Ağustos 01, 2009

Kuşadası

Yazacak çok şey var ama bir kaç gündür nette değilim. Daha önceki tecrübemle - ki hatırlarsanız bilgisayarımı götürdüğüm her yeni evde y çalındı ya çalınmaktan beter oldu- bu kumsal evine getirmedim bilgisayarımı. Dolayısıyla en yakın net kafeye, en sessiz anlarında gelmek şart oldu.

Tabii ne kadar sessiz olabilirse.

Evet yaşlı huysuz bir kadının sesi gibi çıkabilir sesim ama a dostlar vay halimize.

Yeni nesil manyaklık derecesinde bilgisayar oyunu oynuyor.

Sadece oynamakla kalmıyor, bir yandan bağırıyor, küfrediyor, saatlerce kendilerini kaybediyorlar. Duymuşsunuzdur adı "Knight".

Bunları gördükten sonra internetin gerçekten de tehlikeli olabileceini düşünmeye başladım. Netteki nice sapkınlık ve hırsızlıklar bile bana bunları düşündürmemişti.

Herneyse hayat sakin sürüyor.

3G ülkemize geldi diye sevinirken, geçtiğimiz yıl yaşadığımız ülkedeki kadar tıkır tıkır işlemediğini görmek biraz hayalkırıklığı oldu. Ancak geç olsa da telefonun köşesinde o ibareyi görebilmemiz de güzel. Artık keremi anneme gösterebilmek daha da kolay olacak. Ve diğer iyi bir tarafı 3G geyikleri ile gülecek daha çok şey çıkacak karşımıza.

Sadece o değil, sayfiye yerlerinde gülecek çok şey çıkıyor karşımıza. İnsanlar bir alem. Ya da ben çok anormalim bilmiyorum, çözebilmek zor.

Kuşadası rüzgarlı ve dalgalı. Gece üşüyerek uyandığımız oluyor. Çarşı geçen senelere göre daha iyi görünse, ve Liman Port görünüme katkı sağlamış olsa da Kırocanların varlığı hala azımsanmayacak kadar çok. Burada gülüp eğleneceğimiz ikoncanlar da yok, biraz sıkıcı yani :)

Dün Kuşadası port içinde yer alan Starbucks arkasındaki sadece yerel ürünler satan mağazaya uğradık. Harika havlular, hamam ve banyo malzemeleri, ipekli ketenli nevresimler, zeytinyağlı ürünler, tas, takunya ve peştemaller var. Hiç aklımızda yokken iki tane büyük havlu aldım. Hoş oaln tarafı diğer taraflarının peştemal olması.

Çarşı içinde de bir yerden ilk kez burada gördüğüm, İzmir'de üretildiğini öğrendiğim cam süsleme avizelerden aldım yeni evin girişine. Aslında rengarenk olanları daha iyi görünüyor ampul yandığında ama ben girişe çiniler asacağım için laciver beyaz ve turkuaz renklerinde olanını aldım. En iyi fiyatı, hem de oldukça farklı bir fiyatla deniz tarafından çarşıya girdiğinizde sağdaki ilk dükkanda buldum.

Acaba tanıtımlarını yapacağımı söylesem biraz daha indirim alır mıydım. Hmmm ???

Bu gece Sezen sahneye çıkıyor burada. Bir sürpriz olursa gidebilirim ancak, kimseyi benimle gelmesi için ikna edemedim henüz. Herkesi kriz vurmuş. Giriş 75 TL, içki meyve ve çerez yazmışlar ama bu öğrendiğime göre en arkalar. Bistrolar 100 TL, masalar 250 ymiş. Komik olan arkada olanların bir ellerinde içki bir ellerinde meyve ve çerez tabağı ile nasıl dikileceklerini hayal etmek.

Bu arada optimist, pozitif ve hedonist bir insan olmak için çalışmalarım gırla gidiyor. Ha secret diyor, ve her şeyin iyi olacağını hayal ediyorum...

2 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Ben ayakta durmak için bile gelirdim ama uzaktasın :(

serrose dedi ki...

Sen anlattin ben seninle birlikte gezdim oralarda

ozledim mi evet !!daha 1 ay bile olmadi oralardaydik :(

porttaki burger da oturduk :( swatch saat bile aldim kendimee offf ozledim :(

tadini cikar