"I am not young enough to know everything..."
Herşeyi bilecek kadar genç değilim demiş Oscar Wilde.
Evet, yaş almanın iyi taraflarından biri de bu. Herşeyi bildiğini zanneden, "Haaaayıııırr, hiç de bileee" diyen, ama öyleymiş gibi hareket etmeye devam edenlerin ne kadar komik olduklarını görüp artık öyle olmadığın için şükredebiliyorsun.
Yaş aldıkça şükredeceğin şeyler çoğalıyor.
Nasıl desem? Daha mı yakın oluyoruz Allaha?
Oysa ben bugünlerde ilk defa "Yüzsüz bir kul" olarak herşeyi istiyorum.
Gerekçem hazır. Bugüne kadar sıhhat, aşk, huzur gibi şeylerin dışında bir beklentim olmadı. Seçimlerimde beklentilerime yönelikti. Fazlasını istemedim.
Ama şimdi, yıllar sonra yeniden çocukluğumdaki gibi hayaller kuruyor, bu hayallerin gerçekleşmesini yine çocukça ümitlerle bekliyorum. Biliyorum "Secret" falan hikaye. Tamam, pozitif düşünelim pozitif olalım, çiçekler açıyor, bahar geliyor, hava mis gibi, kulağımda bir müzik sesi. Sonra gün içinde hıyarın biri karşına çıkıyor ve pofff ! Ama şunu öğrendim ki hayatımıza ne kadar müdahale olursa olsun, alacağımız yaraların derinliği, onlarla baş edebilme gücümüz ve onları tedavi edebilecek doktorumuz yine kendimiziz. Başkalarını düşündüğümüz kadar kendimizi de düşündüğümüz gün başarıyoruz belki de bunu.Tabii, siz de bencilliğin yeni adı özgüven manyağı olan kimi yeni yetmelerdenseniz, bir dinazorun sözleri kadar demode olacak anlattıklarım, olsun varsın, o zaman sizi şöyle yazının başına alalım. Yok değilseniz buyrun devam edelim...
Hiç düşündünüz mü, şimdiki aklımızla yıllar öncesine gitsek, neler yapabilirdik diye? Yaptığınız seçimleri değiştirir miydiniz? Nelerden vaz geçerdiniz, şu anda sahip olduğunuz şeylerden de vazgeçeceğinizi bile bile? Ya hata olarak düşündüğünüz o "Keşke" ler aslında sizin içi bir lütufsa? Kadere inanır mıydınız onunla her halükarda tanışacağınızı öğrenince?
Hayat bir film, biz de kendi filmimizin hem başrol oyuncusu, hem yönetmeni, belki de aynı zamanda senaristiyiz.
İşte bu sebeple, silip silip yazıyorum romanın kalanını, yeniden.Benden yazması, umarım Prodüktörden de onaması...
Mart 21, 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ne güzel yazmışsın Aslı...
Kişinin kendisi değişmedikçe sil baştan diye bir şey olmadığına inananlardanım ben... hani şimdiki aklım olsaydı lı cümleler reel gelmez bana... çünkü alınan tüm kararlar günün koşulları ile değerlendirilir, yıllar geçtikten sonra bugün olsa yine yaparım dediğimiz kararlarla dolu olsun hayatımız en çok istediğim bu diğer keşkeler de zaman içinde iyi ki olur gün gelir... hep olmuştur...
Evet öyle. Ama insanlar seçimlerinin sonuçları hoşlarına gitmediğinde bunu kadere atabiliyorlar. Hangisi insanı daha çok rahatlatıyor merak ediyorum.
Yorum Gönder