Aralık 16, 2008

Dolce Vita



Günler güzel geçiyor şekerler. Bu şekerler lafı da 90 lı yıllar temasından kaldı, sabah şekerleri, leblebileri ile dalga geçersen sonu bu olur.

Bayramdan bir kaç gün önce geldik anavatana. Kerem ikide bir burada herkes Türkçe mi konuşuyor anne diye sordu. Bunu söylediğine bakarak şakır şakır İngilizce konuştuğunu sanmayın, başka dil duymaya alışmış, başka sebebi yok.

Eve geçtik, dinlendik, arkadaşlar geldi- ki bu arkadaşlar, iyi gün kötü gün olayı, ve özlem meselelerine binealeyh gireceğim-hasret giderme, annemin börekleri, hoş sohbet aklımda kalanlar.

Ertesi gün bayram alışverişi bahanesi ile kendimi dışarı attım. İndirim ilanları altında bindirilmiş fiyatlar eşliğinde bir kaç ayda ülkem ne kadar daha pahalı olabilir şaşkınlığı ile arkadaşlarımla bir kahve sonrası eve döndüm.

Sonrası malum bayrama hazırlık.

Oğluş oyuncaklarını unutmuş, hazine odası bulmuş gibi oldu. Arkadaşları geldikçe de coştu.

Bayramın ilk gününü ilk kez evimizde kutladık. Giyindik, bayramlaştık, anı olarak fotoğraf çekildik. Arkadaşlarımız geldi, pek keyifliydi. Sonra ertesi gün biz gittik anne, teyze ziyaretlerine. Bayram dediğin bir kaç gün ama biz tatili severiz vesselam, üçüncü günden sonra gezdik, tozduk. Oğluşla sinemaya gittik, ben karşıya geçtim Şebo ve Angelmama ile buluştum. Önce Cadde'de kahvaltı ettik, birer kahve içtik. Cappucino berbat önermiyorum. Sonra bütün kızlar toplanınca ne yapılır, tabii ki mağazalara dalınır. Yılbaşı için biletlerimizi de almayı ihmal etmedik. Umarım şans getiririz birbirimize.

Yemek için Vapiano'ya gittik. Evet, kesinlikle öneririm. Son derece sıcak ve keyifli bir ortam. Pizza feci doyurucu, kaliteli, zevkli ve fiyat olarak da makul bir yer.

Dönüşte Tanya ve sevgili sevgilisi ile karşılaştık, benim için harika bir tesadüf oldu.

Bunca yorgunluktan sonra bir kaç gün dinlendim, sadece bir gün Bahçeşehir pazarına çıktım. Mmmmm bayılıyorum oraya. Sebze meyve bölümüne de, ıvır zıvır, ev eşyası, aksesuar, markaların mallarını sattıkları diğer bölüme de. Hiç gittiniz mi bilmiyorum ama çarşı pazar dolaşmayı seviyorsanız kesinlikle öneriyorum.

Bu kadar öneri yeter. Şimdi yeni planlarım var. Bir kaç gündür diş hekimi, bankalar ve arkadaşlarla kahve keyifleri arasında dolaşıyorum. Yeni planlarım var, bir terslik olmazsa keyifle geçirmeyi planlıyorum. Burada paylaşmak üzere.

Şimdi izninizle Issız adama gidiyorum...

Dip not: Fotoğraftaki modeller, babaannemin gençliğinden kalma 60 senelik tek tük kalmış fincan takımım, Mehmet efendi Türk kahvesi, Bilmemkaç senelik tekila için kullanmayı sevdiğim minik bardaklar, Hare'nin Beyaz çikolatalı Mocha likörü. Mmmmm...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

ne güzel bir bayram geçmiş. Cadde de karşılaşsaymışız keşke :):)
Öpüyorum

Aslı Cin dedi ki...

Zeya, seni anmadan geçer miyiz hiç? Ama senin yurtdışında olduğunu düşünüyorduk o sebeple- hele gittiğin yeri de duyunca- bir aaah ah çektik. :)

Unknown dedi ki...

Keyfin yazına geçmiş mutlu bir bayram olmuş anladığım kadarıyla,bir gün bizde cadde de karşılaşsak dünya ne kadar da küçük desek,şeboya selamlar...

Adsız dedi ki...

evet evet yoktum :):) bir daha ki sefere artık :)

Asortik Krep dedi ki...

Liköre ve kadehlere bayıldım :)

Bahçeşehirden Caddeye mi gezmeye gittin..?
Bende İstanbula gittiğimde teyzemin kızı hep o pazara çıkıyor bana da gidelim diyor ama bir türlü kısmet olmadı..Çok güzelmiş diye biliyorum..

Tanya's dedi ki...

Aslıcım,

Va Pianoya bizde bayılıyoruz..Lushun önünden sağ salim gecemedim ama bugüne kadar hehehe.

Karşılaşmamıza bizde bayıldık..tesadüf değildi..

Bu arada erken yılbaşı partisi diyoruz...

Şebo arar seni..

Aslı Cin dedi ki...

Elçin, karşılaşmayı beklemeye gerek yok, bir gün ayarlarız :)

Zeya, ah ah hatırlatma, aklım kalıyor :)

Asortik, kahveye gel, hala var.:) Evet, bazen zor oluyor karşıya geçmek ama sevdiğim arkadaşlarımın hemen hemen çoğunluğu ne yazık ki karşıda, değiyor geçtiğime :) Bu arada pazarı da kesinlikle öneriyorum.

Tanya, süper olur, bekliyorum :)))