Hayır videoyu izlemedim.
İzlersem bu adiliği yapanların isteklerine hizmet etmiş olacaktım.
Bir yanım, istifa ederse, onun da bu iğrençliğe hizmet ettiğini, prim verdiğini düşünürüm diyordu, bir yanım da politika onur gerektirir, ki biz öyle politikacı görmeye alışık değiliz,onurlu davranıp istifa edecektir diyordu.
Ancak ölene kadar o koltuktan kalkmayacağına da o kadar çok inanıyordum ki!
Bir seçmen olarak bu partinin yeniliklere, ve orada yükselecek genç isimlere ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. O koltuk yeni bir isimle devam etmeliydi. Ama bu şekilde değil.
Onun bu şekilde gidişine üzüldüm.
Yaptıklarından ötürü değil,bu onun özel hayatı, beni ilgilendirmez ama ülkemde artık herşeyin tehditle, korkuyla, sindirmeyle elde edilmesinden dolayı üzgünüm. Hiç kimsenin hiç kimseye saygısı yok. Onu da bu şekilde yendiler.
O yenilmedim diyor. Belki de. Belli ki onun şahsına değil bu komplo, muhalefet partisine.
Beni asıl şaşırtan ise erkeklerin çoğunun eşini aldattığı, aldatmayı erkeklikten saydığı ülkemde, koca koca adamların sanki eşini aldatan tek erkek oymuş gibi yorum yapması. Ona muhalif isimlerin, kendileri sütten çıkmış ak kaşıkmış misali içten içe sevinmesi.
Ben hayatın bir adaleti olduğuna inanırım. İster Allahtan korkma, ister hakimi takma. Hayatın bir adaleti var. Er geç gelir seni bulur.
Bize de olan biteni seyri kalır...
Mayıs 11, 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Yazdıklarına aynen katılıyorum,ama sanki bu kez hayatın adaletini beklerken çoook geç kalınacak gibi bir his var içimde... İşlerin artık böyle alçaklıkla yürütülmesi çok üzücü..:(
Artık hayatımızı gizli kasetler, telefon dinlemeleri yönlendirir oldu.
Bende inanıyorum hayatın adaletine ama niye her geçen gün daha kötüleri oluyor.
İstifaya çok çok üzüldüm. Yok "onu" çok sevdiğimden değil bu üzüntüm 72 yaşındaki bir siyasetçimizin bu şekilde ayrılmasına üzüldüm.
Sonra dün iki saat şunu düşündüm. Hani birileri evimize yatak odamıza gizli kamera koyup çekse ve yayınlasa, utanmazmıyız, yüzümüz kızarmaz mı, kimselerin yüzüne bakamayacak duruma gelmez miyiz. Seviştiğimiz adam kocamız bile olsa.
Bize ortaokuldayken vatandaşlık dersi vermişlerdi. En önemli kuralda kimsenin hakkına saldırmamaktı.
Öyle bir ülke olmuşuz ki, asıl iğrençlikleri yapanların üzerini kapatıyor, dürüst insanlara da çamur üstüne çamur atıyoruz. Kısacası şerefsiz bir ülke olmuşuz işte...
hala meclis sıralarında oturup, bir kaç eşe sahip olanlar var değil mi?
aynı onuru keşke hepsinde görsek
madem bu kadar şahsi hatalar önemli...
madem anneye laf eden hala en tepede, hala istediği gibi at koşturuyor...
ve bu yazının altına imzamı atmak istiyorum. söylemek istediklerimi bir ne güzel anlatmışsın.
Keşke adaleti havale ettiğimiz merci o olmasa...
Söylediklerinize o kadar içten katılıyorum ki ben de onların altına imzamı atarım.
İnsanların artık akıllıca kararlar alıp dürüst işlere imza atmasını dilemek de en büyük isteğim.
Aslıcım, ölümüne koltuğa sarılmış, taban gitmesini isterken bile gitmemiş bir adam sence bu kaset yüzünden gider mi? Bence gitmez! Komplo teorisyeni olmak istemiyorum ama bu işlerin arkasında başka işler var bence :(
Afedersiniz ama aynı partiden milletvekili ile yaşanan ilişki "özel hayat" tanımının dışına çıkarıyor konuyu.Malesef ki milletvekili adaylarını parti başkanının belirlediği ülkemizde, söz konusu hanımefendinin hangi kıstaslara göre/ hangi bölgeden aday belirlendiği, karşısındaki adayların ne şekilde elemine olduğu, ya da bundan sonra milletvekili olacak bayan adayların başarılı olmak için hangi metodları uygulayacakları gibi politika etiğine de uymayan cevapları olan sorular kaldı aklımda.
Nothing, her şeyin arkasında bir hikaye var olabiir tabii, yorulmuş da olabilir, zamanla göreceğiz.
Uğur, tabii o da haklı bir bakış açısı olabilir... di :) Geçmişte veya günümüzde başka partililerle ilişkisi ortaya çıkarsa - çıksaydı.Ben yapılan eylemi onaylamıyorum ama bunun ifşa edilmesinin de aynı derecede ayıp olduğunu düşünüyorum.
hem sevindim hem üzüldüm bu istifaya. sevindim, çünkü ''artık yeter'' di, üzüldüm çünkü ''ya gelen gideni aratırsa?''
Yorum Gönder