerini çok da eğlenceli yazmasına bakakalabiliyor.Yıllarca evvel de bir başkasını işinden ederek şirkete aldığı kız kardeşi tüm gün kahve sigara içip telefonda muhabbet ederken, hiç olmazsa çalışıyor görünür müsün dediği de duyulmuş bir insanın bunun yol yordamını iyi biliyor olması da gerekmez mi zaten, ne bekliyorum ki?
Her ne ise tüm bunlara gülüp geçebiliyorum artık ama gel gör ki işimi sekteye uğratmasına gülemiyorum. Beni bir kenara bırakalım, kaprisleriyle şirketi zarar uğratmıyor mu?
Şeytan diyor, şimdi al pılını pırtını, çık şu kapıdan.
Sonra diyorum ki sus Aslı, sabret.
Biliyorum çok yollar aştım iş hayatında. Ama gel gör ki, hissettiklerimi suratıma yansıtmamayı öğrenemedim, haliyle bunları gördüğüm halde gülüp geçemedim, herkes birşeyleri bilir de susar ya, ben susamadım, haliyle herkesce sevildiğim halde yönetimde sanırım sevilemedim.
Herkes herşeyi bilir de, 3 maymunu oynar, adabı budur diye susar işte...
Su be kadın!
Yok susamıyorum.
Bana ihtiyaçları olduğu için mi buradayım?
Peki benim onlara ihtiyacım var mı?
Asıl soru şu:
Tahammülüm kaldı mı?
Dip not: En son 15 yaşında defterime tuttuğum günlüğe yazdıklarımdan başım iyi bir belaya girmişti, bugüne bugün kimseleri şikayet ettiğimi okumamışsınızdır ya, başıma bir gelecek mi var ne? Adımı google'a yazsalar ilk sırada çıkıyorum zati Ha ha!
Dip sos: Benim de canım var, la la laylaom, ben de insanım, bana ne yahu, ben de içimi dökeceğim bir güne bir gün şu sayfaya, şimdiden pek bir rahatladım.
Valla son dip: Komşuya geçmiş olsun, 40 yılda bir de biz gülelim eğlenelim, hep siz mi sirtaki yapacaksınız?
10 yorum:
Küçük insanlar... Sinek de küçük ama mide bulandırıyor nitekim. İnsan boşa giden zamana, iş gücüne, kaynaklara acıyor.
Günaydın Aslı, keyifli bir haftaya açılsın sabahın.
Sünnet düğününde, oğlan anası beyaz giyer beyaz. E bak yarısını çözdük işte. Şimdi sıra modeline karar vermekte.:)
Dök içini rahatla valla. Zaten günlükler bunun için var değil mi?.:)
uyuz bey benzeri biton insan var çevremizde ne yazık ki...ama ben yazını okuyunca çok güldm..onu takmamak kalıcı hasar olaraktan müzik dinlemek süper...:))
zeyanın bahsettiği kitabı bende okuyorum..hatta arada zeyayla mailleşerek kritik bile yaptık..tavsiye ederim aslıcım..bu zor günlerinde iyi gelebilir...bende iş kapatıyorum ya..bol bol okuyup uygulamaya çalışıyorum....
beni de googlede ad soyad girerek okuyanlar varmş..hatta okuyanlardan bazıları ağzından kaçırdıkça şok da oluyorum...bugün blogumda da yazdım..artık eskisi kadar rahat hareket edemiyo insanlar yanımda..foto çekerken falan daha temkinliler...:))
iyi mi kötü mü bilemiyeceğim ama arada eğleniyorum ben....
çok öperim
Bu parcayi ben de cok severim... Yapilan calismanin emeginin karsiligini gormemesi uzucu ama bence
bol dinlenerek gecen bir is gunu harika! Bu olaya bir olumlu birde olumsuz bir bakis acim var ama olumsuzu bosver...Olumlusu ise tum gun ne istersen onu yapabilirsin:) Kitap okuyabilir, bol bol hayal kurabilir (bunu cok guzel gerceklestirmissin), internette ne yapmak istiyorsan yapabilirsin...Uyuz Beye sinir olmakla vakit gecirirsen, sadece verimli zamanini kaybedersin...
Handancığım, gecikmiş cevabım için özür dilerim, dünden beri müşterilerden gelen işlerim çoğaldı Allahtan.Şimdi açtım hem sirtakiye tempo tutuyor hem de bunları yazıyorum. Umuyorum keyifli bir güne açılacak sabahım, zira sinir stresten midir bilmiyorum dünden beri bir diş ağrısı peydahlandı, akşamüzeri diş hekimine yolcudur Abbas.
Bu arada şu söylediğin sözü pek beğenirim iyi ki hatırlattın :)
Fikriminincegülü, böyle mevzuları pek dökmezdim doğrusu buraya ya, rahatladım, iyi oldu. Demek beyaz giyilir, e o zaman zaten iki model eleniyor çünkü biri altın sarısı gibi bir renkti, diğeri de hafif desenli olacak bir modeldi, şu durumda model kesinleşmiş oluyor. Elie Saab'ın geçen yaz için hazırladığı turquaz rengi tuvaletin beyazı olacak bu durumda. Desene Nişan ve evlilikten sonra beyaz giymek için bir bahanem daha var. Hmm şimdiden kıyafetlerimiz ve dekorasyonu bile beyazlarda hayal edip, kafamda fotoğrafımıızı çektim bile teşekkürler :)
Nurdan, evet çok var öylesi. Ya şu Burhan bey gibi bir tip olsaydı,işte ona dayanamazdım herhalde :) Madem herkes öneriyor, mutlaka alacağım kitabı, umarım senin de işlerin halloluyordur.Bloglara gelince, ben de beni okuyan insanlarla karşılaşınca şaşırıyorum, aaa sen de mi diyorum, insan sadece google da veya bloglardan, bir de bahsettiği arkadaşları, ailesi tarafından okunduğunu zannediyor ama öyle değil, o ona, o şuna söylüyor, derken bir bakıyorsun ki, herkes biliyor. Bu iyi bir şey bence, tabii eğer herkesin seni okuyabileceğini gözardı ederek kendini kaptırmazsan.
Mademoiselle, senin şu herşeye pozitif bakan yorumuna bayıldım, teşekkür ederim.Şirkette maaşımı hak edeyim diye elimden geldiğince iş çıkarıyorum başıma, ama sevdiğim kolleksiyon çalışmalarından uzak kalıyorum diye dertleniyorum ben. Ama dediğin gibi yapacak bir şey yoksa keyfini çıkartmalı zamanın :)
Bu tip insanlar var sahiden iş yerlerinde. Dayanmak zor :( Kolay gelsin. Ben çok şanslıyım aile gibiyiz biz. Sabah akşam şükrediyorum.
Kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. 1 hafta oldu enteresan sonuçlar var.
Sevgileeer
Merhaba Aslı gezinit yaparken bulmuştum.İlk başlarda bende beni kimsenin okumadığını zannediyordum.
İş yaşamında böyle dönemler oluyor gerçekten diğer bir deyişle heryerde iş yapıyor gibi görünen ama laf salatasından başka bişey yapmayan insanlardan çok var.İnsanlar artık yaptıkları işleri değil kendilerini pazarlıyorlar.Hep "ben..."le başlayan cümleler..
takmamaya çalış.
Aslıcım yaşadıkların bana o kadar tanıdık geldi ki. Bir dönem benim uyuz beye benzer bir müdürüm vardı. Ama sanırım uyuz beye bin basardı gıcıklık konusunda. İlk zamanlar bende susup olayları izlemeye başladım.Ama ne zamanki mobbing başladı bendeki sabır taşı çatladı ve şirkette inanışmaz bir olay çıkardım. Herkesin ortasında tüm hissettiklerimi anlattım ve o kişi o olaydan kısa bir süre sonra işten çıkarıldı. Ben başından beri yöneticilerime bu kişiye karşı dikkatli olmamız gerektiğini söylesemde kimse olayın bu kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğini düşünmemişti. Kadının fendi erkeği yendi :)
Sende yakın bir zamanda zaten bu insanlardan çok uzakta olacaksın ve eminim o gün geldiğinde yüzünde hafif bir tebessüm olacak :)
ASLICIĞIM BU GÜNDE KONUŞTUĞUMUZ GİBİ..REGL KRİZİ VE SİGARA BIRAKMA KRİZİ İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNDE AFFEDİLİR,CEZA İNDİRİMİ YAPILABİLİR DURUMLAR..BAK HALA KARŞIMDA GEYİK MUHABBET EDİYOR YA..BU ADAM ÇALIŞMAZ MI HİÇ?YA KÖPEĞİ,OĞLUSU YA DA BİLMEM NE TEYZESİ...DALIŞA GEÇİYORUM..SAVULUN....
Zeya, kitabı almak şart oldu anlaşıldı.:) Senin için çok sevindim, insanın sevdikleriyle çalışması keyifli oluyor tabii, ama bunun gibi uyuz beyler de hemen hemen bir çok şirkette var, insan anlaşabildiği yere kadar sabrediyor.
Gülçin merhaba, gecikmeli cevaplarım için üzgünüm ama çok mu işsizim güçsüzüm diye ağladım bilmem, başımı kaldıramıyorum, ille de bir şeyler çıkıyor. Dediğin gibi ben le başlayan cümleler o kadar zivanadan çıkıyor ki, ben karşımdakilerin benim makinam benim fabrikam dediğini duydum. Canım patronlarım olsa şimdi derler ki, bak bak bak ne de benimsemiş fabrikasını ki benim diyor. :)
Nuray, seni tebrik ediyorum, helal olsun diyor, vay canına demekten de kendimi alıkoyamıyorum. Şu son yazdığın cümle var ya, bayıldım bayıldım bayıldııım :)
Şebnemciğim, sakin ol şekerim. Rahat ol relax ol, bak o sinir stress yapıyor mu? Sigarayı bırakırken dün gözümün önünde 2 taneyi yarım saat arayla içtiğini de söylemem kimseye, sakin ol. UUUPPPS , AĞZIMDAN KAÇTI ;)
Yorum Gönder