Nisan 15, 2009

Bulanık

Midem bulanıyor. Mecazi değil, gerçekten. İçim sıkılıyor. Belki ondandır. Ben de canı sıkıldığında midesine vuranlardanım. Bu akşam uzun zaman önce söz verdiğim bir gösteriyi izlemeye gideceğiz. Canım hiç ama hiç istemiyor. Bir şey anlamayacağımı da biliyorum. Ama burada elimden bir şey gelmiyorken evde üzülüp saf salak dolaşmamın bana faydası olmayacağını söylüyorlar. Evet ama insanın keyfi olmadığında da canı hiç bir şey yapmak istemiyor, yapsa da bir şey anlamıyor. Şu anda bilmiyorum, bakalım oradan iyi haberler gelecek mi?

Oradan haberleri panikle yalan yanlış alınca iyice canım sıkılıyor. Bugün yine trombosit gerekiyor demişler, bir sürü telefon numarası var kimilerine ulaşılamamış, ulaşılabilenlerinki uymamış. Şimdi bir kaç kişi daha var gidecek, bir anda herkesi ayaklandırıyoruz kimseninki uymayınca, sonra bir kaç kişininki uyuyor ama bize sadece bir kişi gerekiyor, daha sonrası için diğerlerinin numarasını alıyoruz, sonra gerekince onları arıyoruz, onlara ulaşamazsak, haydi hooop her şey baştan başlıyor.

İyi ki arkadaşlarım var, onlar beni aratmıyorlar annem için yeri gelince, hiç olmazsa haberleşiyor ve bana haber veriyorlar.

Bu bulantıyı nasıl geçireceğim acaba?

Hiç yorum yok: