Haziran 07, 2009

Herkes biraz İzmirliymiş, müjdemi isterim...

Yılmaz Özdil burada yazmış, ne de güzel yazmış.

Hele, "Adam sarhoş kafayla kurmuş memleketi, siz ayık kafayla batırıyorsunuz, Allah'ın gerizekalıları" bölümüne çok güldüm çok :)

Evet eski yazısının altına çok çekemeyen yorum yapmıştı, bazıları evlere şenlik, ne kızlarına laf etmedikleri kalmış, ne dinine imanına.

Ama biz İzmirliler ne yaparız?

Güler geçeriz, başımızı çevirir, sahilde güneşin batışını izleriz...

5 yorum:

cenebaz dedi ki...

:))

birkadin dedi ki...

benim de bugun ilk okudugum yaziydi, yilmaz ozdilin zekasina bi kere daha giptayla baktim..

CeRkeS KıZı dedi ki...

kendine sonsuz güvenen,özgür bir şehirde,güler güzlü insanlarla büyüyoruz hayatın karşısına cıkmadan önce..bu yüzden özellikle kadınlarımız güçlü,kendi ayakları üstünde duran asla taviz vermeyen karaktere sahipler..

bizleri yetiştiren dedelerimiz,babalarımız abilerimiz ezmek,sindirmek yerine her konuda teşvik eden destek veren aydın insanlardır..

yani kadın-erkek kimliğinden önce "insan" oldugumuzu ögretirler bize..herkesin eşit oldugunu,herkesin aynı haklara sahip oldugunu içimize işlerler..hiç kimseyi küçümsemeden yadırgamadan hayata bakmayı küçük yaşta ögreniriz..dimdik yürürüz yolumuzda..amaçlarımız ve hayallerimiz önce kendimiz içindir..başımıza bir gardiyan gerekmez,kimseye boyun egmeyiz..tınaklarımızla kazırız gerekirse..işte izmir kadını bu yüzden sevilmez..eyvallahımız yoktur ya..:)

izmir hamuruyla yogrulanlar her daim kendilerini belli ederler..

bize laf söyleyenlerle asıl farkımız bu işte..hoşgörü...asıl farkımız insanlara önyargısız yaklaşmamız..karşımızdakine etiketi yapıştırmadan güleryüzle merhaba dememizde..ee onlar bunu yapamıyorsa suç bizim mi...

varsın bizde olsun :)iyiyiz biz böyle..

enne dedi ki...

Yılmaz Özdil Mutlu Tönbekici'ye kızıp yazmış galiba o yazıyı. MT'nin dünkü yazısında İzmir'den gelen bir mektup vardı, bence biraz da madalyonun diğer tarafından bakmak lazım. Ben Yılmaz Özdil'i çok severim, ama İzmir hakkında yazdıklarının tümü doğru değil diye düşünüyorum. "Tabii sen izmir'li değilsin" de diyebilirsin Aslı:) Bence 2 yazar da İzmir'in daha da güzelleşmesi için çabalıyor, umarım da öyle olur. Ben de arkadaşlarımı ziyaret ettiğimde çok seviyorum şehrinizi. Hele de hafta sonu Mandıra'da kahvaltıya bayılıyoruz hep beraber.

İşte MT'ye gelen mektup:

“Ben Dokuz Eylül Üniversitesi’nde resim okutmanı olarak görev yapan bir sanatçıyım. 25 yıldır İzmir’de yaşıyorum. Bugün sizin yazınızı okudum ve nihayet dedim doğruları yazan birisi çıktı. 25 yıldır İzmirlinin kendisini ve şehrini farklı görmesinden bıkmış biri olarak yazdıklarınızın eksiği var fazlası yok. Göremezler. Medeniyetin çıkış noktası İzmir derler ama yerler izmarit, köpek pisliği, tükürük doludur, her yere çöp atarlar. Hafta sonları Karşıyaka sahilleri mısır koçanı, çekirdek kabuğu (onlara göre çiğdem kabuğu), bira şişesinden geçilmez, mini etekli bir kız asla çarşıda rahat yürüyemez. Gerçekten de 40 yıl öncesinin anılarıyla bugünü öyle görmeye çalışıyorlar. Büyük şehir kimliğinden her geçen gün uzaklaşan bir görüntü çiziyor İzmir.

Sanatsal aktiviteler neredeyse bitti. Kipa, Özdilek, Forum gibi alış veriş merkezlerinde açılan amatör ressamların, ev hanımlarının sergilerini gezmeyi kültürel aktivite olarak gördüklerinden gerçeği kavrayamıyorlar. Eskisi kadar olmasa da hâlâ nemli havalarda ve ters rüzgarlarda lağım kokar İzmir. Mithatpaşa istikametine giderken sahil yolunda palmiyelere spotlar takıldı. Yeşil gözüksün diye çünkü çoğu kurudu, o spotlardan da kablo çekilerek sahildeki lambalara bağlantı yapılmış. Tam bir gecekondu mantığı. Bu mudur gelişmişlik, modernlik? Söyleyince çıldırıyorlar. İzmirli gerçeği artık görmeli, şehir elden gitmiş, eskiyle övünmenin bir anlamı yok. Bir liman kenti, turizme açık bir kentin asla böyle olmaması gerekir. Seçimlerde Gavur İzmir’e tepki olarak verildi o oyların çoğunluğu. CHP’den kim aday gösterilse kazanırdı, belediyeler iyi çalıştığından değil. Şehrini seven insan şehrini bu kadar bakımsız, pis ve ilkel bırakmaz."

Aslı Cin dedi ki...

Çenebaz, :))) Bence de...

Görkem, aynen...

Çerkes kızı, ne de güzel yazmışsın :)Eline sağlık...

Enne, iyi ki yazmışsın bu yazıyı, ayrıca İzmirli olmayan birinden objektif bir yorum iyi oldu.

O mektupta bahsedilenlerde haklılar. Eskilerin deyimi ile Altın yolun her iki tarafı gecekondu dolu. Eskilerin Rum evlerinin yer aldığı güzelim Buca, şimdi her nevi olayın yaşanabildiği ayakta kalmaya çalışan Anadolunun her yerinden göç edenlerin yerleştiği bir yer haline geldi. Ama haksızlık etmişler bu yazıda. Çünkü bu İzmirlilerin suçu değil. İzmirliler çalışmak için başka şehirlere gitmek zorunda bırakılınca, sanayisine vb şeylere sadece iktidar taraftarı değil diye para akmadıkça emekli şehri olmaya başladı, bir de üzerine siyasi çıkarlar için gereksiz bir göç var İzmir'e bir çok şehirden. Altta bir çok sorun var anlayacağın ama gerçek İzmirlilerin bundan memnun olmadığına emin olabilirsin...