Gıcıklığı meşhur bir ülkenin konsolosluğu, hakkım ve bir iki sayfam olduğu halde pasaportumu eski diyerek geri gönderdi, benden yeni çipli pasaportlardan istedi. İyi hoş, işe geç gideceğimi söyledim, sabah yola koyuldum. Bilmeyenlere söyleyeyim, defter parası Ziraat'e yatıyor, harç parası nereye isterseniz oraya. E tabii sıra numarası alıp o kadar bekleyince onu da Ziraat'e yatırıyorsunuz mecburen.
Sonra Emniyetin yolunu tutuyorsunuz ama önce fotokopi çektirecek bir yer bularak. Bu arada bir gün önceden gidip çektirdiğiniz biometrik fotoğrafları da alıyorsunuz. En önemli nokta burada. Fotoğrafları alırken asla ama asla nasıl göründüğünüze bakmayın. Adriana Lima ya da Alessandra Ambrosio değilseniz özgüveninize kalıcı hasarlar verebilir. Zira 3. sayfa haberlerindeki bir vesikalık fotoğrafla, Hollywood yapımlarındaki hapishane kaçkınlarının önlerine numara tutulmuş polis kameralarına bakan figüranların görünümünü yakalıyorsunuz. Bu fotoğrafın altına birazdan emniyette alınan parmak izlerinizi de eklediklerinde, en azından fotoğrafı çektirirken enine çizgili giymediğiniz için şükredeceksiniz.
Parmak izi başka mevzu. Artık ehliyete de istedikleri için uzun bir kuyruk var. Bozulup duran sistemin çalışan anını yakalayıp kaydınızı yaptırdığınızda bu sıraya transfer oluyorsunuz.
40 derece sıcakta 4 saatlik bekleme ile sonuca ulaşıyorsunuz, çok basit, hepsi bu !
...........................................................
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer, ama bulduğunu değil umduğunu seyreder. Velhasıl ben de şu anda çakma Gossip Girl, ve ondan daha çakma Serena'yı izliyorum. İlk aklıma gelen sorular şunlar:
Neden bu kadar komik giyiniyorlar? Gossip Girl'de tasarımlar giyiliyor diye tasarım mı taşımaya çalışıyorlar? Kusura bakmasınlar ama bu rezalet kıyafetler de ne?
Neden insanlar bu kadar dejenere? Bize bir kaç beden büyük değil mi?
Neden bütün kızlar aynı renk ruj sürüyordu? O gün sette sadece o pembe mi vardı?
Neden izliyorum ki bunu?
.........................................................................................................
Kemal amcanın giydiklerinin fotoğrafını çekip yanlarına da fiyatlarını yazmışlar. Ancak havuzcuklu villacık ı gibi bu da boş çıktı. Siyasetin çirkin bir şey olduğunu biliyordum ama insanları bu kadar çirkinleştirebilmesi inanılmaz.
Memur adam sevilmez velhasıl. Boyundan mesleğine, giydiklerinden iki kuruş aldığı eve kadar didik didik edilen amcamız fena halde korkutuyor olmalı birilerini ki bu kadar yükleniyorlar.
Yakında Kemal amcanın da bir gemiciği olduğunu iddia etmelerini, o gemiciğin de 75 yılından kalma bir taka olmasını bekliyorum. O zaman fena güleceğim işte.
...........................................................
Bir de Muğla'da arıları katleden manyağı esefle kınıyorum.
Bu kadar...
Ağustos 18, 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
arılara ben de pek takıldım geçtiğimiz akşam... yaşamı kendi ellerimizle baltalıyoruz her zaman ki gibi.
pasaport ayrı çile evet, ben bir de eskisini kaybettiğim için vatan caddesine gideceğim, bakalım nasıl geçecek. biyometrik fotografıma bakınca nefret ettim bende kendimden.
Ama olsun, istedigim işte çalışıyorum ya dünden beri :)
her şey güzele bağlanıyor :)
Seden, başladın demek? Her şey gönlünce olsun, yaz detayları yeni işinden .)
Yorum Gönder