Mayıs 29, 2009

Muz cumhuriyeti


Hatırlıyorum da ben küçükken muz öyle her kıyıda köşede satılabilen bir şey değildi. Şükür alabilirdik, ama şimdi oğluma alabildiğim gibi her gün eve muz girmezdi. Almak istesen de bulamazdın zaten.

Ama, hatırlıyorum da ben küçükken semtimizde, mahallemizde, sitemizde canımızın istediği gibi oynardık. Ne hızla arabalar gelirdi oynadığımız yere, ne bizi kandırıp götürmek isteyen bir yabancı. Ne bu kadar şiddet haberi duyardık, ne bir tehlikeden korkardık.

Annemizin babamızın bizi açıkhavada oynamamız için parka götürmesini beklememiz gerekmezdi.

Belki bu kadar muz yiyemezdik ama özgürce oynar, arkadaşlarımızla, kahkahayla büyürdük.

Muza burun kıvırmayacak kadar da değerini bilirdik hani...

Demem o ki, her şey bu muzun suçu zaten. Muz çoğalınca, şiddet, korku, dehşet de çoğaldı.

Yoksa kimsenin suçu yok değil mi?...

Dip sos: Fotoğrafı ben çektim, bilmeyenler için o kocaman şey, muzun çiçeği, o uzadıkça üzerinde belli belirsiz gördüğünüz muzlar çıkıyor, seyri tadı kadar şahane. Yine de eski günlere gidip daha az muz ve daha az şiddeti yeğlerdim, o da ayrı...

6 yorum:

yeliz dedi ki...

bizim yazlığın bahçesine babam muz ağacı dikmişti, bunlar yeşil oluyor, muzlar olunca ağacı kesip muzları karpite yatırıp sarartıyorsun. Ağaç kesiliyor ama zaten yavru ağaçlar çıktığında bir sonraki sene yavru ağaçların muzunu yiyorsun. o muzlar en güzel çocukluk anılarımdan biri olmuştur, yoksa parayla o kadar muz nasıl alınırdı o zamanlar?

Benim Hayatim dedi ki...

Benzer duyguları muzla açıkladığımız bir konuşmamız oldu bizimde ablamal. Şimdi yesinler diye ufaklıkların peşinden koşturuyor, parka götürürken yanımıza alıyoruz :)

pommeler dedi ki...

ben mersin de görmüstüm ilk kez muz agacı nasıl sasırmıstım
kocaman kocaman muz dolu agaclar
:))

birkadin dedi ki...

ben hala muz agacinin da cicegi olabilecegini dusunememisim, gorunce sasirdim :)

Sebnem'den dedi ki...

Aslı,O çiçekten daha çok sörf tahtasına benziyor..Dikkatli bak.
Kandırma bizi:)))

nothing dedi ki...

ben Alanyalı olduğum için her daim evlerde muz olurdu, sokaklarda bir o kadar rahat ama beyazıt öztürk anlatmıştı bir keresinde muz öyle zor girermiş ki evlerine annesinden izin alır, pazar alışverişine o çıkar akşam engeç saatte gider en ucuzlarını alırmış ki herşeyin muz almaya da parası kalsın. Sonra eve gelir çabuk bitmesin diye onu ekmek arasına koyar yermiş o kadar kıymetliydi yani bizim için demişti.