DOOODOLLS !!!

Onlarla bir çoğumuz gibi reklamlarda tanıştım.

Hiçbir şeye benzemiyorlardı ama herkese çok sevimli gelmişlerdi, gerçekten de belki seslendirmenin de etkisi ile çok sevildiler.

Dooodolls’dan bahsediyorum.

Tasarımcısı Darren Chen’in hobi olarak yapmaya başladığı oyuncaklar 3 yıl önce çok beğenilince ticarete dönüşmüş. Kafasında 200 e yakın karakter fikri varmış, şimdiye kadar 18 tanesi piyasaya çıkmış. İnsan, hayvan, yaratık karışımı bu renkli oyuncaklar, her zaman herkesin yanında rahatlıkla taşıyıp, tepe tepe kullanması için makinada yıkanabilir şekilde üretiliyormuş. Burç koleksiyonunda 12 karakter varmış, ve her birinin birer adı olduğu gibi kendilerine ait özellikleri de varmış.

Şimdilik Amerika dahil 3 ülkede satışta olan marka, tşirt, çanta, ve değişik aksesuarlarla genişleyerek, daha çok ülkede satılacakmış.

JK Rowling’in ardından bu acaip yaratıkların satışını okuyunca anladım ki Allah insana “Yürü ya kulum” demeli.
.
Salak Aslı, sen hala öle ofise gidip gel…

Not: Efenim, şurada blogların Oscarı olmaya aday bir yarışma var. Ne yazık ki Amerika ve Kanada'yı kapsayan bir yarışma olduğu için biz Yeni dünya dışındakiler sadece "Yabancı blog" dalında aday olabiliyoruz. Buna rağmen Türkiye'den büyük bir katılım var ve çok gururlandım ki hemen hepsi de üst sıralardalar. Ben yarışmada değilim ama adaylığını koyan ve aday gösterilen tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum, oylarım ve kalbim onlarla. Siz de kısacık bir üyelikle beğendiğiniz bloglara destek olabilirsiniz. Gönül ister ki, hiç olmazsa alabileceğimiz tek dalda birinciliği bizlerden biri alsın.

Dip not: Secret yine yaptı yapacağını. Ama "Problemsiz işim olur mu?" sorusuna, olur diyeceğim artık. Şu ev işlerini hallettim, oğluş daha iyi, yada iyi olmasa da öyle olduğuna inanmak istiyorum, herkesin iyi haberlerini alıyorum, haftaya tatile çıkıyorum, acaip kumaşlar aldım, gözüm doymuyor, terziden çıkmıyorum, kahve falımda Uyuzbey'in başında yunus çıktı, adam falımda bile çıkıyor, ne işi varsa, daha iyi yerler için bizi terkedecekmiş, çok üzüldüm sormayın hiç, önüm açılacakmış şirkette, artık ne kadar açılabilirse, duy da inanma, ha bir de İtalya çıktı falımda. E daha ne olsun?

Şahane dip not: Maymun iştahlıyım ya, ne zamandır düşünüyorum, beni en çok mutlu edecek iş ne olabilir diye. Sanırım bir bebek giyim mağazası açmalıyım, şöyle cıvıl cıvıl, eğlenceli, hatta ben anneleri ile kahve içerken içinde 1-3 yaş bebeklerin zaman geçirebileceği bir yer. Bebek sepetleri yapıp satabileceğim bir yer. İçini kendi dekore edeceğim, mıknatıs gibi dışarıdakileri içeri çeken, içindekilere bakmaya doyulamayacak bir yer. Colette gibi bir yer ama sadece bebişler için !

Vay be !

Süper bir fikir!