İyi ki annem yanımda.
En azından hafta içi.
Çünkü dağılmış durumdayım.
İnsan sabah gidip akşam döndüğü ofis hayatından uzak kalınca kolayca alıştığı şeyler var.
1- Uyku bolluğu.
Her ne kadar öyle öğlenlere kadar uyuyan biri olmasam da biraz olsun geç kalkarak geç yattığım günleri telafi edebiliyordum. Oysa artık telafi zamanı yok. Uyuyabildiysen ne ala ! Uyuyamazsan cts günleri böyle 12 ye kadar yatarak acısını çıkarıyorsun. Kaç tane rüya gördüğümü hatırlayamıyorum bile.
2- Zaman
Tüm zamanlar senin di !!! Artık değil. Öyle canın istediğinde kahvaltı edip canın istediğinde kahve eşliğinde iki laf etmek yok. Her şeyin bir zamanı var. İyi ki yanında annen de var ki, en azından işe giderken sabah kahvaltı hazırlamak, akşam yemeğini hangi arada hazırlayacağım derdine düşmek yok. Kaçırılacak filmlere, okunamayacak kitaplara yenileri eklenecek.
3- Hürriyet
Pek severim bu kelimeyi. Sanki o duygunun daha da hakkını veriyor bu eski Türkçe. Evet Aslı hanım, canının istediğini yapabilme dönemi gerilerde kaldı. Bu yaz, geçen yazlardaki gibi canın istediğinde İzmir Çeşme, canın istediğinde yazlık yapabilme lüksün yok. Haftasonları sitenin havuzunu kullanarak mutlu olabilirsen ne ala !
4 -Oğluş
Bir süredir , her ne kadar okula da gitse full time anne olan oğluş için part time anne olacağım artık. Elele gezeceğimiz koca bir yaz hayal oldu. Neyse ki o halinden memnun. Önce İzmir, sonra Bodrum, ardından benim iznim sadece bir hafta olduğu için - Daha ne istiyorsun ki!? - babasıyla erkek erkeğe bir tatil, sonra anneannesiyle İstanbul turları ve ardından da yaz okulu heyecanı var. Anneannesinin onu kendi evine götürdüğü günler benim için zor olacak. İş gezileri için onu bırakıp gitmeye alışığım ama onun beni bırekıp gitmesine değil. Ev bomboş gelecek.
5- İlgiler
İlgilendiğim bir çok konuya çok fazla zamanım kalmayacak. Yabancı dil merakım rafa kalkacak. Kursa gitmeye bile zaman yok. Şövale orada boynu bükük duracak. Blog yazmaya devam edebilirsem ne ala!
Ancak öte yandan, ayrı kaldığım zaman içinde bu alışkanlıklara kafi derecede doymuş olmalıyım ki yine kaşındım, bir işin ucundan başladım. Pişman mıyım? Hayır. İşimi çok özlemişim. Yine renklerin, desenlerin arasında olmak, problemleri çözmek, eski dost müşterileri görüp sohbet etmek iyi geldi. Tatil dönüşü fuar telaşımız var ki hem yorucu hem de eğlenceli bir dönemdir, zaten o zaman ne kaçırdıklarımı ne de kazandıklarımı düşünecek zamanım olacak. Bir telaş ki sormayın.
Şimdilik bu kadar, bugün hava şahane, çıkmalı, dolaşmalı, kendini şımartmalı !
Haziran 12, 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Çalışmak iyidir, iyi. Nasılsa evde oturacağın zamanlar yine gelecek. Gençliği, enerjiyi, yatarak, yüzerek, ıvır zıvırla harcamak günah.
Kolay gelsin :)
Ağlamak istiyorum:((
Oysa ki en başında çalışamamak kabus gibi gelmiş fakat o his ancak bir hafta sürmüştü:)) Mis gibi ev hayatına şakadanak alışmıştım. Şİmdi seni de okuyunca Ağustos ayı kara kara gözükmeye başladı.
Üçünüz de benim eskiden beri blog arkadaşlarımsınız, gel gitlerimi benim kadar iyi biliyorsunuz, bunları da aşarım sanırım :)
Sinem, merak etme, buna da bir haftada alışılıyor :)
Yorum Gönder