Acaba onu bu kadar sevdiğimi biliyor muydu? Ben bile bilmiyorken...
Şimdiyse beni duyup duymadığını bile bilmiyorum.
Biraz önce Facebook daki sayfasına girip arkadaşları için mesaj bıraktım. Benim sayfamda sevdiğim onca insan içinde onun bir tane fotoğrafını göremedim. Koymamışım. Hastalanmış bile olsa gideceğine ihtimal vermemişim. O kadar gençti ki, ben annemi kötü bir sona hazırlarken kendimi hiç hazırlamamışım. Sanki hep burada olacakmış gibi hiç sıkıca sarılmamışım.
Son günlerini görmemenin iyi tarafı onu hep iyi hali ile anabilmek, kötü tarafı gittiğine inanamamak. Sanki hep kapıdan girecekmiş gibi.
Ona bir şey olursa burada onun için ne yazarım diye düşünürdüm bazen. Hayatımda ilk kez yazacaklarım yetersiz kalıyor. Böyle düşünerek kabullendiğimi sanmıştım, şimdi sanki sonu ben çağırmışım gibi pişmanım.
Hatırlıyorum kar çiseleyen soğuk bir kış günü doğdu, şimdi sıcağın yaktığı bir yaz günü gitti, ama dört mevsimi hiç yaşayamadı...
Bu sıcak günde sabah onun ardından ağlar gibi yağmur yağdı...