Baklava hırsızı çocuklar hapishanelerde ömür çürütürken, vergilerimizi hortumlayanların "bu ülke seninle gurur duyuyor" nidaları arasında omuzlarda taşındığı, binlerce üniversite mezununun işsiz gezdiği, açlık sınırının altında milyonların yaşadığı, eğitimin değilde cehaletin sözünün geçtiği, 3. dünya ülkesine yakışır mafya özentilerinin türediği, herkesin beline silah koyup taşıyabildiği, biraz ağaçlık bir yer bulsak ormanlarını yakıp yerlerine açılan yerlere, bankalara borçlanarak satın aldığımız lüks sıfatlı konutların dikildiği, dış borçlarını saymıyorum bile dış politikasının bile istikrarı olmayan, bırakın dışını iç politikası bile belli olmayan, AB kapılarında yatıp kalktığı halde ne teröre ne soykırım iddialarına son veremeyen ama buna rağmen kendi ordusuna kolayca dil uzatan, sebepsiz davaların asla sonuçlanamadığı, töre cinayetlerinin önünün alınamadığı, araba kullanmayı bilmeyen insanlara ehliyet verildiği sonra kazaların hesabının trafik canavarına atıldığı, hatta son yıllarda varlığı kabullenilmese de kendine ait bir enflasyon canavarı olan, anlayacağınız canavarlara ve hurafelere inanan, daha başındaki adamların adını bilmeyenlerin kime olduğunu bilmeden 3 kuruşa oyunu sattığı, adamların adını bilmiyorken yeni çıkmış uvertür bozmalarının eller havaya şarkılarını noktasına kadar ezbere bilen, televizyon bağımlısı, sanatı sadece TV de gördüklerinden ibaret zanneden, yiyecek yemeği olmadığı halde son model cep telefonu kullanan, ithal olsun çamurdan olsun diyerek kendi malını beğenmeyen, 3 kuruşluk çin mallarının çöplüğü haline gelmiş, zaten Avrupa'nın çöplerini de para karşılığı alıp toprağına gömen, ve o toprakta yetişenleri afiyetle yiyen, çevre bilinci sıfır, şansına yaşayan insanların yaşadığı yer burası.
Tek derdimiz boyfriend jeanimiz olsun.
Burası sadece "İstanbul" dan ibaret değil.
Ne yazık ki...
Ekim 15, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder