Aralık 18, 2009

As a well-spent day brings happy sleep, so life well used brings happy death.

İnanmak istediğimize inanmak, aksinin doğru olmadığına dair diretmek huzur veriyor bize. Her kaybımız ne fani şeylerle uğraştığımızı hatırlatıyor ama nafile. İnatla dönüyoruz başladığımız yere. Kendimizi kandırmayı seviyoruz.

Acıları bittiği için huzuru bulduklarına inanmak istiyorum. Ne biliyorum ki "sonrası" için? Hiç bir şey. Belki bir boşluk, belki bir başlangıç, belki başka bir şey inanmak istemediğim.

Avutuyorum işte kendimi. Benim acımla baş etme yöntemim başka, "Düşünme" mek üzerine. Ertelemek. İleri vadelere, taksitlere bölmek, bir nevi senet yapıyorum gelecek günlere.

Ölüm 20 sinde de yakalasa sevdiklerimizi, 90 ında da, beklesek de içten içe kaçınılmaz sonu, yaralıyor. Şükretmem gerekiyorsa bir şeye, beklenmedik olmadığına şükredilebilir sadece.

Yoksa bu geçtiğimiz sene için pek iyi şeyler söyleyemeyeceğim.

Öğretti, büyüttü, ümitlendirdi, ama acıttı, kanattı, çok da yaraladı.

Gelecek yıl hayrola...

1 yorum:

Fery... dedi ki...

ne kadar beklenirse beklensin ölümün yüzü soğuk... dilerim 2010 ve sonrası acıtmaz bu kadar :(